Yaklaşık yarım asır sonra tekrar üniversite öğrencisi oldular

Yaklaşık yarım asır sonra tekrar üniversite öğrencisi oldular

60 yaş üstü bireylerin hem 21. yüzyılda elde edebilmeleri hem de sosyal yaşama tekrar kazandırılması amacıyla hayata geçme “Bilgelik Programı” kullanıcılarının ilk yılını tamamlamanın haklı gururunu yaşadı. Emekli olduktan sonra köşelerine çekilmek istemeyen ve “öğrenmenin yaşı yok” sözüne bir kez daha örnek olan boyutları artı yaklaşık yarım asır önceki üniversite yaşamlarında da tekrar deneyimleme şansı elde ediyorlar.
Emeklilik hayat sosyalleriyle hayatta kalma noktasından kopmak istemeyenlerin durağı artık üçüncü yaş üniversiteler oldu. Toplumun yaşlanmasını farklı bir şekilde korumak, sağlıklı ve başarılı bir yaşlılık dönemi yardımcı olmak isteyen Bilgelik Programı da bunlardan birinde. Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı (AKEV) ve İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) işbirliği çerçevesi kurulan Program aynı zamanda 60 yaş üstü bireyler hem alzheimer ile mücadelesi için hem de sosyal yaşamlarına artı değer katmak amacıyla kuruldu. Lisans benzeri bir ders içeriği ile gönüllü öğretmenler tarafından hafta iki günü, günde üç saat olacak şekilde programlanan eğitimlerle, bilişim, sağlık, spor, sanat ve gibi çeşitli alanlardan derslerle 60 yaş üstü yetenekleri geliştirmelerine ve yeni bölümler iletişim kazanmalarına olanak sağlıyor. Katılımcılara ayrıca haftanın iki gününde altı farklı ders almanın yanı sıra kültürel etkinliklere de katılım fırsatı bulmalar. Bu etkinlikler, öğrencilerin sosyal çevrelerini genişletmelerine ve kültürel birikimlerini artırmalarına da olanak tanıyor.
Bu emeklilik hayatı dolu dolu yaşamak isteyip de programa katılan 40 öğrenciye ilk yılını tamamladıkları için düzenlenen törenle katılım sertifikası verildi.

“Üniversitenin toplumla bütünleşme çabası olmak zorundadır”
Üniversite olarak böyle bir işbirliği içinde olmaktan dolayı mutlu olmayı ifade eden İAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Reşat Başar bu genel yapılan her türlü çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Başar, “Üniversite sadece lisans ya da yüksek lisans alanında eğitim veren bir kurum değil bizim nezdimizde. Üniversitenin toplumla bütünleşme çabası olmak zorundadır. Bizim üniversitemiz de bu istikâmette birçok faaliyet yürütüyor. Bilgelik akademisine benzer bir de çocuk üniversitemiz var. Toplumun her kesimini kapsayan bu tarzını sürdürebilmek için her zaman çalışmaya devam etmek” dedi.

“Asıl amacımız alzheimer ile mücadele”
Program bünyesinde aktif olarak yönlendiricia ders veren Dr. Öğretim Üyesi Ali Efe İralı ise program için bilgilendirmelerde alzheimera dikkat çekti. Ali Efe İralı, “Üçüncü yaş üniversitelerinin Türkiye’ye uyarlanmış modelini yürütüyoruz. 2 yıllık bir program. 2 yıl içinde 31 öğrenciden iletişim, matematik, yabancı dil, ekonomi, tarih, felsefe gibi çok çeşitli yer alan dersler. Bir yandan da sabit sağlık dersleri ile onları destekliyoruz. Aslında asıl amacımız alzheimer ile mücadele ve sağlıklı yaş alma üzerine inşa edilmiş bir program. Onların siteleriyle bir mentor-menti bağı hayvanlarına çalışıyor, hem gençlerle deneyimlerinde bulunuyorlar hem de yeni teknolojilere adaptasyon süreci, gençlerden yer alan destekler” şeklinde konuştu.

“Bunalıma girmiyor ve ‘öğrenmenin yaşı yok’ diyoruz”
Katılımcılardan her ikisi de emekli öğretmen olan Nuran Kiraz Fidanlık ve Fatma Ekinci de böyle bir eğitim görme içinde olmaktan dolayı son derecek mutlu yaşadıklarını ifade ettikleri duygulara ek olarak, “Biz zaten öğretirken öğretenlerdendik. öğrenmenin kat’iyetle yaşı yok. Bu program her şeyden önce özgüvenimizi yükseltti. Arkadaş çekirdeği, ayrıntılı bir çevre, genç çocuklarla bir arada olma, derslerin bize kattığı güzel şeyler. Yani tarifi zor duygular yaşadık bu sene. Her şeyden önce sosyalleşiyoruz, bunalıma girmiyor ve çok da mutluyuz. El becerimiz bile geliştirdiği derslerde. Ayrıca gençlerin enerjisinden de faydalanıyoruz” diye konuştular.

“Emeklilik sonrası boşluk içindeydik”
Emekli maaşı İsmail Güzoğlu ise emeklilikten sonra bir boşluğun içinde olması nedeniyle bu yüzden bu makinenin kendilerini çok yardımcı daraltması, “Arkadaşlarımız tarafından böyle bir program olduğunu öğrendi. 50 yıl önce yani yarım asır önce yaşadıkları üniversite hayatını tekrar yaşamaya başladık. Yeni yeni dostlar, bilgiler, deneyimler edindik. Bir savaşın söz sırasına geldiğinde söylemekle birkaç kelime daha kazandık. Bu imkanı sağlayan herkese teşekkür ederiz” dedi.

“Tekrar öğrencilik evine gitmek geri muhteşem bir duygu”
Emekli gazeteci Metin Dirim ise bu programların daha fazla yaygınlaşması gerektiğini ifade ettiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Sosyalleşmenin en yüksek olduğu yer üniversitelerdir. Biz de bu programı duyuncaşimle birlikte yazıldık. Çok sayıda deneyim kazandık, bizim en önem verdiğimiz şey sosyalleşmeydi. Üniversitedeki gençlerle tanışma imkanımız oldu. Tekrar öğrencilik evine geri dönmek bizim için muazzam bir duyguydu. Çok aktif olmak durumundaydık. Özellikle beyin olarak aktiftik. Bu yaşta bu deneyimler bizim için çok iyi oldu. öğrenme yaşı yoktur. Ama öğrenmeyi de araştırmak lazım. Nasıl ve nereden öğrendiğimi diye. Bizde maalesef emekliler emekli olduktan sonra köşelerine çekilip torun varsa torun gözlemciler. Tabi emeklinin bunu istemesinden üniversitelerin, emanetçilerin duyarlı olması lazım. Devlet, üniversiteleri bu konudaki maddi manevi desteğin olması gereken ki o zaman topluluğunu yönetmekten daha çok insandan faydalanır.”

Exit mobile version