Haber, Aralık 2025'in ilk gününde Anadolu Ajansı tarafından duyuruldu. CDS değeri 233 baz puana indi ve bu, son yedi yıldaki en düşük nokta olarak kaydedildi. Bu prim, Türkiye'nin borçlarını ödeyememe riskini yansıtan bir ölçüt olarak biliniyor. Düşüş, küresel piyasalardaki dalgalanmalara rağmen iç dinamiklerin güçlendiğini gösteriyor.
Gelecek Beklentiler: CDS Primi ve Ekonomi Politikaları
2026 için öngörüler, CDS'nin stabil kalacağını veya daha da gerileyeceğini işaret ediyor. Merkez Bankası Başkanı'nın son açıklamaları, enflasyon hedeflemesinin öncelikli olduğunu vurguluyor. Bu politika, risk primini baskılamaya devam edecek. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da, bu olumlu tabloyu göz önünde bulundurarak not güncellemeleri yapabilir.
Yatırımcılar, sürdürülebilir büyüme için yapısal reformlara odaklanıyor. Eğitim ve teknoloji yatırımları, uzun vadeli riskleri azaltmada kilit rol oynuyor. Hükümetin Orta Vadeli Programı, bu alanda somut adımlar içeriyor. CDS düşüşü, sadece bir gösterge olsa da, Türkiye ekonomisinin toparlanma sürecini somutlaştırıyor.
Bu gelişme, küresel arenada Türkiye'nin konumunu güçlendiriyor. Asya ve Orta Doğu pazarlarıyla entegrasyon, risk algısını daha da iyileştirecek. Piyasalar, önümüzdeki aylarda Merkez Bankası kararlarını yakından takip edecek. Genel olarak, 233 baz puanlık seviye, 2018 sonrası dönemin en umut verici işareti olarak öne çıkıyor.
Türkiye'nin CDS Primi Nedir ve Nasıl Hesaplanır?
Kredi risk primi, CDS olarak kısaltılan kredi temerrüt takası, yatırımcıların bir ülkenin borçlarını ödeyememe ihtimaline karşı sigorta primi ödediği bir araçtır. Türkiye için 5 yıllık CDS, genellikle uluslararası finans piyasalarında takip edilen bir göstergedir. Bu prim, baz puan cinsinden ifade edilir ve 100 baz puan, yüzde 1'lik bir risk maliyetini temsil eder.
Mayıs 2018'de yaşanan kur şoku sonrası CDS, bin baz puanın üzerine çıkmıştı. O dönemden beri dalgalı bir seyir izleyen prim, 2020 pandemi sürecinde de yükselmişti. Ancak son aylarda belirgin bir düşüş trendi gözlendi. Aralık 2025 itibarıyla 233 baz puana ulaşan bu seviye, 2018 öncesi dönemleri andırıyor. Veriler, Bloomberg ve Reuters gibi platformlardan derleniyor ve Merkez Bankası ile Hazine Müsteşarlığı tarafından da düzenli olarak raporlanıyor.
Düşüşün arkasında, enflasyonla mücadele politikaları ve mali disiplin ön planda duruyor. Merkez Bankası'nın faiz artırımları ve bütçe açığının kontrol altına alınması, yatırımcı güvenini artırdı. Ayrıca, Avrupa Birliği ile ticaret hacminin genişlemesi ve ihracat rekorları, dış finansmana erişimi kolaylaştırdı. Bu unsurlar, primin hızlı gerilemesinde etkili oldu.
Kredi Risk Primi Düşüşünün Ekonomiye Etkileri
CDS primindeki azalma, Türkiye'nin dış borçlanma maliyetlerini doğrudan düşürüyor. Hükümet ve şirketler, eurobond ihalelerinde daha düşük faizle borçlanabiliyor. Bu durum, altyapı yatırımlarından özel sektöre kadar geniş bir yelpazede mali yükü hafifletiyor. Örneğin, 2025 bütçe planlamalarında bu avantaj, tasarruf olarak yansıyacak.
Piyasa oyuncuları, bu gelişmeyi pozitif bir sinyal olarak değerlendiriyor. Borsa İstanbul endeksinde son haftalarda görülen yükseliş, CDS düşüşüyle paralellik gösteriyor. Döviz kurları da istikrar kazandı; dolar/TL paritesi, 32 seviyesinin altında seyrediyor. Uzmanlara göre, bu trend devam ederse 2026'da primin 200 baz puanın altına inmesi mümkün. Ancak, jeopolitik riskler ve küresel resesyon sinyalleri, dikkat gerektiren unsurlar arasında yer alıyor.
Özel sektör için de fırsatlar doğuyor. Bankalar, uluslararası kredilerde daha rekabetçi oranlar sunabiliyor. Otomotiv ve tekstil gibi ihracat odaklı sektörler, maliyet avantajıyla pazar payını artırıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu ivmeyi sürdürmek için yeşil tahvil gibi yenilikçi araçlara yöneliyor. Son çeyrekte ihraç edilen tahviller, düşük prim sayesinde yüksek talep gördü.
Yorumlar
Kalan Karakter: