İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, diplomasıyla ilgili devam eden soruşturma tartışmalarına Kastamonu’da çarpıcı bir çıkışla yanıt verdi. CİMER’in 5 yıl önce sorduğu bir şikayet üzerine İstanbul Üniversitesi’nin “Yatay geçiş uygundur” raporu verdiğini, ancak bu raporu kendilerinin bile yeni öğrendiğini söyledi. İmamoğlu, raporu imzalayan dekan Prof. Dr. Kamil Ahmet Köse’nin baskılar sonucu istifa etmek zorunda kaldığını iddia etti.
İmamoğlu’dan Dekan İddiası: ‘Canından Bezdirdiler!’
Kastamonu’da gazetecilere konuşan İmamoğlu, “2020’de CİMER, diplomamı sorgulamış. Fakültem, ‘İmamoğlu’nun yatay geçişi her yönüyle uygundur’ raporu vermiş. Biz bunu bile bilmiyorduk, yeni öğrendik” dedi. Ancak asıl bomba, raporu imzalayan dekana yönelikti: “Prof. Dr. Kamil Ahmet Köse, bu raporu verdiği için öyle bir baskı gördü ki canından bezdirdiler. Yılların bilim insanı, bugün istifa etmek zorunda kaldı!” İmamoğlu’nun bu sözleri, soruşturmanın siyasi bir baskıya dönüştüğü iddiasını güçlendirdi ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Soruşturmanın Arka Planı: Ne Olmuştu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu yönündeki ihbarlar ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’un raporu üzerine “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı. YÖK raporunda, 1990’daki Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişinde usulsüzlük iddiaları yer almış, savcılık da üniversiteye yazı göndererek belgelerin incelenmesini talep etmişti. İmamoğlu, bu kapsamda ifadeye çağrılmıştı. Ancak İmamoğlu’nun ekibi, CİMER’in 2020’deki raporunun bu iddiaları çürüttüğünü savunuyor.
‘Raporu Yeni Öğrendik’ Vurgusu
İmamoğlu, “Fakültemin 2020’de ‘Her şey uygun’ dediğini bilmiyorduk. Altında dekanın imzası var. Ama bu baskılar, bir bilim insanını istifaya zorladı” diyerek süreci eleştirdi. İstanbul Üniversitesi’nin geçmişte verdiği “Yatay geçiş uygundur” yanıtı, soruşturmanın dayanaklarını sorgulatırken, Köse’nin istifası tartışmayı alevlendirdi. Soruşturma devam ederken, İmamoğlu’nun bu çıkışı siyasi ve hukuki bir hesaplaşma olarak yorumlandı.