Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025 sabahı gözaltına alınmasıyla ilgili önemli bir açıklama yaptı. Tunç, operasyonu Cumhurbaşkanı ile ilişkilendirmenin haksızlık olduğunu vurgulayarak, “Kanunlar karşısında herkes eşittir” dedi ve yargının bağımsızlığına dikkat çekti. İşte Tunç’un açıklamalarının detayları ve operasyonun arka planı!
Bakan Tunç’un Açıklaması: “Herkes Eşittir”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iki ayrı soruşturma yürüttüğünü belirtti. İlk soruşturma, terör suçları kapsamında; İmamoğlu ve 6 kişi hakkında “PKK/KCK’ya yardım” suçlamasıyla gözaltı kararı verilmiş. İkinci soruşturma ise örgütlü suçlar bürosunca yürütülüyor ve 100 şüpheliyi kapsıyor; bu dosyada rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık ve kişisel verilerin hukuka aykırı temini gibi suçlamalar yer alıyor. Toplamda 106 şüpheli hakkında gözaltı kararı bulunuyor.
Tunç, “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Anayasa’nın 9. maddesi açıktır: Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Kanunlar karşısında herkes eşittir” diyerek, kimseye ayrıcalık tanınamayacağını vurguladı. Operasyonu Cumhurbaşkanı ile ilişkilendirmenin “hadsizlik” olduğunu ifade eden Tunç, “Yargı kimseden emir ve talimat almaz. Yargıya saldırmak, yargı mensuplarını tehdit etmek, demokratik hukuk devletinde kabul edilemez” dedi. Ayrıca, soruşturma evresinin gizli olduğunu, bu gizliliğin adaletin sağlıklı işlemesi ve masumiyet karinesi için önemli olduğunu belirtti.
“Sokaklar Değil, Yargı Makamları”
Tunç, operasyonu “darbe” olarak nitelendiren ve sokak çağrıları yapanlara sert bir yanıt verdi: “Herkes bilmelidir ki, hukuk devletinde suç iddiası varsa savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil, yargı makamlarıdır.” Soruşturmaların MASAK raporları, vergi uzmanı incelemeleri, tanık beyanları ve diğer delillerle desteklendiğini aktaran Tunç, “Dosya içeriğine vakıf olmadan değerlendirme yapmak doğru değil. Dezenformasyon yapmak, kamuoyunu yanıltmak kabul edilemez” diyerek, sağduyulu bir yaklaşım çağrısında bulundu. “Masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı esastır” vurgusuyla, yargının vereceği kararın bağlayıcı olduğunu ve saygıyla karşılanması gerektiğini ifade etti.
Operasyonun Arka Planı ve Gündem
İmamoğlu’nun gözaltına alınması, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Medya A.Ş.’deki yolsuzluklar, “Kent Uzlaşısı” ile PKK bağlantısı ve suç örgütü kurma iddialarıyla başlattığı operasyonun bir parçası. Operasyonda 106 kişi hakkında gözaltı kararı verilmiş, 98’i gözaltına alınmıştı. İmamoğlu’nun 18 Mart’ta diplomasının iptal edilmesiyle başlayan süreç, bu gözaltıyla daha da karmaşık bir hal aldı. CHP, operasyonu “darbe girişimi” olarak nitelendirirken, Tunç’un açıklamaları, sürecin hukuki bir zeminde ilerlediğini ve siyasi bir müdahale olmadığını savunuyor. Ancak Tunç’un “operasyonu Cumhurbaşkanı ile ilişkilendirmek hadsizliktir” ifadesi, CHP’nin bu iddialarına doğrudan bir yanıt olarak dikkat çekiyor.
Sonuçta, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamaları, İmamoğlu’nun gözaltı sürecini hukukun üstünlüğü çerçevesinde değerlendirdiğini ve yargının bağımsızlığına vurgu yaptığını gösteriyor. “Kanunlar karşısında herkes eşittir” mesajıyla, kimseye ayrıcalık tanınmayacağını belirtirken, operasyonu siyasi bir hamle olarak görenlere de net bir cevap veriyor. Ancak bu açıklamalar, CHP’nin “darbe” söylemlerini ve kamuoyundaki tartışmaları dindirecek mi, yoksa daha büyük bir gerilime mi yol açacak, bunu önümüzdeki günler gösterecek.