Türkiye’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Taksim Meydanı’nın yıllardır süren yasak tartışmaları ve polis barikatları gölgesinde bir kez daha kutlandı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), her yıl olduğu gibi bu yıl da Taksim’deki Atatürk Anıtı’na çelenk bırakarak, meydanın işçilere açılması için güçlü bir çağrıda bulundu. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, iktidara seslenerek, “Taksim yasağından vazgeçin, bu barikatları kaldırın” dedi ve emekçilerin taleplerini kararlılıkla dile getirdi.
Çerkezoğlu’nun konuşması, işçi sınıfının mücadele tarihine vurgu yaparken, Taksim’in emek ve demokrasi mücadelesindeki sembolik önemini bir kez daha hatırlattı. Meydanın çevresini saran barikatlar, sadece fiziksel bir engel değil, aynı zamanda iktidarın emekçilere yönelik politikalarının bir yansıması olarak değerlendirildi. Çerkezoğlu, “Bu ülkenin gerçek sahipleri halktır” diyerek, emekçilerin eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerini meydandan yükseltti.
Taksim Meydanı: Yasaklar ve Barikatlar Gölgesinde 1 Mayıs
DİSK, 1 Mayıs sabahı Taksim Meydanı’na yürüyerek
Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Ancak meydan,
polis barikatlarıyla çevrili ve
İstanbul’un merkezi adeta ablukaya alınmış durumdaydı. Çerkezoğlu, konuşmasında,
“Sadece Taksim Meydanı değil, bütün bir İstanbul şehri bugün ablukaya alınmış durumda” diyerek, bu durumun işçilerin ifade özgürlüğüne vurulan bir darbe olduğunu vurguladı.
Anayasa Mahkemesi ve
uluslararası mahkeme kararlarına rağmen Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasının,
hukuksuz bir yasakçı zihniyetin devamı olduğunu belirtti. Çerkezoğlu,
2010, 2011 ve 2012 yıllarında Taksim’de gerçekleştirilen
dünyanın en büyük 1 Mayıs kutlamalarını hatırlatarak, meydanın işçiler için tarihsel bir hak olduğunu savundu.
İktidara Barikat Eleştirisi
Çerkezoğlu, Taksim Meydanı’nı çevreleyen
barikatların sembolik anlamını sert bir şekilde eleştirdi:
“Bu barikatlar, milyonlarca işçiyi asgari ücrete, sendikasızlığa mahkum etmeyi anlatıyor.” İktidarın, toplumsal desteğini kaybettiği bir dönemde
baskı, gözaltı ve yasaklarla ayakta kalmaya çalıştığını ifade eden Çerkezoğlu, emekçilerin bu koşullara sessiz kalmayacağını belirtti. Türkiye’nin
asgari ücretliler ülkesi,
çalışmak zorunda kalan emekliler ülkesi,
patronundan daha fazla vergi ödeyen işçiler ülkesi haline getirildiğini vurgulayan DİSK lideri,
kadınlara yönelik şiddet,
gençlerin geleceksizliği ve
çocukların yoksulluğu gibi sorunlara dikkat çekti.
“İstiyorlar ki susalım, itiraz etmeyelim” diyerek, işçilerin bu dayatmalara karşı mücadele kararlılığını ortaya koydu.
Emeğin Hakkı İçin Mücadele Çağrısı
Konuşmasının sonunda, Çerkezoğlu, emekçilerin taleplerini gerçekleştirmek için kararlı bir mücadele sözü verdi:
“Bu ülkenin topraklarında eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın ve kardeşliğin egemen olduğu, emeğin hakkını aldığı bir ülkeyi mutlaka kuracağız.” Taksim’in
1977’den beri işçi sınıfının yüreğindeki yara olduğunu belirten Çerkezoğlu,
1989 ve 1996’daki kayıpları da anarak, meydanın işçiler için bir
hafıza ve mücadele alanı olduğunu vurguladı. İktidara,
“Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs’a açın, işçi sınıfına açın” çağrısını yineleyen Çerkezoğlu, emekçilerin birleşik mücadelesinin her türlü baskıyı yenecek güçte olduğunu ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: