Yeni vergi sistemi kanallarıne göre 900 milyar dolar 2 eldea ulaşabilir

Yeni vergi sistemi kanallarıne göre 900 milyar dolar 2 eldea ulaşabilir

İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalıştığı yeni vergi sistemi Çarşamba Toplantılarında görüldü ile paylaşıldı. Büyüme dostu olduğu iddia edilen sistem, devlet ile iş dünyasını uzlaştıracağı, sürdürülebilir kalkınmayı elde edeceği ek, “900 milyar dolar olan milli gelirin, bu modelin yükü altında Güney Kore gibi 2 elde edilmeye erişilmesi var var” olarak değerlendirilmesi yapıldı.
Yeni vergi sistemi hatları Altınbaş Üniversitesinin çevresinde Çarşamba Buluşmalarında ele geçirildi. Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal İbiş, Eski Başbakan Yardımcısı ve Eski Ekonomi Bakanı Prof. .
Cemal İbiş, yaptığı değerlendirmede 900 milyar dolar olan milli gelirin, bu modelin yükü altındayken Güney Kore gibi 2 satın almaya ulaştığını belirtti. Cemal İbiş, yaptırdıkları saha anketlerine göre iş dünyasının beklentisinin şeffaf, basit, adil ve evrensel bir vergilendirme sistemine değindi. Buna göre tam bir sistem yelpazesini getirdiklerini vurgulayan Cemal İbiş, iş dünyası beklentisini ve yüklerini temel aldıklarını anlattı. Böylece öncelikle toplumun, toplanan vergilerin kamu kullanımına harcandığına inandırılmasının şartı olduğunu anlattı.
İşletme giderleri de vergiye bir kamu ve sosyal sorumluluk bilinciyle yaklaşmaları gereğini savunan ve vergisini veren sahibin, giderleri şekilde harcanacağından emin olmak için istediğinize işaret eden İbiş, “Bu da şeffaflığı gerekir. 2, 2.5 yılda bir çıkan vergi aflarına sınırlama getirilmeli. Kayıt dışılık da önemli bir sorun. Hem gerçek kişiler hem de işletmeler yüksek vergi ödediklerini düşünüyorlar. Bu da işletmeleri vergiden kaçınmaya teşvik ediyor. Tüm hırsızların güvende buldukları adil vergilendirme yapılmalı. Olay mahkemesine intikal ederken mahkemesine göre farklı kararlar çıkabiliyor. Sonuç olarak, ekonominin iki aktörü iş dünyası ve kamu çıkarlarını öncelikle yen hükümetin bir yolunu bulmak için yeni nesil konsensus oluşturmalarını tavsiye ediyoruz. Böylece tüm bu sorunlardan arındırılmış, Türkiye’yi kurtaracak vergi sistemini ortaya koyarak” değerlendirmelerini yaptı.
“İşletmelerin GSMH’ya katkılarına göre vergide farklılaşmaya gidilmeli”
Cemal İbiş, Kalkınma Öncelikli, Büyüme Dostu Vergi Sistemi’ne göre öncelikle ele alınması gereken eylemlere değindi: “Kayıt dışılık ve vergi yükü arasındaki ilişki dikkate alınarak, vergi mevzuatı sadeleştirilmelidir. Kayıt dışılığı önlemek için, şirketler üzerindeki gizli kamu yükleri azaltılmalıdır. İşletmelerin uluslararası piyasalarda olumsuz etkilerin etkisini azaltmak için GSMH’ye, istihdama ve ihracata katkılarına bakılarak vergilerde farklılaşmaya gidilmeli. İşletmelerin sürdürülebilir olabilmeleri için kurumsallaşmaya önem vermeli şart. Start-up ve AR-GE girişimcilerini kapsayan vergi mevzuatı geliştirilmelidir. Yurtdışına beyin göçünü engellemek ve üreticiliği desteklemek için serbest bölge yürütmelerine sahip, ‘serbest teknopark’lar oluşturulmalı.”
“Karma ekonomi modeline göre düzenlenmeli”
Sistemim fikir babası, Eski Başbakan Yardımcısı ve Eski Ekonomi Bakanı Prof. Sistemin “Sürdürülebilir” olması için işletme işlevlerini yerine getirme ve yönetim kurumsal özelliklerini uygulama gereğini ifade eden Ekren’e göre, ekonominin temel işlevi için mal – hizmet üretmeleri ve GSMH’ye sektörel katkıları. “Kamunun da mevzuatı, destek ve teşvikle bu süreci hızlandırması sağlanmalı” Nazım Ekren Karma ekonomi modeli olarak tanımlanabilecek bir modelden bahsettiklerini dile getirdi.
“İrrasyonellik, aşırılık ve açgözlülük 21. Yüzyıl küresel krizlerinin en önemli nedeni”
Nazım Ekren 21. Yüzyıl başına kadar daha önce yaşanmamış küresel finans krizi, Ukrayna Rusya Savaşı, Covid 19 pandemisi ve son doğumlarla mücadele gibi, ekonomik ve politik olarak yeni bir beklenti aranmasına neden olduğunu anlattı. Ekren ayrıca paradigmaların getireceği vurgulayarak, makroekonomik performans olarak adlandırdığımız büyüme, patlama, öfke, kur ve faiz gibi temel değişkenliklere odaklanmanın yeterli olmadığını dile getirdi. Makroekonomik yapı ve anlatım sisteminin etkilendiğini dile getiren Ekren, iyi kurgulanmamış reformların başka krizlere neden olabileceğine işaret etti. Kalkınmayı hedefleyen büyüme dostu vergi sisteminin kurulması, “bir parça bütünü sağlaması” diyen Quantum beklentisinden yararlandıklarını ifade eden Nazım Ekren, “21. Yüzyıl öncesi küresel ve ulusal sistemlerde istikrarı sağladığımızda büyümeyi sağlamak diye varsayılmıştır. Şimdi ise tam tersi bir tablo var. Büyümeyle istikrar sağlamanın daha önemli olduğu ortaya çıktı. Bu bağlamda vergi ile borç yükümlerini, sorumluluklarını ve sonuçlarını düzgün tasarlarsak, sadece ekonomik değil ekonomik istikrar istikrarı sağlayan büyümeyi tetikleriz” diye konuştu.
“Vergi yükü azaltılırsa, toplam vergi hasılatı artar”
İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Üyesi Odası ve Eski Başkan Vehbi Karabıyık ise, Türkiye GSMH’nin bugün ana golünün 3’e çıktığını belirtti. Kalkınmaya yönelik yönlendirme önerilerine yönelik Vehbi Karabıyık, sadece vergi reformu yapmak istediklerini asıl, ekonomik sistemin altındaki tabanını değiştirmek istediklerini kaydetti. Türkiye’nin kabuğunun değiştirilmesini anlatan Vehbi Karabıyık, “900 milyar dolar, 2 harcama nasıl gelecek? Kalkınmayı iş adamı ve işletmeler aracılığıyla yola çıkmak doğaldır. Daha fazla üretip satacaklar, daha çok kazananlar ve devlet de daha fazla vergi alacaklar. Ama iş adamı üretmiyor. Yaptırdığımız işletim Türkiye’de 5 grup şirket tespit ettik. Asılı sorun, KOBİ dediğimiz Orta ve Büyük geçmişte yapılanmalarında. Vergi vermek istemedikleri için muhasebelerini düzgün tutmuyor ve kayıt dışı kalıyorlar. Bizim bu ifadeden anladığımız masraf işlemlerinin kayıt defterine kaydedilmesi. Doğru bilgi gelmediği için de geleceğe yönelik plan ve program yükü altındasınız. Büyüyemiyor, gelişemiyor, üretmiyor ve 30 yaşında bile gittiği yok oluyorlar. 100 yıllık kaç işletmemiz var” açıklamalarını yaptı.
“İşletmelerin vergi yükü yüzde 27”
Yapılan saha harcamalarının vergi yüklerinin çok olmasını vergi sınırlamak istemediklerini tespit ettiklerinin gökyüzünü çizen Karabıyık, müşterilerinin vergi yükünün yüzde 27’sini dikkate alması, “Oran olarak OECD ile uyumlu, dünya ile aynı ama bizim ekonomimiz küçük. İş adamının bunu azaltmasını istiyor. Biz kurumsal delaşalım, vergimizi verelim, kalkınmaya katkı sağlayalım diyorlar. Gelir ve kurumlar vergisini bıraktığınızda toplam vergi hasılatını artırabiliyorsunuz. dünyada bu böyle. Bunun için, yeni nesil bir fikir birliği oluşturmalı ve iş adamı ile devleti bir araya getirmeli diyoruz. Vergiyi indirdiğinizde kaybettiğiniz bir şey de olmuyor” diyerek sözlerine son verdi.

Exit mobile version