“Türk çimento sektörü ihracattan iç talebi yükümlülüğe sahip”

“Türk çimento sektörü ihracattan iç talebi yükümlülüğe sahip”

Çimento ihracatında ve işletmelerinde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye, dünya genelindeki makroekonomik ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle bazı ihracat pazarlarında görülen yavaşlamayı, özellikle enerji maliyetlerindeki azalma ve ekonomik tüketimdeki yükselme trendi ile birlikte ele alınarak, bu pazarları yeniden domine etmeye hazırlanıyor.

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB) altında Türk Çimento markasıyla faaliyetini sürdüren Türk çimento endüstrisi, Sapanca’da düzenlenen “Çimento Sektörü Çalıştayı”nda bir araya geldi. Açılışını ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay’ın yaptığı çalıştayda; İhracat pazarları, sektörün sonuçları ve engelleme ile birlikte temelde deprem felaketi olmak üzere yurt içindeki gelişmelerin sektöre etkileri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

“Çin, Suudi Arabistan ve ABD’deki gelişmeler bize avantaj sağlayacak”
Makroekonomik ve jeopolitik gelişmelerin Türk ekonomisine ilerlediğini kaydeden Abdulhamit Akçay, “Çin’de yükseliş bitmesiyle birlikte ekonomik faaliyetin yeniden ortaya çıkmasını görüyoruz. Bu durum, başta Vietnam olmak üzere ülkedeki üretici okulların yeniden Çin’e kanalize olmalarını, böylece ABD başta olmak üzere Batı pazarlarındaki yükümlülüğünün sona ermesini sağlayacak. Yine Suudi Arabistan’da benzer bir gelişme söz konusu. Bu ülkede yeni nesil yetiştirme hız kazandı. Burada da Çin örneğinde olduğu gibi yerel tüketici Suudi Arabistan pazarına yönelmelerini bekliyoruz. Böylece biz de kendi pazarlarımızda, enerji maliyetleri nedeniyle kaybettiğimiz güçleri güçlü bir şekilde yeniden kazanacağız. Diğer tüm navlunda geçen yılın son çeyreğine göre yaşanan bir dizi da Uzak Doğu’daki ihracatçıları olumsuz etkileyeceği için Batı pazarlarında yerleştirmee avantaj sağlayacak” şeklinde konuştu.

“Yaklaşık 40 milyon ton üretim kapasitemiz fazla var”
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi nedeniyle çimento sektörünün ana faaliyetinin yurt içi piyasa büyümesinin kuzeyini çizen Akçay, “İhracat bizim için her zaman çok stratejik ancak hem deprem bölgesindeki kentlerimizin yeniden inşası hem de deprem kuşağındaki diğer kentlerimizin büyümesi için gerekli yıkımın karşılanması, bu yıl ve gelecek beş yıllık süreçte ana geleceği olacak. Ancak iç piyasa talebini karşılamamız, işletmeye katma değer sağlama açısından da kritik sonuçlara sahip olan ihracatımızın sekteye uğrayacağı anlamlandırılmıyor. Çünkü sektörümüz yıllık 120 milyon ton üretim hizmetlerine sahip. 2022 yılına baktığımızda yurt içi ve yurt dışı toplam talebin 82 milyon ton olduğunu görüyoruz yani bizim sektör olarak yaklaşık 40 milyon ton üretim kapasitemiz fazla var. Bundan dolayı deprem bölgesini yeniden inşa çalışmalarının en üst düzeyde olacağı zamanlarda bile hem iç piyasanın bulunmasını karşılayabilir hem de ihracatımızı devam ettirebiliriz. Hizmet kalitemiz, ürün yelpazemiz ve sektörümüzün dünya çapındaki değerleri bunu yapabilecek güce sahibiz” diye konuştu.

“Deprem bölgesindeki muhafaza siparişlerini diğer bölümleri tamamladı”
Çimento sektöründe yaşanan depremden etkilenen 10 fabrikanın ifade eden Akçay, şunları söyledi: “Başta İskenderun, Adana ve Mersin dahil bu bölge, bilgisayarın deniz yolundaki sonuçlarındaki en kilit ihracat üslerinden biri. Depremin ardından gerek yapı ve makine hasarları ile iş gücü kaybı nedeniyle bölgemizdeki fabrikaların satışı neredeyse durma noktasına geldi. Bu süreçte diğer tüketicilerdeki tüketicilerimiz davranışlarını karşılayarak, siparişleri yetiştirdiler. Sektörümüz büyük bir dayanışma örneği verdi. Şimdi bu bölgede üretim yeniden başladı ancak ihracata dönüş sürecinde diğer bölgelerimizin desteği devam edecek. Türkiye çıkışlarındaki 56 entegre tesis ile 23 öğütme tesisimizle aygıtın üretimine ve üretimine bir bütün olarak bakıyoruz.”

Exit mobile version