Savcılık sorgusunda soğukkanlı tavırlarıyla dikkat çeken Tuğyan Ülkem Gülter, annesiyle zaman zaman tartışmalar yaşadığını ancak onu öldürmesinin söz konusu olmadığını belirtti. Olay gecesi yaşananları anlatırken, annesinin dengesini kaybederek düştüğünü iddia etti. Kaçma hazırlığı yaparken yakalanmalarıyla ilgili sorulara ise korktuğu ve paniklediği için uzaklaşmak istediği yanıtını verdi.
Arkadaşının İtirafı Dosyanın Seyrini Değiştirdi
Soruşturma dosyasındaki en kritik delil, olay anında evde bulunan diğer şüpheli Sultan Nur Ulu'nun itirafları oldu. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen Ulu, ifadesinde Tuğyan'ın annesini dizlerinden kavrayarak aşağı ittiğini ve olayın bir kaza olmadığını söyledi.
Tuğyan Ülkem Gülter ise bu iddialar karşısında arkadaşının yalan söylediğini öne sürdü. Ancak savcılık, olay yeri inceleme raporları, şüphelilerin yurt dışına kaçma girişimi ve Sultan Nur Ulu'nun detaylı anlatımlarını dikkate alarak Gülter'i tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuklama kararı verdi.
Tuğyan Ülkem Gülter Kimdir?
Soruşturmanın bir numaralı şüphelisi Tuğyan Ülkem Gülter, 1998 yılında dünyaya geldi. Arabesk sanatçısı Güllü ile Gürol Gülter'in evliliğinden olan Tuğyan, 27 yaşında. Olay gününe kadar annesiyle birlikte Yalova'da yaşayan Gülter, daha önce annesiyle yaşadığı sorunlarla gündeme gelmemişti. Ancak cinayet soruşturması kapsamında ortaya çıkan mesajlar ve tanık ifadeleri, anne-kız arasında gerginlikler olduğunu ortaya koydu. Tuğyan'ın olayın ardından sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ve cenaze sürecindeki davranışları da kamuoyunda tartışma konusu oldu.
Tuğyan'ın İfadeleri: Kabul Etmiyorum
Savcılıkta verdiği ifadesinde olay gününü anlatan Tuğyan Ülkem Gülter, "Sultan'la beraber Çınarcık'taki eve gittiğimizde annem Güllü evdeydi. Odada oturup muhabbet ettikten sonra annem duşa girdi. Biz de Sultan'la yemek siparişi verip yemek yedik. Daha sonra beraber filim izlemeye karar verdik. Film izleyeceğimiz için annem kendisine meze hazırladı ve şarap aldı. Daha önce alkol kullanırdı ama şarap içmeye yeni başlamıştı. Annem yaklaşık 3,5 şişe şarap içti. Film izlediğimiz sırada ben bir ara odama geçip eski nişanlım olan Kervan'la yaklaşık 20 dakika görüntülü konuştum. Geri salona geldiğimde Sultan'la annem film izlemeye devam ediyorlardı. Ben içeri geldikten bir süre sonra filmi kapattık. Daha sonra müzik açtık. Üçümüz beraber müzik eşliğinde eğlendik. Daha sonra Sultan'la ben odaya geçtik. Ben odada Kervan ve Çiğdem abla ile görüntülü konuştum. Sultan benim yanımda oturuyordu. Ben bir iki defa salona gidip geldim. Odada olduğum süreçte Kervan'la konuşurken aramızda yüzük muhabbeti geçmişti. Ben yüzüğü atacağım tarzında konuşmuştum ve benim hamile olma ihtimalim vardı. Ancak bunu annem bilmiyordu. Sultan'la konuştuğumuz sırada annemin öğrenme ihtimaline karşı Sultan'a 'Hamileliğim için düştü derim ya da aldırırım' demiştim. Bu sırada salondaki televizyonda Sultan'ın telefonuna bağlı bir şekilde müzik çalıyordu. Biz odadaydık. Emin olmamakla birlikte kapının kapalı olduğunu hatırlıyorum. Sultan'la beraber benim telefonumdan odada müzik açtık. Sultan'a 'Malkata' şarkısını açmasını istedim. Sultan, Malkata şarkısını benim telefonundan açmıştı. Biz Sultan'la Malkata oynarken annem içeri geldi. Sultan'ın elinden tutup malkata oynatmaya çalıştı. Sultan bilmediğini söyledi. Üçümüz odada dans etmeye başladık. Biz kapı ile gardırobumun arasında dans ediyorduk. Annemle biz birbirimizi mıncıklardık. Bana söylendiği gibi 'Bırak beni bırak' gibi bir şey söylenmişse buna istinaden söylenmiştir. Sonrasında annem müziğin sesini açmamızı istedi. Sultan gardırobumun önünde yüzüne bakıyordu. Yüzünde dikiş izi vardı. Sultan dikiş izine sürekli bakar, ben de o sırada Sultan'ın yanında oynuyordum. Daha sonra ben çok yüksek bir şekilde 'güm' diye bir ses duydum. Camın olduğu tarafa baktığımda annemi görmeyince 'koş' diye bağırarak aşağıya indim. Yukarıda odadayken güm diye ses duyduktan sonra ben annemi görmedim. Nasıl düştüğünü de bilmiyorum. Direkt aşağıya koştum. Koşarken Çiğdem ablanın kapısını çaldım. Aşağıya indikten sonra olanları hatırlamıyorum. Daha sonra çevremden bana anlatılanlar oldu, ancak ben hiç birini hatırlamıyorum" dediği öğrenildi.

Ulu'nun itirafına ilişkin ise Gülter'in, "Sultan'ın annemin camdan düşmesine ilişkin aleyhime verdiği beyanları kabul etmiyorum. Annem benden oldukça ağırdır. Benim onu kaldırma gibi bir şansım yoktur. Zaten olay sırasında benim sırtım dönüktü. Annemin nasıl düştüğüne dair bir fikrim yok. Normalde Sultan'la aramda herhangi bir problem yok. Sultan'la biz çok yakın arkadaştık. Ancak Sultan kaza yapmadan önce eski sevgilisi ile beraber uyuşturucu kullanmışlar. Ben bunu duymuştum. Hatta kazadan önce Sultan kokain kullanmış, bunu bana söyledi. Kaza sırasında da sevgilisi ile beraber uyuşturucu madde kullandıklarını duydum. Dosyaya uyuşturucu testi ile ilgili işlemler girince Sultan bunlardan dolayı çok tedirgin oldu. Test sonucunda uyuşturucu madde kullandığı ortaya çıkıp ona suç atacağımızdan dolayı avukatım Merve Uçanok'a siz benim başımı mı yakmaya çalışıyorsunuz' demişti" dediği öğrenildi.
Tuğyan Ülkem Gülter, annesini öldürmek istediğine ilişkin ortaya çıkan mesajlarıyla ilgili olarak, "Aynı yerde oturduğumuzdan dolayı tanıdığım Hülya ve Bircan abla tam hatırlamamakla birlikte cenaze günü ve ertesi günü Sultan'ı korkutmuşlar. 'Başınız belaya girecek, Tuğyan uyuşturucu kullanıyor, senin üstüne iftira atar' şeklinde söylemişler. Bunları bana Sultan çok sonra anlattı. Sultan'ın aleyhime vermiş olduğu ifadelerin bundan dolayı kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü aramızda herhangi bir husumet yoktur. Hatta bu süreçte bana en çok Sultan destek olmuştur. Benim annemle aramda uyuşturucudan, paradan, eski nişanlım Kervan'dan kaynaklı ya da herhangi bir sebepten kaynaklı bir sıkıntı yoktu. Benim, 'Annemi öldürmek istiyorum' şeklindeki mesajlarım hatırladığım kadarıyla haziran ayında Bircan ablaya attığım mesajlardır. Ancak annemle o zaman kavga etmiştik ve ben 21 gün kadar eve gitmemiştim. Anneme çok sinirli olduğum bir dönemde yazdığım bir mesajdı. Daha sonrasında kardeşim Tuğberk, annem ile beni barıştırmıştı" ifadelerini kullandı.
Yöneltilen bir başka soru üzerine, yurt dışına kaçmak üzere İstanbul'a gitmediklerini belirten Gülter, "İstanbul'da olduğumuz bir zaman Serhat C., bizi dışarı davet etmişti. Biz o sırada Tuğba ablanın evindeydik. Serhat davet edince Sultan, ben, Serhat C. ve Gökhan C. dışarı çıktık. Ancak Serhat bizim yüzlerimizin tanındık olduğunu söyleyerek bizi kimlik vermeyeceğimizi söylediği bir aparta götürdü. Serhat bize 'Sizinle bir şey konuşacağım' diyerek telefonlarımızı aldı ve gardırobun üstüne koydurttu. Daha sonra Sultan ve bana 'Yurt dışına gidin, siz bir şey yapmamış olsanız da toplum baskısından dolayı sizi tutuklarlar' tarzında konuştu. Bunları söylerken sürekli gözümüzü korkutuyordu. Daha sonra biz telefonlarımızı geri aldığımızda Sultan'ın abisi Yusuf'la konuştu. Bu sırada Sultan abisi Yusuf'a, Serhat'ın söylediklerinden bahsederken Serhat bunları ses kaydına almış. Ses kaydına aldığı şey sadece Yusuf ile olan konuşmayı ve daha sonra benim Seyhan S. ile olan konuşmamı kayda almış. Benim herhangi bir şeyden korkum yok. Zaten yurt dışına çıkma yasağım da yoktu. Benim küçük bir çocuğum var. Ben onu bırakıp bir yere zaten gitmezdim. Bu konuşmalar sadece Serhat'ın bize açtığı muhabbetten kaynaklanmıştı. Ben Çınarcık'ta olan evde kaldığım süre boyunca sürekli rahatsız edildim. Bu yüzden Gökhan C.'nin evinde kalmaya başlamıştım. Gökhan C.'nin evinde kalmaya 3 valiz ile gitmiştim. Gökhan Yalova'da Çınarcık'ta kalıyordu. Tuğba abla ile eşi Serhat abi beni almaya geleceklerdi. Onların olduğu Büyükçekmece'ye gidecektik. Yaklaşık 1,5 hafta Tuğba ablaların evinde kalmıştım. Daha sonra Çınarcık'ta emlakçı Arif abiden bir ev tutmuştum. Gözaltına alındığımız gün Büyükçekmece'ye valizlerimi alıp kiralayacağım eve götürmek için gitmiştim. İstanbul Büyükçekmece'ye gitmemizle yurt dışına kaçmamız arasında herhangi bir bağlantı yoktur. O sebeple gitmemiştik. Benim annemi öldürmek için herhangi bir sebebim yoktur. Ne annem bana ne de ben ona husumet beslemiyordum. Kendimden emin olduğum için kaçma gibi bir durumum söz konusu dahi değildir. Şüpheli Sultan'ın annemin ölüm olayına ilişkin vermiş olduğu ifade kabul edilemez" dediği öğrenildi.
Bilirkişi raporuna ilişkin de Gülter, "Ölümü her ne kadar bilirkişi raporunda düşme olayının dış kuvvet ve temas varlığı ile olduğu söylenmiş olsa da ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Eğer annemi itmiş olsaydım ses kayıtlarındaki 'görüşürüz' ifadesi yerine annemin bağırma ya da yardım isteme sesi duyulması gerekirdi. Kaldı ki 'görüşürüz' kelimesini ben söylemedim. Kesinlikle kabul etmiyorum. Annemi ben kesinlikle öldürmedim. Ben masumum. Eğer mahkemeniz aksi kanaate ise hakkımda yurt dışı yasağı ve gerekli bütün adli kontrol tedbirlerini uygulayabilirsiniz. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ediyorum" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: