ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump arasındaki 16 Mart’taki telefon görüşmesini övgüyle anarak, bu diyaloğun Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açabileceğini vurguladı. Witkoff’un “muhteşem” ve “dönüşümsel” olarak nitelendirdiği görüşme, bölgesel ve küresel gelişmeler açısından dikkat çekiyor. Türkiye’den gelen olumlu haberlerin bu temasların bir sonucu olduğunu belirten Witkoff, önümüzdeki günlerin daha fazla gelişmeye sahne olacağını ifade etti.
“Muhteşem ve Dönüşümsel Bir Görüşme”
Steve Witkoff, ABD’li gazeteci Tucker Carlson’ın dijital platformda yayımlanan programında, Erdoğan-Trump görüşmesini değerlendirdi. 16 Mart’ta gerçekleşen telefon konuşmasını “muhteşem” ve “dönüşümsel” olarak tanımlayan Witkoff, görüşmenin medyada yeterince yer bulmamasını Ukrayna, İsrail ve diğer küresel gündem maddelerine bağladı. Ancak bu diyaloğun etkilerinin kısa sürede hissedileceğini savundu. Witkoff’un bu sözleri, iki lider arasındaki ilişkinin gücüne ve potansiyel iş birliğine işaret ediyor.
“Türkiye’den Olumlu Haberler Geliyor”
Witkoff, “Başkan Trump’ın Erdoğan’la güçlü bir ilişkisi var ve bu önemli olacak. Şu anda o görüşmenin sonucu olarak Türkiye’den çok sayıda olumlu gelişme geliyor. Bunları önümüzdeki günlerde haberlerde göreceksiniz” diyerek iyimser bir tablo çizdi. Trump’ın Ankara Büyükelçisi adayı Tom Barrack’tan “olağanüstü bir performans” beklediklerini de ekleyen Witkoff, Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik trafiğin artacağının sinyalini verdi. Bu gelişmeler, savunma sanayii, ticaret ve bölgesel güvenlik gibi alanlarda yeni adımları akla getiriyor.
Görüşmenin Arka Planı ve Beklentiler
Erdoğan ve Trump arasındaki 16 Mart görüşmesi, iki ülke ilişkilerinde kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin terörle mücadele beklentileri, savunma sanayii iş birliği ve F-35 programı gibi konuların ele alındığı tahmin ediliyor. Witkoff’un olumlu tonu, S-400 krizi gibi geçmişteki pürüzlerin çözümü için bir zemin hazırlanmış olabileceğini düşündürüyor. Türkiye’nin bölgesel rolünün ABD tarafından yeniden takdir edildiği bu süreç, önümüzdeki günlerde somut sonuçlarla kendini gösterebilir.