Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’ndan asgari ücret ve enflasyon açıklaması

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yaptığı açıklamada "Enflasyonu yükselten tüm sebepler geride kaldı. Enflasyonda baz etkisi dışında da düşüş olacak" dedi. Kavcıoğlu, "Sürdürülebilir kalkınma, büyüme ile birlikte, kalıcı bir fiyat istikrarının temelini oluşturmuş olacağız." açıklamasına değindi.

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'ndan asgari ücret ve enflasyon açıklaması

Son günlerin en büyük gündem konularından olan asgari ücret ve enflasyon tartışmalarıyla ilgili açıklama geldi. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Asgari ücretle ilgili şu çok önemli. Bizim çalışmalarımızda farklı düşünceler de olmakla beraber zaten bir kısmı şu an giydirilmiş durumda fiyatlara. Ocak'tan sonra da asgari ücretle ilgili beklentimiz asgari ücret enflasyonu yüksek bazda destekleyen konu değil. Geriden gelen asgari ücretin fiyatlar üzerinde etkisi olacağını düşünmüyoruz. 2016 yılı aklıma geldi, yüzde 30'un üzerinde asgari ücret zammı verdiğimiz yıllarda yüzde 8,5 enflasyon oluştu.” dedi.

Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

Enflasyon konusunda zor bir süreç geçirdik ama geldiğimiz nokta itibarıyla enflasyonu yükselten tüm sebepler geride kaldı diye düşünüyorum. Aldığımız tedbirlerle, uyguladığımız politikalarla dengeyi koruyarak gittiğimiz sürece enflasyonun baz etkisi dışında da geriye geleceğini öngörüyoruz. Bu ay kısmi gerileme oldu, Aralık ve Ocak'ta da baz etkisiyle önemli bir gerileme bekliyoruz, öngörüyoruz, Kasım enflasyonuna baktığımızda enerji, ulaşım, temel mal ve hizmetlerde önemli bir düşüşün olduğunu görüyoruz. Gıda enflasyonunda da önemli bir aşağı doğru geliş söz konusu.

“Sürdürülebilir kalkınma, büyüme ile birlikte, kalıcı bir fiyat istikrarının temelini oluşturmuş olacağız.”

Liralaşma stratejimiz ile oluşturduğumuz makro ihtiyati tedbir seti, faiz politikası, bunların hepsi, uluslararası kuruluşların gündeminde, takibinde olduğu, desteklendiği bütünleşik politikaları uyguluyoruz ve sonuç almaya başladık. Liralaşma stratejimiz ile beraber, enflasyonun da uzun vadeli aşağı gelişinde önemli bir strateji, Türkiye'de yıllardır ne zaman önünde bir yükselme veya gelişme olduğunda hep böyle döviz kuru üzerinden spekülasyonlarla oluşan bir çarpık yapılaşma var.

Liralaşma stratejimiz ile bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Kredi maliyetleri, faiz politikasında, arz-talep dengesi, makro ihtiyati tedbirlerle oluşacak maliyetler, cari dengedeki artış, bunların hepsi Türkiye'de hem enflasyon hem de diğer politikalar üzerinde önemli bir etki yapacak.

Sürdürülebilir kalkınma, büyüme ile birlikte, kalıcı bir fiyat istikrarının temelini oluşturmuş olacağız. Asgari ücret artışı enflasyonu çok yüksek bazda etkileyen bir yapı söz konusu değil. Yüzde 30 üzerinde asgari ücret zammı verildiği dönemlerde %8,5 gibi bir enflasyon oluştu.

“Dünyada kredi ve finansman ile ilgili makro ihtiyati tedbirleri uyguladığını görüyorsunuz”

Makro ihtiyati tedbirlerin çıkış noktası, tüm gelişmiş ülkelerdeki bankacılık ve merkez bankacılığına bakarsanız, bu söz konusu, faiz indirimine giderken, faiz indirimleri ile beraber finansmanın doğru yere gitmesini sağlayacak tedbirleri uygulamak zorundasınız ki kredinin, finansman doğru yere gitmesini sağlayasınız.

Sapmaları minimuma indirmek için dönem dönem oluşturduğumuz makro ihtiyati tedbirler içinde bazı kararları alıp uyguluyoruz. Dünyadaki merkez bankalarına baktığınızda, kredi ve finansman ile ilgili makro ihtiyati tedbirleri uyguladığını görüyorsunuz.

“Bankaların daha rahat kredi vermelerini kolaylaştırmış oluyoruz.”

Eylül ayındaki oran, bizim Eylül'de KOBİ'lere verilen kredi 2021 yılında verilen kredinin 1,5 katı, bu makro ihtiyati tedbirlerin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Krediler, yatırıma, üretime ve istihdama gidiyor. Finansmana erişim konusunda birçok büyük firmamız tahvil ihracına başladı, hem yurt dışında hem yurt içinde farklı finansman kaynakları ile ulaşım daha doğru bir yöntem, bankaların daha rahat kredi vermelerini kolaylaştırmış oluyoruz.

“Tedbirlerle kur ve faizin dengeye geldiğini geldiğini görüyoruz.”

Tüm politikalar kurun da faizin de piyasanın da dengeye gelmesini sağlayacak politikalar. Tedbirlerle kur ve faizin dengeye geldiğini geldiğini görüyoruz. Kurda sağlanan denge, faizde sağlanan düşüş ile diğer piyasalara olumlu şekilde yansıyarak, dengede tutarak, müdahaleye gerek kalmadan denge içinde yoluna devam edecek, bizim yaptığımız bu, sonuç almaya başladık.

“Türkiye Ekonomi Modeli'nde amaç yatırım, istihdam, üretim ve ihracat sonucunda cari denge ve kalıcı fiyat istikrara ulaşmak.”

Önceden sadece faiz politikasıyla kredi mekanizmasını çalıştırıyorduk, bu kısmen resesyon demek, biz bunu tercih etmedik, Türkiye Ekonomi Modeli'nde amaç yatırım, istihdam, üretim ve ihracat sonucunda cari denge ve kalıcı fiyat istikrara ulaşmak.

Bu hedefler için makro ihtiyati tedbirleri uygulamak zorundasınız. Bunun sonucu da alıyoruz. Yatırım ve ihracat kredileri yüzde 28 arttı.

Biz vatandaşın dövizini alıyoruz, bir rezerv mekanizması işletiyoruz, Merkez Bankası olarak rezervimizi artırıyoruz, Hazine'den tamamen farklı bir yöntem. Yöntemler uygulanırken kar/zarara bakılmaz, merkez bankasının amacını kar/zarar değildir, oluşturdukları rezerv ile Türkiye'nin para politikasına yön vermektir.

Exit mobile version