Avrupa’da zorunlu askerlik, son yıllarda Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte yeniden gündeme gelen bir konu haline geldi. Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın geçen ay duyurduğu, erkekler için zorunlu askerlik eğitimi planı, bu değişimin en güncel örneklerinden biri. Tusk, ülkesindeki 200 bin civarındaki asker sayısını 500 bine çıkarmayı hedeflediklerini açıklarken, “Bir savaş çıkarsa tüm erkeklerin eğitilmiş olmasını istiyoruz” diyerek bu adımın gerekçesini ortaya koydu. Rusya’nın 1,3 milyon, Ukrayna’nın 800 bin askeri olduğu düşünüldüğünde, Polonya’nın bu hamlesi savunma kapasitesini artırma çabasının bir yansıması olarak görülüyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve Askeri Hazırlıklar
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Avrupa’da güvenlik algısını kökten değiştirdi. Özellikle Rusya’ya komşu ülkeler, olası bir tehdide karşı ordularını güçlendirme yoluna gidiyor. Letonya, 2006’da kaldırdığı zorunlu askerliği 2023’te geri getirerek 11 aylık bir hizmet başlattı; kadınlar ise gönüllü olarak katılabiliyor. Polonya’nın da bu yönde adım atmasıyla, Rusya’nın tüm Avrupalı komşuları zorunlu askerliğe dönmüş olacak. Doğu Avrupa’daki bu hareketlilik, kıtanın batısında da tartışmaları alevlendiriyor. İngiltere’nin eski savunma bakanı Tobias Ellwood’un “ABD’nin güvenlik garantilerinden çekildiği bir dönemde Avrupa’da çatışma riski artıyor” sözleri, bu kaygının boyutlarını özetliyor.
Zorunlu Askerliğin Geri Dönüşü
Batı Avrupa, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrası zorunlu askerliği büyük ölçüde terk etmişti. Ancak son yıllarda Ukrayna, Litvanya, İsveç ve Letonya gibi ülkeler bu uygulamayı yeniden hayata geçirdi. Danimarka, 2026’dan itibaren kadınları da zorunlu askerliğe dahil edeceğini duyurdu; Letonya ise 2028’de aynı adımı atmayı planlıyor. Kadınların askerliğe katılımı, cinsiyet eşitliği ve savunma kapasitesini artırma hedeflerini birleştiren bir trend olarak dikkat çekiyor. Buna karşın, Carnegie Endowment’tan uzmanlar Sophia Besch ve Katrine Westgaard, zorunlu askerliğin yüksek maddi maliyetler getirdiğini, barınma ve beslenme gibi lojistik yüklerin yanı sıra kariyer kesintilerinin ekonomiyi zorladığını belirtiyor.
Ekonomik ve Sosyal Boyut
Bazı ülkeler, bu yükü hafifletmek için yenilikçi çözümler üretiyor. Danimarka, İsveç ve Litvanya, askerlere mesleki eğitim, maaş ve istihdam imkanları sunarak hem cazibeyi artırıyor hem de ekonomik etkileri dengelemeye çalışıyor. Estonya’da ise bilgi teknolojisi çalışanları orduda aynı alanda görev alarak kariyerlerine katkı sağlıyor. Her ülkenin kendi koşullarına özgü çözümler geliştirmesi gerektiği fikri, uzmanlar arasında yaygın bir görüş. Ancak Gallup’un geçen yılki anketi, AB vatandaşlarının yalnızca yüzde 32’sinin işgal durumunda savaşmaya istekli olduğunu gösteriyor; İtalya, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerde bu oran daha da düşük.
Vicdani Ret ve Avrupa’daki Durum
Zorunlu askerliğin olduğu Avrupa ülkelerinde, vicdani ret hakkı genellikle tanınıyor ve dini, siyasi ya da kişisel nedenlerle askere gitmek istemeyenlere alternatif hizmet seçenekleri sunuluyor. Türkiye ve Azerbaycan ise bu hakkın tanınmadığı istisnai ülkeler olarak öne çıkıyor. Avrupa’da zorunlu askerliğin geri dönüşü, hem jeopolitik tehditlere yanıt hem de savunma politikalarında köklü bir değişim sinyali veriyor. Ancak bu uygulamanın toplumlar tarafından ne kadar benimseneceği ve ekonomik sürdürülebilirliği, önümüzdeki yıllarda daha net bir tablo çizecek.