The Guardian Weekly, Türkiye’de son dönemde yaşanan Saraçhane olaylarını kapağına taşıyarak dikkatleri üzerine çekti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmaları ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreç, CHP’nin sokak çağrılarıyla birlikte Saraçhane’de şiddet olaylarına dönüştü. Bu olaylar, kısa sürede Ankara, İzmir ve diğer illere yayılarak muhalefetin provokasyonlarıyla polisle çatışmalara sahne oldu. Dergi, çarpıcı fotoğraflarla süslediği kapağında “Bu Türk demokrasisinin sonu mu?” sorusunu sorarak Türkiye’deki gelişmeleri uluslararası kamuoyunun gündemine taşıdı.
Özgür Özel’in Batı medyasına şikayetleri
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu süreçte BBC, DW Türkçe, CNN ve Japonya medyası gibi birçok yabancı basın kuruluşuna röportaj vererek Türkiye’yi şikayet etti. Özel’in “Nereyi bulsam konuşuyorum” diyerek Japonya’dan Almanya’ya, İngiltere’den Fransa’ya uzanan medya turu, Batı’da geniş yankı buldu. Kendisi, bu röportajlarda Türkiye’nin iç meselelerinden ziyade “darbe girişimi” iddialarını dile getirdiğini savundu. Ancak bu çıkışları, Gezi olaylarını hatırlatan sembolik kareler ve sokak hareketleriyle birleşince, muhalefetin stratejisi tartışma konusu oldu.
Saraçhane’deki sembolik kareler
Saraçhane’de yaşanan olaylarda, provokatörlerden birinin semazen kıyafetleri ve gaz maskesiyle polis barikatı önünde poz vermesi, Batı medyasının aradığı sembolik görüntüyü sundu. Bu kare, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda büyük ses getirdi. The Guardian Weekly’nin kapağında yer alan bu fotoğraf, olayların dramatik boyutunu ve Türkiye demokrasisine dair soru işaretlerini vurgulamak için kullanıldı. Görüntü, muhalefetin sokak eylemlerini uluslararası bir platforma taşıma çabasının bir yansıması olarak değerlendirildi.
The Guardian’ın kapağı ve yankıları
Derginin kapağında yer alan “Bu Türk demokrasisinin sonu mu?” sorusu, Türkiye’deki siyasi gerilimin küresel ölçekte nasıl algılandığını gözler önüne serdi. Kapak, Saraçhane’deki olayları ve İmamoğlu’nun tutuklanmasını mercek altına alırken, Özgür Özel’in Batı medyasına yönelik yoğun iletişim çabalarıyla da ilişkilendirildi. Özel’in yabancı basınla kurduğu bu diyalog, CHP’nin hem iç kamuoyuna hem de uluslararası topluma mesaj verme stratejisinin bir parçası olarak görüldü. Ancak bu durum, Türkiye’nin iç meselelerinin dışarıya taşınması konusunda eleştirilere de yol açtı.
Türkiye’de ve dünyada tartışma konusu
Saraçhane olayları ve The Guardian’ın kapağı, Türkiye’de demokrasinin geleceği üzerine yeni bir tartışma başlattı. Muhalefetin sokak eylemleri ve Özel’in Batı medyasına yönelik açıklamaları, kimilerince demokratik bir direniş olarak görülürken, kimilerince de provokasyon ve dış müdahale çağrısı olarak yorumlandı. Olayların uluslararası basında bu denli yer bulması, Türkiye’nin siyasi atmosferinin yalnızca yerel değil, küresel bir mesele haline geldiğini gösteriyor. Bu süreç, hem hükümet hem de muhalefet açısından önümüzdeki dönemin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları sunuyor.