Küresel iklim değişikliği, mevsimlerin kaymasına yol açarak polen mevsimini de dönüştürüyor. Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emine Özsarı, polen alerjilerinin artık mart-nisan yerine mayıs-haziran aylarında daha sık görüldüğünü belirtti. Kırkikindi yağmurlarının hazirana sarkması gibi iklim anomalileri, alerji dönemlerini uzatıyor.
Polen alerjisi, bitkilerin ve ağaçların ürettiği polenlere karşı bağışıklık sisteminin tepkisiyle ortaya çıkıyor ve hapşırma, burun tıkanıklığı, göz kaşıntısı gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Özsarı, alerjinin genetik bir hastalık olduğunu ve özellikle ilkbahar-yaz aylarında yoğunlaştığını vurguladı. Tedavi ve korunma yöntemleri, bu dönemi daha rahat geçirmek isteyenler için kritik önem taşıyor.
Polen mevsimindeki değişimin nedenleri
Doç. Dr. Emine Özsarı, iklim değişikliğinin mevsim kaymalarına yol açtığını ve bu durumun polen mevsimini doğrudan etkilediğini ifade etti. Geleneksel olarak mart-nisan aylarında görülen polen alerjileri, artık mayıs-haziran dönemine kayıyor. Kırkikindi yağmurları gibi hava olaylarının hazirana uzaması, polenlerin havada daha uzun süre kalmasına neden oluyor. Özsarı, “Kişinin neye alerjisi varsa, o bitkinin poleni ne zaman ortaya çıkıyorsa alerji o dönemde görülüyor,” diyerek, ilkbahar ve yaz aylarının alerji için en riskli dönemler olduğunu belirtti. Küresel ısınma, bitkilerin çiçeklenme ve polen üretme süreçlerini değiştirerek alerji sezonlarını uzatıyor ve yoğunlaştırıyor.
Alerji belirtileri ve korunma yöntemleri
Polen alerjisi, ağaçlar, yabani otlar ve bitkilerin polenlerine karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepkisiyle ortaya çıkıyor. Hapşırma, burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı ve sulanma, kulakta dolgunluk gibi belirtiler, alerjinin yaygın işaretleri arasında yer alıyor. Özsarı, alerjinin genetik yatkınlık gösterdiğini ve özellikle anne tarafından geçtiğini vurguladı. Korunmak için sabah saatlerinde dışarı çıkmaktan kaçınmak, koruyucu güneş gözlükleri ve maske kullanmak öneriliyor. Evlerin öğlen saatlerinde havalandırılması, peluş oyuncak veya battaniye gibi polen tutabilecek eşyaların yatak odasında bulundurulmaması da etkili yöntemler. Özsarı, alerjinin grip ile karıştırılabildiğini, ancak gripte sarı-yeşil balgam ve yoğun öksürük gibi belirtilerin ön planda olduğunu belirtti.
Tedavi seçenekleri ve yanlış bilinenler
Polen alerjisi tedavisi, düzenli ilaç kullanımıyla kontrol altına alınabiliyor. Özsarı, alerji ilaçlarının bağımlılık yapmadığını ve halk arasında “fıs fıs” olarak bilinen astım ilaçlarının da güvenle kullanılabileceğini ifade etti. “İlaçlar alınmazsa daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Alerjinin yoğun olduğu dönemlerde mutlaka kullanılmalı,” diyerek hastaları uyardı. Alerjik rinit, alerjik sinüzit ve astımın genellikle birlikte görüldüğünü belirten Özsarı, erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekti. Alerji testleriyle hangi polenlere karşı hassasiyet olduğu belirlenerek, kişiye özel tedavi planları oluşturulabiliyor. Özsarı, iklim değişikliğinin alerji yönetimini zorlaştırdığını, bu nedenle hastaların belirtileri ciddiye alması gerektiğini vurguladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: