Türkiye, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 2 Nisan için yaptığı boykot çağrısının yankılarıyla çalkalanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu çağrının ardından harekete geçti ve “Nefret ve Ayrımcılık” ile “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik” suçlarından re’sen soruşturma başlattı. Özel’in üniversite öğrencileriyle birlikte genişlettiği bu hareket, hem destek hem de tepki toplarken, savcılığın adımı tartışmaları alevlendirdi. İşte bu sıcak gelişmenin detayları…
Özgür Özel’in Boykot Çağrısı
Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından Saraçhane’de başlayan protestolar sırasında boykot çağrısı yaptı. 2 Nisan’da vatandaşlara “Tüketimi durdurun” diyerek seslenen Özel, sosyal medyadan, “Bir avuç cuntacı kaybedecek, millet kazanacak” mesajıyla bu girişime destek verdi. Üniversite öğrencileri de çağrıyı sahiplenerek, o gün hiçbir alım satım yapmama kararı aldı. Özel, bu hareketi “Ekonomik gücümüzü kullanalım” diyerek büyüttü.
Savcılık Harekete Geçti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu çağrıların ekonomiyi engelleme amacı taşıdığını ve ayrıştırıcı söylemler içerdiğini değerlendirdi. Resmi açıklamada, “Sosyal medya yayın organlarında halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik, kamuoyunda ‘boykot’ çağrıları olarak bilinen ayrıştırıcı söylemler ve bu söylemleri yayan şahıslara yönelik re’sen soruşturma başlattık” denildi. Soruşturma, TCK 122/1-d (Nefret ve Ayrımcılık) ve TCK 216 (Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik) maddeleri kapsamında yürütülüyor.
Sosyal Medyada Tepki Patlaması
Savcılığın bu adımı, sosyal medyada büyük bir tartışma yarattı. Kimi kullanıcılar, “Boykot ifade özgürlüğüdür, soruşturma antidemokratik” derken, kimileri ise “Ekonomiye zarar verecek bu çağrılar suçtur, savcılık doğru yaptı” görüşünü savundu. Özel’in destekçileri, “Halkın tepkisi susturulamaz” diyerek soruşturmayı eleştirirken, karşıt görüştekiler, “Bu kin ve nefret yaymaktır” yorumunda bulundu. Tartışmalar, gün boyu sosyal platformları domine etti.
Boykotun Arka Planı
2 Nisan boykotu, İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan protestoların bir uzantısı olarak ortaya çıktı. CHP, bu süreçte hükümete yakın medya kuruluşları ve firmaları hedef aldı; Özel, bu boykotun medya ve iş dünyasını özgürleştireceğini iddia etti. Ancak savcılık, bu çağrıların toplumsal barışı tehdit ettiği ve ekonomik istikrarı bozmaya yönelik olduğu kanaatine vardı. Soruşturmanın Özel’i ve çağrıya katılanları kapsayıp kapsamayacağı henüz netleşmedi.
Ne Olacak?
Bu soruşturma, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve boykot hakkı üzerine yeni bir tartışma başlattı. CHP tabanı, “Halkın sesi engellenemez” diyerek eylemlerine devam sinyali verirken, hükümet kanadı bunu “kaos girişimi” olarak nitelendirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturması derinleştikçe, hem hukuki hem de siyasi sonuçları merakla bekleniyor. Türkiye, bu gerilimle bir kez daha kutuplaşmanın eşiğinde duruyor.