Steve McCurry’nin hiç yayımlanmamış İstanbul karelerinin ve Ara Güler portresinin de bulunduğu Sinemanın sergisinin açılışı İstanbul Müzesi’nde sergileniyor.
Afgan Kızı: Şarbat Gula’nın belleklerinde yer eden karesiyle ünlü fotoğraf sanatçısı Steve McCurry’nin 51 çalışma odasının bulunduğu sergi İstanbul Sinema Müzesi’nde kapılarını açtı. Sanatçının son 30 yılda dünyanın farklı birçok yerinde çektiği ve 2011 yılında İstanbul seyahatinde fotoğrafladığı çalışmalar yanı sıra daha önce hiç yayınlanmamış ve içlerinde Ara Güler’in de bulunduğu 6 kare sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi kapsamında, Orhan Cem Çetin’in moderatörlüğü ve Laleper Aytek ve Ercan Arslan’ın konukluğunda fotoğraf sanat ve gazetecilik ilişkisini irdeleyen bir sempozyum düzenlendi.
İstanbul Sinema Müzesi Genel Müdürü Ceyhun Tuzcu’nun ev sahipliğindeki davete; Danimarka Başkonsolosu Thierry Hoppe, Taro Emir Tekin, Ebru Uygun, Itır Erhart gibi isimler katıldı. Davetliler Steve McCurry Sergisi hakkında bilgi aldı ve sergiyi gezdi. Ceyhun Tuzcu, İstanbul Sinema Müzesi’nin sınırlarından bahsederek eski filmlerin yeni teknolojiler ile tekrar sinemaya kazandırılması için yapay zeka kullanılarak yapılan film restorasyon çalışmalarını anlattı. İstanbul Sinema Müzesi’nde geçen aylarda düzenlenen Stanley Kubrick sergisinden de söz eden Ceyhun Tuzcu, Steve McCurry sergisine ev sahipliği yaptığı için çok mutlu olduğunu söyledi.
National Geographic Dergisi’nin 1985 Haziran sonuna kadar ‘Afgan Kızı’ (Afgan Kızı: Şarbat Gula) başlığıyla ilgili fotoğrafla dünya çapında bir üne kavuşan Steve McCurry, sergisiyle zeki bir gözle ortaya koyduğu form ve renkler, şekil ve simetriklerle başka dünyaların içinde açtığı tablolar sunuyor. Gücünü dünya üzerinde yaşayan her varlığa karşı gördüğü büyük meraktan alan sanatçının eşsiz bir yeteneğiyle dilin ve kültürel sınırlarından geçenler insani deneyimlerin kısacıklarına odaklandığı eserler, sergi kapsamında gösteriliyor.
Sempozyuma bir video röportajıyla katılan Steve McCurry, “Fotoğraflarımın çoğunun temeli insan. İnsanın çevresine kurduğu tüm duvarların yıkıldığı, gerçek benliğin belirlediği anın, insanın yüzünü kazınmış yaşanmışlığın peşindeyim. O insanın yerinde düzenleme nasıl bir şey olduğunu aktarmaya çalışıyor” dedi.
Steve McCurry söyleşi sırasında sinema ve fotoğrafının ortak diline de dikkati çekti ve onun iki sanatının ortak noktasının kadraj merkezinin kuzeyini çizdi.
Birbirinden prestijli sayısız ödüle ve uluslararası platformda yayımlanmış 13 adet kitap da sahibi Steve McCurry’nin sıra dışı eşyaların görülebileceği sergi, İstanbul Sinema Müzesi’nde 31 Temmuz bölümlerine kadar devam edecek.