Mezarı açıldı, 16 yıl önce ölen fil Pak Bahadır’ın kemikleri çıkarılıyor

Mezarı açıldı, 16 yıl önce ölen fil Pak Bahadır'ın kemikleri çıkarılıyor

Kültürpark’taki kapatılan hayvanat dışarda uzun yıllar tek başına kalmıştan sonra 2007’de ölen Asya fili Pak Bahadır idami, ölümü 16 yıl sonra müzede sergilenecek. Bilim insanları tarafından yürütülme çalışmasıyla Pak Bahadır’ın kemikleri gömüldüğü yerden çıkarılıyor.
1954 yılında Pakistan’dan Kültürpark Hayvanat Bahçesi’ne getirilen, bir dönem İzmir’in sembolleri arasında yer alan fil Pak Bahadır, eklentiler ve kemiklerindeki hastalık nedeniyle yurt dışından gelen uzmanların ve hayvanat bahçesi merkezlerinin yürüttüğü operasyonun ardından uyanamayarak 21 Temmuz 2007 tarihinde hapsedildi. 59 yaşında hayatını kaybedenler Pak Bahadır’ın ölümünün üzerinden 16 yıl geride kalıyor, filin yansımaları, insanlar bilim tarafından gömüldüğü yerden kaldırma çalışmayla çıkarılıyor. İşlemlerin tamamlanmasının ardından işlemin Doğal Yaşam Parkı’ndaki Hayvan İskeletleri Müzesi’nde sergileneceği belirtildi.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Osteoarkeoloji Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Onar’ın gözetiminde, uzman ekip tarafından yürütülen bu çalışma ile Pak Bahadır’ın kemikleri incelenerek, soy ağacı ve ölüm nedeni hakkında ulaşılabilecek.

“Sadece iskelet olarak görmemek gerekiyor”
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Osteoarkeoloji Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Onar, İzmir’in simgeleri arasında yer alan filin iskeletinin çıkarılması ve sergilenmesinin son derece önemli olduğunu söyledi.
Kemiklerin kalıntısı olarak inceleneceğini ifade eden Veda Onar, “250’ye yakın kemik var. İncelemenin sonunda o günkü ölüm çalışmalarının, etkileşimlerin ne olduğunu belgelemek, yetersiz kalan belgelemeyi önlemek istiyoruz. Pak Bahadır’ı tekrar tekrar insanların konaklamalarını istiyoruz. Bu durumu sadece iskelet, kemik olarak görmemek gerekiyor. incelemenin ardından iskeletlendirme, montaj işlemi yapılacak” dedi.

Çocukken elma ile beslemişti
Çocukken elmayla beslediği Pak Bahadır’ı iskelet olarak izlenime sunarak insanların görmesini sağlayacaklarını söyleyen Onar, “Böylece bir götürmeye yer alıyor beni çok mutlu ediyor. Ben kemiklerle çalışan bir uzmanım; ama bir de insani yönümüz var. Önce Yıllar elma çerçeve fili yeniden doğmaya başlıyor ve bunu da insanlara yansıtabilmek beni sevindiriyor. Tekrar o günleri yaşayacağız. İzmir ile bütünleşmiş, efsane olmuş Bahadır’ı bugüne kazandırıyoruz. Bir neslin yaşama renk katmış fili tekrar hayata kazandırıyoruz. Büyük bir çalışma. İskelete geldiği zaman, onu tanığımız günlere yeniden götürmeniz gerekir. Bugün bir iskelet olarak görülebilir ama o yaşadığı insanların manzarası yeniden canlanacak” diye konuştu.

Bilimsel olarak incelenecek
Çalışmanın bilimsel boyutuna da değinen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Osteoarkeoloji Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Onar, “Kayıtlarda geldiği soy ağacı var. Biz gerçekten onun soy ağacını çalıştıracak mıyız? Onun geçmişini nereye kadar götürebileceğimizi belirlemeyi amaçlıyoruz. Diğer bir önemli bir yanı da o günün bakım koşulları, o günün hastalık belirtileri. Bu hayvanda gerçekten bir prostat hastalığı mı vardı? Yoksa hastalık kemiksel problemlerinin ileri ilerlemede olmasından mı kaynaklanıyordu? Mevcut metot ve kısıtlamaları kullanmak istiyoruz” kullanımları.
Mezarın açılıp kemiklerinin çıkarılmasına yönelik eleştirilerin olabileceğine; Ama böyle bir gelişimin dünyanın her tarafında yapıldığına dikkat çeken Onar, şunları söyledi:
“Dünyanın her yerinde anıtsal değeri olan, efsaneleşmiş tüm hayvanlar, insanların görselliğine tanık. Onların portre haline getirilir ve müzelerde sergilenir. Bizim dediğimiz bu. Ayrıca kemiklerin sergilenmesinin yanında bilimsel incelemeye tabi tutulacak. Soy kütüğünden soy dağılımındaki bağlantıya, yetiştirme sınırlarına kadar birçok konuda sağlıklı veriye ulaşacağız.”
Projede yer alan Veteriner Sağlık Teknikeri Murat Şimşek; su aygırı, zürafa, gezegen gibi birçok canlı iskeletinin bulunduğu Hayvan İskeletleri Müzesi’nde Pak Bahadır’ın da yer alacağını belirterek, “İzmir’in simgesi ve dünyanın en büyük kara memelilerinden biri olan filin sergi salonumuza katılması için ekip olarak çalışmaya” kullandı.
Operatör Zafer İşlek de, Pak Bahadır’ın hayatını kaybettiğinde, onu gömen ekibin içinde yer alıyor, şimdi de kemiklerini çıkarmak için yeniden görev altına almak, “Böyle bir çalışma içinde oldukları için hem mutlu hem de hüzünlüyüm. Pak Bahadır hayvanat bahçesinin simgesiydi. Biz çocukken hayvanat bahçesine Bahadır’ı görmek için giderdik. Öldüğü zaman çok muhafazakar. O bizim değerimizdi” diye konuştu.

Kemiklerin incelenmesi yapıldı
Veteriner Sağlık Teknikeri İlker Ömer Ertok ise ilerlediği tarihe kadar Türkiye’de bu konseptte yapılan ilk çalışma olduğunu anlatarak, “Öğrencilerimiz için değerli bir çalışma. Bu çalışmayı yurttaşlar ve özellikle onu canlı olarak görenler için de anılarını tazeleyecekleri bir değer düşündüğümüzü” ifadelerine yer verdi.
Yaban Hayatı Teknikeri Özgün Paftalı ise planlı, belgeli ve titiz bir çalışma yürüttüklerini ifade ederek, “Kemikler tek tek ölçüldü. Ağırlıkları hesaplandı. Etiketlendi ve envanter kayıtları tutuldu. Kemikler beklentimizden temiz çıktı” diye konuştu.
Veteriner Teknikeri Çağlayan Acunsal Kırcal da, “Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğimiz projeyi yaz sonunda bitirmeyi planlıyoruz. İlk kez böyle bir çalışma yapılıyor. Bu çalışma içinde yer almak mutluluk verici. Bizim için de tecrübe oldu” dedi.
Pak Bahadır’ın kemikleri, incelemenin ardından tek tek birleştirilecek. Birleştirilmiş kemikler, iskelet haline getirilerek Sasalı Doğal Yaşam Parkı’ndaki Hayvan İskeletleri Müzesi’nde sergilenecek. Böylece zürafa, su aygırı, dünyanın en büyük kara memelisi olan filin ve tanrısallığın aynı konsepti içinde bulunan ilk müzesi de İzmir’de olacak. Pak Bahadır, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 1954 yılında 6 yaşında Pakistan’dan İzmir’e getirmiş, parçalar ve kemiklerindeki hastalık nedeniyle 59 yaşında hayatını kaybederek Sasalı Doğal Yaşam Parkı’na gömülmüştü.

Exit mobile version