Hapis kararı verilen İmamoğlu: Bu dava Türkiye’nin özeti

Hakkında hapis kararı verilen ve siyaset yasağı getirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'de yaptığı açıklamada, "Bu dava Türkiye'nin düştüğü durumun özeti" diye konuştu.

Hapis kararı verilen İmamoğlu: Bu dava Türkiye'nin özeti

Hakkında hapis kararı verilen ve siyaset yasağı getirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’de yaptığı açıklamada, “Bu dava Türkiye’nin düştüğü durumun özeti” diye konuştu.

İBB Başkanı İmamoğlu, yargılandığı YSK üyelerine hakaret davasında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası almasının ardından Saraçhane’de vatandaşlara sesleniyor. İmamoğlu, “Hangi çılgın, millete ait sürecin önüne set koyabilirmiş? Hangi çılgın zincir vurabilirmiş? Hiç kimse vuramaz.” dedi.

Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası alan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kararın ardından Saraçhane’de açıklama yapıyor.

İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle;

“Evinize, Saraçhane’ye hoş geldiniz. İstanbul sizin, 16 milyon İstanbullunun. Hangi çılgın, millete ait sürecin önüne set koyabilirmiş? Hangi çılgın zincir vurabilirmiş? Hiç kimse vuramaz! Bu akşam biriz, birlikteyiz. Yarın, daha fazla birlikte olacağız. Genel Başkanlarımız bir arada olacak yarın, hep birlikte olacağız.

Bu akşam burada buluşmamızın temel sebebi yaşadığımız büyük hukuksuzluk. Hayatımızda aklımıza gelmeyecek şeyleri yaşıyoruz. Yarın altılı masanın liderleri ile birlikte yine İstanbulluların evinde bir arada olacağız. Zamanını sizinle paylaşacağım. Yarın halkımızı buraya davet ediyorum. Önümüze aydınlık günlere birlikte bakacağız. Bu dava Türkiye’nin düştüğü durumun özetidir.

Ezan okunurken kalbi temiz insanlarımızın duaları kabul edilir. Bugün utanç duyduğumuz bu anı, bu ortamı bize yaşatan bu yargı sürecinin o kötü kararını yaşayıp, sizleri buraya davet etmeyi elbette istemezdim. Sizin kararınızın yok sayıldığı bir ortamın bu şekilde bir alışkanlık haline geldiği anda gerçekten bu ülkeyi yaşatmaz hale getirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurduk. Bu mahkeme, bu dava Türkiye’de adaletin kalmadığının ispatı. Bu dava ülkeye adalet ve demokrasi gibi en ulvi değerleri getirmek istemeyen insanların bir davasıdır.

Hatta, devlet biziz; millet biziz, her şeyin sahibi biziz diyen insanların aymaz, utanmaz bir biçimde süreci etki altına alıp karar verdikleri bir davadır. Keşke bu dava bir hukuk davası olsaydı. Adalet önünde bir yargılanma süreci olsaydı. Bu dava, var olan düzende bozuk düzen diyebileceğimiz bir düzenin davasıdır. Aldıkları her karar, kendi çıkarları için… Milletimizin yaşadığı zorluklar, yoksullaşması, eğitimden adalete birçok sorunun üstünü kapatmak için ortaya koydukları çirkin bir irade sürecinin sonucudur. Çocuklarımızın gelecekle ilgili umudunun kalmadığı bir ortamda, ortada sudan sebeplerle uydurma gerekçelerle dava üreterek hukuku da zedeleyerek hepimizi yaralayan bir süreçtir bugün yaşadığımız dava. Bu bozuk düzeni kuran, bu bozuk düzen sahibi olan o bir avuç insan artık mertçe, dürüstçe, cesurca mücadele etmeyi bırakmışlardır. Kendi düzenlerini korumak için alavere dalavereye başvurarak akla gelmeyen işleri yürürlüğe koyan insanların sürecidir. Bu bozuk düzen, 31 Mart gecesi AA üzerinden o verileri kapatıp, seçimi elimizden almaya cesaret ettikleri gün başlamıştır. İstanbul’da büyük bir irade ortaya koydunuz. Kocaman bir demokrasi tokadı attınız. Seçimi vermek istemediler, söke söke aldınız. 6 Mayıs’ta seçimi iptal ettiler. Tokadı misli misli attınız. Doymadılar, doyamadılar.

Bugünkü davada verdikleri ceza, çirkin bir sonuçtur. Size okuyacağım sözü dinleyin; ‘Görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil, böylece yargının işleyişine, adalet ilkelerinin değil, siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol, yanlış bir yoldur. Adalet, gün gelecek yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.’ Ne kadar doğru cümleler değil mi? Yahu, bu kararı aldıran zat, bu sözler senin değil mi!

Bu ülkenin adalete, vicdana, merhamete, umuda ihtiyacı var. Buradan Ankara’ya İzmir’e, Hakkari’ye bütün şehirlere sesleniyorum. Bugün buradan yaşatılan şey ülkemizde her yerde yaşatılabilir. Bizi mahkum etmeye kalkanları pişman edeceğiz. Bizi mahkum etmeye çalışanları sandıkta pişman edeceğiz. Bizim 2023 ideallerimiz var. Hep birlikte omuz omuza çalışacağız. Bu ülkenin üzerine çökmeye çalışan zihniyeti 2023’te hep birlikte göndereceğiz. İstanbul’da başardık bütün ülkede başaracağız. Bizi yıldırmak isteyenlere buradan söyleyeyim aradan 3.5 sene geçmiş olabilir ama benim hala gençliğim var. Umudumuz yüksek. 2023’te her şey çok güzel olacak. “

Exit mobile version