CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda yaşanan şaibe iddiaları, parti içinde büyük bir kaosa yol açtı. Kurultay sürecinin mahkemeye taşınmasıyla birlikte yeni iddialar da gün yüzüne çıkıyor. Eski CHP milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, canlı yayında yaptığı çarpıcı açıklamalarla krizin boyutlarını gözler önüne serdi: “CHP Genel Merkezi’nde inanılmaz bir telaş var. Bir insan kendine iftira atar mı?”
Rüşvet İtirafları ve Pavyon Skandalı
Yarkadaş, kurultay sürecinde delegelere para, makam ve iş vaadiyle oy satın alındığına dair somut iddialar ortaya attı. Özellikle Erzurum delegesi Yusuf Gögerkaya’nın ifadelerine dayanarak, Ankara’da bir pavyonda delegelere 1000-1500 dolar arasında rüşvet dağıtıldığını belirtti. Yarkadaş, “Adam ‘rüşvet verdim’ demiyor, ‘rüşvet aldım’ diyor. Bir insan kendi ismini vererek kendine iftira atar mı?” diyerek iddiaların ciddiyetini vurguladı.
Bu skandal, Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş’in delegeleri pavyona götürerek Özgür Özel lehine oy kullanmalarını sağladığı iddiasıyla daha da büyüdü. Gögerkaya, pavyon çıkışında paraların dağıtıldığını ve sahte imzalarla delege oylarının manipüle edildiğini savundu.
Kılıçdaroğlu’nu Geri Getirme Çabaları
Yarkadaş, parti içindeki bazı kesimlerin, tüm bu skandalları görmezden gelerek eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu yeniden liderliğe getirme peşinde olduğunu iddia etti. Ancak bu çabanın etik dışı olduğunu savunan Yarkadaş, “Erzurum’da para dağıtıldı, Bitlis’te gıda kartı verildi, Beşiktaş’ta ihale alındı, İstanbul’da 370 delegenin ailesi belediyelere yerleştirildi. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi Kılıçdaroğlu gelsin mi desin? İnsan kendinden utanır!” diyerek tepkisini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu’nun kurultay davasında tanık olarak ifade vermemesi de tartışmaları alevlendirdi. Yarkadaş, Kılıçdaroğlu’na yönelik sistematik bir linç kampanyası yürütüldüğünü ve bu durumun parti birliğini zedelediğini belirtti.
Mahkeme Süreci ve Olası Sonuçlar
Kurultay sürecine ilişkin Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam eden dava, 30 Haziran 2025’te ikinci duruşmasını görecek. Ayrıca, İstanbul İl Kongresi’nde hile iddialarıyla başlatılan ayrı bir soruşturma, kurultayın iptali ihtimalini güçlendiriyor. Yarkadaş, İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmesi durumunda kurultayın da otomatik olarak iptal olacağını, çünkü İstanbul’un 190 delegesinin kurultay sonucunu doğrudan etkilediğini ifade etti.
Kurultayın iptali, Özgür Özel’in genel başkanlığının düşmesi ve 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin yeniden tartışılması gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Bazı hukukçular, “Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir” görüşünü savunarak yerel seçimlerin iptal edilebileceğini öne sürüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: