Kilolu insanların yüzde 80'i zaten en az bir kez diyet yardımıyla kilolarını vermeyi denemiştir. Ancak genellikle uzun vadeli başarı söz konusu değildir. Sözde “yo-yo etkisi”, kilo verme girişiminden sonra tartının eskisinden tamamen aynı veya hatta daha fazla kilo göstermesini sağlar. Diyetisyenler, “Kilo yönetiminin tek bir ölçüsü olarak diyetler, uzun vadede nadiren başarılı olur” diyor. “Bunu engelleyen çok sayıda engel var. Bununla birlikte, diyet başarısızlığının olası nedenleri biliniyorsa, mevcut tedavi konseptleri optimize edilebilir.”
Yasaklar ters tepiyor, ancak çok fazla seçenek de var
Mutlak yasakları ifade etmeyen, “Artık çikolata yok” veya belirli yiyecekleri zorunlu kılan ancak uzun vadede temelde daha başarılı olan davranışsal serbestliğe sahip diyet kavramları en büyük suçu üstleniyor. Yasaklar veya mutlak gereklilikler aşıldığında tipik olarak “Bir daha yapmadım, şimdi önemi yok!” düşünce şablonuyla tetiklenen aşırı yemeyi önlüyor.
Piyasada 200.000'den fazla farklı gıda var ve bu çeşitlilik yaşam kalitesine katkıda bulunuyor. Ancak, çok çeşitli yiyecekler aynı zamanda artan kalori alımını da destekler. Araştırmalar, bol seçenek ve çeşitlilik olduğunda kalori alımının arttığını göstermiştir. Enerji yoğun gıdaların XXL porsiyonları da daha fazla kalori tüketilmesine yol açar. İşte burada sözde 'pazarlık etkisi' devreye giriyor. Bu tür teklifler tercih ediliyor çünkü tüketiciler paralarının karşılığında özellikle büyük bir meblağ alıyorlardiyebiliriz. Bu, ağırlık için elverişsizdir, çünkü daha büyük miktarda kalori genellikle telafi edilmez. Bir sonraki öğünde daha az yemek yerine, genellikle normal porsiyonu yeriz.
Bazen hiçbir şey yardımcı olmaz
Diyet başarısızlığının tüm nedenlerinden kaçınılamaz. Uzmanlar, ne genetik bir yatkınlık ne de on yıllar boyunca olumsuz alışkanlıkların bir tezahürü sonradan değiştirilemez diyor. Ancak yaşam tarzınızı buna göre değiştirirseniz, en azından bu durumlarda kalıcı başarı olasılığını artırabilirsiniz. Araştırmacı, bol miktarda egzersiz ve sağlıklı davranış eğitiminin yanı sıra aileniz, arkadaşlarınız, etkilenen kişiler ve sizi tedavi eden doktorla yoğun iletişim kurmanızı önerir. Gerçekçi hedefler ve esnek kontrol özellikleri de önemlidir.