Söz konusu karar, Bangladeş siyasetinde uzun süredir tartışma yaratan bir dönemin ardından geldi. Protestoların ve can kayıplarının ardından ülkede geçici bir hükümet kuruldu, muhalif siyasetçilere ve öğrenci örgütlerine yönelik yoğun baskılar uygulandı. Şeyh Hasina Vecid, mahkemenin taraflı ve siyasi olduğunu savunarak suçlamaları reddetti.
Hükümet karşıtı protestolar, kamu sektöründe kontenjan politikalarına tepkiyle başlamış ve kısa sürede ülke geneline yayılmıştı. Şiddet olayları sırasında birçok kentte polis müdahaleleri, ölü ve yaralı sayısının artmasına sebep oldu. Gösterilerin ardından ülkede sıkıyönetim ve yasaklar uygulamaya alındı; binlerce kişi gözaltına alındı ve Nobel ödüllü Muhammed Yunus liderliğinde geçici yönetim oluşturuldu.
Bangladeş'te neler yaşandı?
Bangladeş Uluslararası Suçlar Mahkemesi, Temmuz 2024’teki hükümet karşıtı protestolarda yaşanan kitlesel şiddet, ölüm ve yaralanmaların sorumlusu olarak dönemin Başbakanı Şeyh Hasina Vecid ile İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan Kamal’ı suçlu buldu. Kararda, devletin protestolara karşı doğrudan ölümcül güç kullandığı ve sivillere yönelik sistematik saldırıların gerçekleştiği vurgulandı. Mahkeme, Hasina ve Kamal’ı “insanlığa karşı suç” kapsamında idam cezasına çarptırdı. Eski polis şefi Chowdhury Abdullah Al-Mamun ise yargı sürecine katkıları nedeniyle 5 yıl hapis aldı. Karar sonrası mahkeme salonunda kısa süreli tezahüratlar ve protesto sloganları atıldı, bazı gruplar idam taleplerini yineledi. Ülkede sivil itaatsizlik ve toplumsal tansiyon yükseldi, uluslararası kamuoyunda ciddi tepkiler oluştu ve hukuki sürecin siyasi motivasyonla yürütüldüğü iddiaları öne çıktı.

İsyanların arka planı
2024 yazında Bangladeş’te öğrenci liderliğinde başlayan protestolar, kısa sürede ülke genelinde kamu sektöründe kayırmacılık iddialarına ve kontenjan politikalarına karşı büyüdü. Dakka başta olmak üzere birçok şehirde göstericiler barışçıl eylemler düzenlerken güvenlik güçlerinin silahlı müdahalesiyle olaylar şiddetlendi. Birleşmiş Milletler’in raporlarına göre, protestolar nedeniyle yaklaşık bin 400 kişi hayatını kaybetti; Bangladeş Sağlık Bakanlığı ölü sayısını 600’ün üzerinde açıkladı. Protestoların ardından Başbakan Hasina ülkeyi terk etti, öğrenci kanadı ve muhalif partiler yasaklandı, geçici hükümet kurularak Nobel ödüllü Muhammed Yunus liderliğe getirildi. Bu süreçte toplumsal tansiyonun ve hukuksuz uygulamaların tırmandığına dair yaygın iddialar dile getirildi.
Gelecek Etkisi
İdam kararının ülkede ve bölge genelinde ciddi siyasi ve toplumsal sonuçları olması bekleniyor. Yargı sürecinin tartışmalı ve taraflı olduğu görüşü hem yerel hem de uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı. Muhalefet ve sivil toplum kuruluşları, insan hakları ihlallerinin araştırılması ve siyasi yargılamaların sonlandırılması çağrılarında bulundu. Geçici yönetimin toplumsal barışı sağlama ve yeni seçimlere hazırlık hedefleri, Bangladeş’in geleceğini ve demokratikleşme sürecini doğrudan etkileyebilecek süreçlerin başında yer alıyor. İdam cezası kararının uygulanıp uygulanmayacağı, toplumsal huzurun yeniden tesis edilip edilmeyeceği ve uluslararası kamuoyunun tepkilerinin Bangladeş’in siyasal yol haritasında belirleyici olacağı öngörülüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: