Mardinli ressam resimlerini tuval yerine cama işliyor

Mardin’de yaşayan Cihat Ay, Leonardo da Vinci’nin yazısını tersten yazmasından ilham alarak, iki yıl önce bulunan cam sanatında tuval yerine resimlerini cama işliyor.
Mardin’de yaşayan Cihat Ay, Leonardo da Vinci’nin yazılarını tersten yazması ona hem ilham kaynağı oldu. Hem de camyla sanatı yapma merakı yaratıldı. Ay, iki yıl önce merakla gördüğü sanata, tuval yerine resimlerini cama işliyor. Saydam zemin üzerinde fırçayla ince işçilik yapan Ay, kendini geyiğe benzettiği için kullanımlarda da ağırlık yerlerini belirtiyor.
Cam üzerine resim sanatında farklı teknik geliştirdiğini söyleyen Ay, “Cam üzerine sanatı ele alarak bunların sadece arka yüzünü kullanıp, genişleyen tabloların doğal ve gerçek derinliği kazandırıyorum. Bu tablolar sanatseverler tarafından ilgi görüyor. Resim anlaşılınca en alt düzeyde görülmüş bir tarz yakaladım. önce tanıştım.Bu tanışma da bir dokunuşla oluşur.Sanatla böyle tanıştım.Da Vinci,yazılarını ters yazar.Ters bulunması dikkatimi çekti.Tersten geliyor olması ve pür dikkat olmasın gereken bir tarz olması aşırı derecede ilgimi çeken” dedi.
Cam sanatının, tuval ve yağlı boya çerçevelerine göre farkının daha çok şeffaf ve akrilik boyaların daha çabuk kuruduğu için önerdiği Ay, “Genelde ben akrilik ve özel boyalar üzerine. Diğer sanat dallarından oluşan tek özellik tersten olması. Her şeyden tersten geliyor. Cam da ilk dokunması vardır, tuval de son dokunması vardır.Cam çok hassas.Cam olması büyük bir incelik.Hasasa bir tarz olması ve her an kırılması gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız.Ama bazen cam ile yaptığımızı unutuyoruz” diye konuştu.
Yaptığımız geleneksel değil, daha sanatsal ifade eden Ay, “Gelenekselde kontür kullanılır. Ben daha çok resim kullanırım. Ben de ilk çerçeve yapılır, daha sonra kesilir cam. yapılır.Ben de sanatında olduğu gibi bu da ters işliyor.Diğer sanat dallarından ayıran bir diğer özelliği şeffaf bir zeminde çalışıyor olmak ve ona derinlik vermek.Bu dünyanın en zor resim sanatlarından biri” şeklinde konuştu.
Yapısı gereği kendini geyiğe benzettiğini aktaran Ay, “Arkadaşlarım ile doğa gezilerinde onlar olurdu yemek yiyip sohbet eder. Bu kimseden öğrenmedim.Her şeyi kendim çözümledim.Zor bir süreci.Aslında baktığımız zaman en güzel buluşmalar en zor anlarda ortaya çıkar.Yapmak isteyenler bence biraz zorlansınlar ve kendi çizgilerini bulsunlar.Kendi fırçalarının ilerlemesi gitmeleri gerekiyor” ifadelerinde bulundu.