İsrail’in 13 Haziran’da “Yükselen Aslan” operasyonuyla İran’a yönelik başlattığı saldırılar ve İran’ın “Gerçek Vaat” misillemesiyle başlayan çatışmalar yedinci gününe girerken, ABD’nin tutumu merak konusu oldu. İran’ın Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa’yı hedef alan yüzlerce balistik ve hipersonik füze saldırısında Berşeva’daki Soroka Hastanesi ile borsa binası vuruldu; yaralı sayısı 271’e ulaştı. Beyaz Saray, 18 Haziran’da yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik askeri bir müdahale kararını iki hafta içinde vereceğini duyurdu. Çatışmaların bölgesel bir savaşa dönüşme riski artarken, Trump’ın diplomasi mi yoksa askeri güç mü seçeceği küresel gündemin merkezinde.
Çatışmaların tırmanışı ve İran’ın misillemesi
İsrail’in 13 Haziran’da Tahran, İsfahan’daki Natanz nükleer tesisi ve diğer şehirlerdeki askeri hedeflere düzenlediği saldırılar, İran’da 224 kişinin ölümüne yol açtı; ölenler arasında Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami gibi üst düzey isimler vardı. İran, buna karşılık 370’ten fazla füze ve İHA ile Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa’yı vurdu. İsrail’in Demir Kubbe sistemi, hipersonik Hürremşehr füzelerine karşı etkisiz kalırken, 24 İsrailli hayatını kaybetti. 18 Haziran’da İran, Berşeva’daki Soroka Hastanesi ve borsa binasını hedef aldı; Devrim Muhafızları, Dimona nükleer santrali bölgesinde tahliye uyarısı yaptı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, “Suçlular bedel ödeyene kadar vuracağız” diyerek misillemelerin süreceğini belirtti. Çatışmalar, Orta Doğu’da gerilimi zirveye taşıdı.
Trump’ın kararı ve diplomatik çabalar
Beyaz Saray, Trump’ın İran’a askeri müdahale kararını 2 Temmuz’a kadar açıklayacağını bildirdi. Trump, 18 Haziran’daki Durum Odası toplantısında, Başkan Yardımcısı James David Vance, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve CIA Başkanı John Ratcliffe ile konuyu değerlendirdi. ABD’nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin 13 Haziran’dan bu yana telefon görüşmeleri yaptığı, ancak İran’ın İsrail saldırıları bitmeden müzakereye dönmeyeceği belirtildi. Trump, İran’ın nükleer silah sahibi olmasına karşı “tam zafer” istediğini vurgularken, Fordo tesisinin imhasını ön koşul olmaktan çıkardı. İsrail’den bir yetkili, ABD’nin 24-48 saat içinde katılım kararını netleştirebileceğini iddia etti, ancak Trump, “Savaş istemiyorum, ama İran nükleer silah sahibi olamaz” diyerek kararsızlığını sürdürdü. ABD’nin 40’tan fazla yakıt ikmal uçağını Avrupa’ya göndermesi, olası bir operasyon hazırlığı olarak yorumlandı.
Bölgesel ve küresel yansımalar
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer tesislerini vurmak için ABD ve Almanya’dan gelen 14 kargo uçağı dolusu ekipman desteğini memnuniyetle karşıladı ve “Her türlü yardıma açığız” dedi. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, İsrail ve ABD’nin tehditlerine karşı halkını “kararlı duruşa” çağırdı ve “Zafer Allah’tandır” diyerek direnişi vurguladı. ABD’nin bölgeye 40 bin askeri konuşlandırdığı, ancak İran’ın Hürmüz Boğazı’nı mayınlama veya Irak’taki ABD üslerini vurma tehdidinde bulunduğu biliniyor. Türkiye, BM ve diğer ülkeler, çatışmaların durdurulması için itidal çağrısı yaptı; Türk Hava Yolları, İran ve komşu ülkelere uçuşlarını 16 Haziran’a kadar iptal etti. Trump’ın “deli adam teorisi” olarak bilinen öngörülemez yaklaşımı, diplomasiyi zorlaştırırken, İran’ın nükleer programına yönelik müzakereler tıkanmış görünüyor. Çatışmanın seyri, Trump’ın kararına bağlı olarak şekillenecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: