New Jersey Senatörü Cory Booker, 31 Mart 2025 gecesi ABD Senatosu’nda başladığı konuşmasını 1 Nisan’da saat 20:05’te tamamlayarak Senato tarihindeki en uzun konuşmayı gerçekleştirdi. Bu konuşma, 1957’de Strom Thurmond’un 24 saat 18 dakikalık rekorunu geride bırakarak tarihe geçti.
Booker konuşmasına, “Amerika Birleşik Devletleri Senatosu’nun normal işlerini fiziksel olarak mümkün olduğum sürece bozmayı planlıyorum” sözleriyle başladı.
Trump ve Musk hedefteydi
Booker’ın konuşmasının ana hedefi, Donald Trump yönetimi ve onun desteklediği politikaların yanı sıra, Elon Musk‘ın liderliğini yaptığı yeni hükümet kurumu olan DOGE (Department of Government Efficiency) oldu.
Senatör, özellikle sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri ve sivil haklar alanlarında yapılan kesintileri eleştirdi. Musk’ın kamu yönetiminde “verimlilik” adı altında uygulamaya koyduğu dijital izleme ve otomasyon politikalarının ise demokrasi için tehlike arz ettiğini savundu.
“Demokrasiyi ve insan haklarını savunuyorum”
Konuşması boyunca Booker, sivil haklar lideri John Lewis‘i anarak Amerikan halkını demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı. Booker şu ifadeleri kullandı:
“Bu sadece bir siyasi tepki değil. Bu, halkın çıkarlarını ve anayasal haklarını savunmak için yapılan bir vicdan hareketidir.”
Senato geleneğine uygun protesto: Fiziksel sınırlarına kadar konuştu
Senato kuralları gereği, konuşma süresince Senatör’ün ayakta durması, mola vermemesi ve konuşmayı kesintisiz sürdürmesi gerekiyor. Booker bu kurallara uyarak, fiziksel olarak dayanabildiği kadar kürsüde kaldı. Diğer Demokrat senatörler de ara ara soru sorarak Booker’ın kısa molalar vermesine olanak tanıdı.
Tepki ve destekler büyüyor
Cory Booker’ın bu eylemi, özellikle genç seçmenler ve aktivistler arasında büyük yankı buldu. Sosyal medyada “#StandWithBooker” etiketi kısa sürede trend olurken, bazı Cumhuriyetçi senatörler ise bu hareketi “şov” olarak nitelendirdi.
Amerikan tarihinde bir dönüm noktası
Cory Booker’ın 25 saatlik konuşması, yalnızca bir rekor değil, aynı zamanda Amerikan siyasetinde bir direniş sembolü olarak görülüyor. Demokrat Parti içindeki birçok isim, bu konuşmanın önümüzdeki seçim sürecinde bir motivasyon unsuru olacağı görüşünde.