Sancar’ın keşfi kanseri önleyen ilaca dönüşüyor

Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın keşfi, Türkiye’de yapılan yeni bir araştırma sayesinde ‘kanseri önleyebilecek’ bir ilaca dönüşüyor. Dünyada ilk olan bu yeni araştırma, kanserle mücadelede yeni bir cephe açacak

Sancar’ın keşfi kanseri önleyen ilaca dönüşüyor

Hücrelerin DNA onarım mekanizmasını haritalandırmasıyla 2015’te Nobel ödülünü alan ilk Türk bilim insanı olarak tarihe geçen Prof. Dr. Aziz Sancar’ın başka bir araştırmasından elde edilen sonuçlar, kanser tedavisi için kullanılacak potansiyel bir ilaca dönüşüyor.

Kansere karşı “koruyucu melek” olarak adlandırılan ve hücrenin kontrolsüz çoğalmasını önleyen p53 geninin yokluğu, tüm kanserlerin yüzde 50’sine davetiye çıkarıyor. Prof. Dr. Sancar’ın araştırmasına göre ise ‘p53 geninin mutasyona uğradığı bir hücrede’, biyolojik saatimizi düzenleyen mekanizmalardan biri olan ‘CRY’ adlı protein silindiğinde, kanser gelişimi önleniyor. Ancak Prof. Dr. Sancar’ın hayvanlarda ‘genetik müdahale’ ile gerçekleştirdiği bu silme işlemini, insanlara uygulamak, yani CRY proteinini genetik yollarla yok etmek mümkün olmuyor.

5-6 yıl içinde raflarda

Koç Üniversitesi’nden Türk bilim insanları, bu proteini ‘ilaçla’ silebilecek bir araştırma üzerinde çalışıyor. Hayvan deneylerinde ‘ilaç adayı’ molekülün etkinliğini de ispatlayan araştırmacılar, insanlar üzerinde yapılacak faz çalışmaları için hazırlanıyor.

Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Kavaklı’nın İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şeref Gül, Medipol Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Güzel ve Gebze Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nuri Öztürk ile birlikte yürüttüğü araştırma kapsamında, belirlenen molekülün özellikle ölüm oranı çok yüksek olan pankreas ve karaciğer kanserinde etkinliğini görmek üzere fareler üzerindeki deneysel çalışmalar başladı.

Prof. Dr. Kavaklı, “2011 yılında Aziz Hocanın çalışması şunu gösterdi: p53 olmayan farelerde, biyolojik saatin önemli proteinlerinden birisi olan Kriptokromlar (CRY) silindiğinde, hayvan kansere yakalanmıyor ve hayvanın ömrü yüzde 50 artıyor. Biz de çalışmamızda bu proteini silebilecek bir molekülü bulduk. Bunun, biyolojik saat mekanizmasındaki görevini ortaya çıkarınca, bu molekülü kullanarak CRY’ı silersek p53 olmayan canlılarda anti kanser ya da kanserden koruyan bir molekül haline gelebileceğini düşündük. İlaç olarak bunun potansiyelini araştırmaya başladık. Eğer her şey yolunda giderse tahminimizce 5-6 yıl içinde ilaç olarak eczane raflarındaki yerini alabilecek” dedi.

Exit mobile version