İran, İsrail ve ABD arasında 12 gün süren çatışmalar, 24 Haziran’da sağlanan kırılgan bir ateşkesle sona erdi. Her üç taraf da kendi kamuoyuna “zafer” ilan etse de, uzmanlar net bir kazanan olmadığını vurguluyor. ABD, İran’ın nükleer tesislerine ağır darbe vurduğunu iddia ederken, İran kontrollü misillemesiyle süper güçlere karşı direndiğini savundu. İsrail ise İran’ın askeri kapasitesini zayıflattığını öne sürdü. Ancak New York Times’a konuşan analistler, maddi, manevi ve itibar kayıplarının tüm tarafları etkilediğini ve bölgenin istikrarsız bir geleceğe sürüklendiğini belirtiyor. Ateşkesin gölgesinde, çatışmanın uzun vadeli sonuçları merak konusu.
ABD’nin nükleer hamlesi ve Trump’ın stratejisi
ABD, 22 Haziran’da İran’ın Fordow, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine B-2 bombardıman uçaklarıyla saldırı düzenledi. Trump, sosyal medyada bu operasyonu “tarihi bir zafer” olarak nitelendirerek, İran’ın nükleer kapasitesine ağır darbe vurulduğunu savundu. CNN’e göre, saldırılar İran’ın uranyum zenginleştirme altyapısını ciddi şekilde sekteye uğrattı, ancak tesislerin tamamen imha edilmediği biliniyor. Trump, İran’ın Katar’daki El Udeid Üssü’ne yaptığı misillemede can kaybı olmamasını överek, “İran’a teşekkürler, duygularını boşalttılar” dedi. Ancak, ateşkes sonrası her iki tarafın ihlalleri nedeniyle Trump’ın “memnuniyetsiz” açıklamaları, ABD’nin diplomatik kazanımlarını gölgeledi. Uzmanlar, ABD’nin askeri üstünlük sağlasa da bölgedeki gerilimi artırdığını düşünüyor.
İran’ın kontrollü misillemesi ve iç kamuoyu
İran, ABD’nin saldırısına yanıt olarak Katar’daki El Udeid Hava Üssü’nü hedef aldı. İran Devrim Muhafızları, önceden bildirimde bulunarak minimal hasarlı bir saldırı gerçekleştirdi. Al Jazeera’ya göre, bu, İran’ın çatışmayı tırmandırmadan iç kamuoyuna “güçlü” bir mesaj verme çabasıydı. Tahran’da zafer kutlamaları düzenlenirken, Ayetullah Haris Hüseyin, “Süper güçlere boyun eğmedik” dedi. Ancak, 610 kişinin öldüğü çatışmalar ve nükleer tesislerdeki hasar, İran’ın savunma kapasitesini sorgulattı. New York Times, İran’ın rejim içi birliğini koruduğunu, ancak ekonomik ve askeri kayıplarının uzun vadede Tahran’ı zorlayabileceğini yazdı. İran, ateşkesi “direniş zaferi” olarak sunsa da, stratejik bir üstünlük kazanamadı.
İsrail’in saldırıları ve kırılgan ateşkes
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın nükleer tesisleri ve askeri hedeflerine yönelik “Yükselen Aslan” operasyonuyla çatışmaları başlattı. BBC’ye göre, operasyon, İran’ın hava savunma sistemlerini ve füze altyapısını hedef aldı, ancak Tahran’ın misillemeleri Tel Aviv’de 24 sivilin ölümüne yol açtı. Ateşkes sonrası İsrail, İran’ın ihlal ettiğini iddia ederek Tahran’daki bir radar istasyonunu vurdu. Haaretz, İsrail’in İran’ın balistik füze kapasitesini azalttığını, ancak Hizbullah ve Hamas gibi vekil güçlerin zayıflamasıyla stratejik avantajının sınırlı kaldığını yazdı. İsrail kamuoyu, operasyonu desteklese de, ateşkesi sürdürememesi Netanyahu hükümetine eleştiriler getirdi. İsrail, askeri kazanımlar elde etse de, bölgesel izolasyon riskiyle karşı karşıya.
Yorumlar
Kalan Karakter: