Zaman Algımız Yaşımız İlerledikçe Değişiyor mu?

Birçok insan yaşlandıkça zamanın daha hızlı geçtiğini düşünür. Özellikle geriye dönüp baktığımızda, öyle görünüyor. O zaman, çocuklukta geçen beş yıl genellikle sonsuzluk gibi gelirken, hayatımızın son yılları çok hızlı geçmiş gibi görünür. Ancak yaşlandıkça zaman gerçekten daha hızlı mı geçiyor yoksa beynimiz bize oyun mu oynuyor?

Zaman Algımız Yaşımız İlerledikçe Değişiyor mu?

Geçen Yeni Yıl o kadar da uzun zaman önce gibi görünmüyor ve bir sonraki Yılbaşı gecesi hemen ileride bizi bekliyor. Yetişkinlikten itibaren, zaman genellikle uçup gidiyor gibi görünüyor. Çocukluğumuzu düşündüğümüzde ise ilkokul yıllarımız ya da mezuniyet öncesi yolculuğumuz sanki sonsuza dek sürmüş gibi geliyor. Tanıdıklarımızla konuştuğumuzda da bu durumu sıklıkla fark ederiz. Bu, zaman algısının yaşa bağlı olduğu anlamına mı geliyor?

Garip Zaman Algısı

Aslında araştırmalar, zaman algımızın yaşa bağlı olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, aynı zamanda süreye de bağlıdır. Her yaştan insan, haftalar veya aylardan en fazla bir yıla kadar daha kısa sürelerin benzer şekilde uzun olduğunu tahmin ediyor.

Bununla birlikte, insanlardan son on yılda zamanın ne kadar hızlı geçtiğini değerlendirmeleri istendiğinde açık bir fark vardı: katılımcılar yaşlandıkça, son birkaç yılın daha hızlı geçtiğini düşündüler. 50 yaşından 60 yaşına kadar, zaman algısı nispeten sabit kaldı. Dolayısıyla zaman algısı aslında yaşla ilişkilidir.

tatil paradoksu

Süreleri her zaman aynı uzunlukta değerlendirmememiz, zaman algımızı etkileyen farklı faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bir yandan, ne kadar çok şey deneyimlediğimiz konusunda ve diğer yandan bir olay hakkında geriye dönüp düşünmediğimizde veya bir deneyim sırasında geçen süreyi tahmin etmemizde önemli bir rol oynar.

Psikologlar da bu durumu tatil paradoksu olarak tanımladı. Buna göre, pek çok yeni veya heyecan verici şey deneyimlediğimiz bir zaman dilimini geriye dönüp baktığımızda neden çok geçmişte algılarız. Bu arada zaman uçup gidiyor gibi görünüyor. Akşam geriye dönüp baktığımızda, geçen gün çok uzun ve dolu görünüyor.

Ancak canımız sıkıldığında ya da günlük işleri yaparken tam tersi oluyor. Tren için bekleme süresi veya ofiste rutin işler genellikle sonsuzluk gibi gelir. Bununla birlikte, genel olarak, böyle bir güne dair hafızamızda çok az şey kaldı. Bu, geçmişe bakıldığında daha kısa görünmesini sağlar.

Günlük hayatın dışına çık

Bununla birlikte, beynin bu paradoksal davranışı, en azından biraz zaman algımızı aktif olarak etkileyebilme avantajına sahiptir. Çünkü rutinin dışına çıkıp daha çok yeni şeyler yapıp deneyimlersek bu da daha akılda kalıcı olacaktır.

Bu nedenle, yaşlılığımızda uzun ve tatmin edici bir yaşamı hatırlamak istiyorsak, şimdiden önlem almak yararlı olabilir. Her zamanki TV programı yerine şehri keşfedebilir, yeni bir spor deneyebilir veya bir sonraki tatilimizde uzun zamandır beklenen paraşütle atlamayı yapabiliriz.

Exit mobile version