Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yıllardır kararlılıkla sürdürdüğü kültür varlıklarının iadesi mücadelesi, 2025 yılında bir başarı daha kazandı. Roma İmparatoru Marcus Aurelius’a ait 1800 yıllık mermer portre başı, 12 Nisan 2025’te Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye resmen iade edildi. Eser, 1950’li yıllarda Türkiye’den yasa dışı yollarla çıkarılmış, onlarca yıl boyunca özel koleksiyonlarda dolaşmıştı.
ABD’li Yetkililerle Uluslararası İş Birliği
New York Başsavcılığı ve Manhattan Bölge Savcılığı’nın desteğiyle yürütülen süreçte, eserin ABD’de bir müzayede evinde gizlice el değiştirdiği ve kayıt dışı satıldığı tespit edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı uzman ekipler, eserin menşeiyle ilgili detaylı bir belge ve fotoğraf dosyası hazırlayarak Türk yetkililerin hak iddiasını hukuken belgeledi.
Manhattan Bölge Savcılığı’nın yürüttüğü operasyon neticesinde, eserin Türkiye’den yasa dışı yollarla çıkarıldığı kabul edildi ve iade süreci resmen başlatıldı. 12 Nisan’da New York’ta düzenlenen resmi bir törenle eser, Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine teslim edildi.

Marcus Aurelius: İmparator, Düşünür ve Sanat Nesnesi
Marcus Aurelius (MS 121–180), Roma İmparatorluğu’nun “Beş İyi İmparator”undan biri olarak kabul edilir. Saltanatı boyunca adalet, bilgelik ve felsefeyle özdeşleşmiş bir yönetim anlayışı benimseyen Aurelius, özellikle Stoacı felsefeye yaptığı katkılarla tanınır. “Kendime Düşünceler” adlı eseri, çağlar boyunca pek çok düşünür ve liderin ilham kaynağı olmuştur.
Heykel, MS 2. yüzyılın ortalarına tarihlenmektedir. Aurelius’un karakteristik yüz hatlarını taşıyan mermer baş, kıvırcık saçları, sakallı yüzü ve derin bakışıyla, yalnızca portre değil, aynı zamanda dönemin imparatorluk ideolojisinin yansımasıdır. Heykelin yüksek kaliteli işçiliği, onun yalnızca bir figüratif çalışma değil, aynı zamanda politik bir temsilolduğunu da göstermektedir.
Heykelin Türkiye’den Kaçırılışı: Boubon’un Sessiz Çığlığı
Heykelin kökeni, Burdur’un antik kentlerinden biri olan Boubon’a dayanıyor. Boubon, Roma döneminde özellikle bronz ve mermer heykel üretimiyle tanınmış önemli bir merkezdi. Arkeolojik bulgular, Marcus Aurelius’un bu portre başının bir zamanlar Boubon’daki imparatorluk heykel galerilerinde yer aldığını gösteriyor.
Ancak 1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti, kaçak kazılarla büyük zarar görmüş, birçok önemli eser yasa dışı yollarla yurtdışına çıkarılmıştı. Marcus Aurelius’un heykel başı da bu talanın sembollerinden biri haline gelmişti. Eser, yıllar içinde farklı koleksiyonlarda dolaştı, kataloglarda tanımsız ya da “menşei belirsiz” olarak yer aldı.
Diplomatik Zafer: Belgeler, Fotoğraflar ve Uluslararası Baskı
Türkiye’nin iade sürecinde sunduğu belgeler arasında kazı fotoğrafları, Boubon’dan kaçırılmış diğer eserlerle eşleştirmeler, katalog analizleri ve uzman raporları yer aldı. Bu belgeler, Manhattan Bölge Savcılığı tarafından kabul edildi ve eserin Türkiye’ye ait olduğu hukuken tescillendi.
İade süreci, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası kültürel diplomasi alanında kazandığı hukuki ve ahlaki bir zaferolarak da değerlendirildi.
Burdur’da Sergilenecek
Marcus Aurelius’a ait bu değerli eser, Türkiye’ye ulaştıktan sonra Burdur Arkeoloji Müzesi’ne teslim edildi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, heykelin Boubon’dan daha önce iadesi sağlanan eserlerle birlikte özel bir salonda sergileneceğini duyurdu.
Böylece eser, geldiği topraklarda, tarihsel ve kültürel bağlamına yeniden kavuşacak.
Bakanlıktan Açıklama: “Bu Toprakların Sessiz Tanıkları Geri Dönüyor”
Kültür ve Turizm Bakanlığı, iade sonrası yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Marcus Aurelius heykeli yalnızca arkeolojik bir obje değil; bu toprakların sessiz tanığıdır. Her geri dönen eser, kültürel hafızamızın bir parçasını yeniden inşa eder. Kültür varlıklarımızı ait oldukları topraklara kazandırmaya yönelik mücadelemiz sürecek.”