Gezi Direnişi soruşturması kapsamında tutuklanan menajer Ayşe Barım davasında yeni bir gelişme, kamuoyunun dikkatini çekti. Sanatçıları 2013’teki Gezi Parkı protestolarına yönlendirmekle suçlanan Barım’a yönelik bir ihbarın, dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sabıkalı Sedat Gül tarafından yapıldığı iddiası, davanın seyrine ilişkin soru işaretlerini artırdı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, ihbarın içeriği ve kaynağı, tartışmaların odağı haline geldi.
Bu iddia, Ayşe Barım’ın 7 Temmuz’daki duruşması öncesinde mahkemeye ulaşan bir ihbar mesajıyla ortaya çıktı. İhbarın, ülkenin ekonomik ve toplumsal istikrarını tehdit ettiği öne sürülen kişi ve yapılar hakkında geniş kapsamlı suçlamalar içermesi, mahkemenin konuyu ciddiyetle ele almasına yol açtı. Ancak ihbarcının kimliğinin ortaya çıkması, davanın güvenilirliğine gölge düşürdü. Sedat Gül’ün sabıka kaydı, ihbarın niteliği ve motivasyonu hakkında şüpheleri derinleştirdi.
İhbarın Kaynağı: Sedat Gül Kimdir?
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, ihbarın içeriğini değerlendirdikten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden ihbarcının kimlik bilgilerini talep etti. Emniyetin yaptığı inceleme, ihbarı Sedat Gül adlı bir kişinin yaptığını ortaya koydu. Gül’ün emniyet kayıtlarında, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve Türk Ticaret Kanunu’na muhalefet suçlarından adli işlem gördüğü belirlendi. Bu sabıka kaydı, ihbarın güvenilirliğini sorgulatan en kritik unsur olarak öne çıktı. Mahkeme, Gül’ün geçmişteki suçlarının, ihbarın içeriğine yönelik potansiyel bir manipülasyon amacı taşıyıp taşımadığını araştırmaya başladı. Sedat Gül’ün ihbarındaki ifadelerin, Barım’ın Gezi Direnişi’yle bağlantılı suçlamalarını desteklemek için mi yoksa başka bir kişisel çıkar için mi yapıldığı, davanın ilerleyen aşamalarında netlik kazanacak.
İhbarın İçeriği ve Davaya Etkisi
Mahkemeye sunulan ihbar mesajı, ülkenin ekonomik ve toplumsal istikrarını tehdit eden yapılar ve kişilerle ilgili geniş kapsamlı iddialar içeriyor. Ayşe Barım’ın, Gezi Direnişi sırasında sanatçıları protestolara yönlendirdiği ve bu eylemlerin organizasyonunda kilit bir rol oynadığı öne sürülüyor. İhbar, Barım’ın şirketi ID İletişim üzerinden sanatçıları koordine ettiğini ve 2013’teki protestoların finansmanına katkıda bulunduğunu iddia ediyor. Ancak bu suçlamalar, Barım ve avukatı tarafından kesin bir dille reddediliyor. Barım, daha önceki ifadelerinde, sanatçıların fikirlerini yönlendirdiğine dair herhangi bir organizasyona katılmadığını ve suçlamaların asılsız olduğunu belirtmişti. İhbarın Sedat Gül gibi sabıkalı bir isimden gelmesi, bu iddiaların doğruluğunu daha da tartışmalı hale getirdi. Mahkeme, ihbarın delil niteliğini değerlendirmek için ek incelemeler talep etti.
Kamuoyu ve Hukuki Süreçteki Yankılar
Ayşe Barım davasındaki ihbar iddiası, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Sanatçılar ve sivil toplum temsilcileri, davanın Gezi Direnişi’ne katılanları kriminalize etme çabası olarak değerlendirilebileceği görüşünü dile getirdi. Barım’ın avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu, ihbarcının sabıka kaydının, davanın dayanaklarının zayıflığını gösterdiğini savundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü ve tüm delillerin mahkemece değerlendirileceğini vurguladı. Sedat Gül’ün ihbarının, dolandırıcılık ve sahtecilik geçmişiyle bağlantılı olup olmadığı, davanın seyrini etkileyebilecek kritik bir nokta olarak görülüyor. 7 Temmuz’daki duruşma, bu iddiaların nasıl ele alınacağına dair önemli ipuçları sunacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: