İran-İsrail arasında beşinci gününe giren çatışmalar, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a yönelik suikast girişimi iddiası ülkeyi sarstı. Araz News’in haberine göre, Ahmedinejad’ın hedef alındığı öne sürülse de, İran yetkililerinin sessizliği ve resmi bir açıklama yapmaması, spekülasyonları artırıyor. Bu iddia, Ahmedinejad’ın yıllar önce Mossad’ın İran’daki derin istihbarat ağına dair yaptığı çarpıcı açıklamayı yeniden gündeme taşıdı.
Ahmedinejad’ın sağlık durumu ve nerede olduğu bilinmezken, iddialar İran’daki iç istikrarsızlık ve rejim içi çatışmalara işaret ediyor. İsrail’in son dönemde İran’daki üst düzey isimlere yönelik nokta atışı suikastları, Mossad’ın operasyonel gücünü gözler önüne seriyor. Ahmedinejad’ın “İsrail bizim en mahremimize kadar sızdı” sözleri, bu gelişmelerle birlikte daha da anlam kazanıyor. Peki, suikast iddiasının detayları neler ve Mossad itirafı neyi ortaya koyuyor?
Ahmedinejad’a suikast iddiası ve resmi sessizlik
17 Haziran’da Araz News, eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a yönelik bir suikast girişimi olduğunu iddia etti. Habere göre, İran güçleri Ahmedinejad’ı hedef aldı, ancak olayla ilgili ne İran makamları ne de Ahmedinejad’ın ofisi resmi bir açıklama yaptı. Bu sessizlik, iddianın ciddiyetini artırırken, Ahmedinejad’ın sağlık durumu ve naberaberinde olduğu konusunda belirsizlik yaratıyor. Sosyal medyada dolaşan bazı paylaşımlar, iddianın rejim içi hesaplaşmalardan kaynaklanabileceğini öne sürse de, bu konuda somut bir kanıt bulunmuyor. İran’daki iç istikrarsızlık ve güvenlik açıkları, suikast söylentilerini güçlendiren başlıca faktörler arasında. Ahmedinejad’ın 2005-2013 yılları arasındaki cumhurbaşkanlığı döneminde rejimle yaşadığı gerilimler, bu iddiaları daha karmaşık hale getiriyor.
Mossad itirafı ve İsrail’in istihbarat gücü
Ahmedinejad’ın yıllar önce bir röportajda yaptığı açıklama, suikast iddiasıyla yeniden gündeme geldi. Eski cumhurbaşkanı, İsrail’in istihbarat servisi Mossad’ı etkisiz hale getirmek için özel bir birim kurduklarını, ancak bu birimin başına atanan kişinin daha sonra İsrail ajanı olduğunun ortaya çıktığını itiraf etmişti. Bu açıklama, İsrail’in İran’ın en gizli yapılarına dahi sızabildiğini ve istihbarat operasyonlarının derinliğini gösteriyor. Ahmedinejad, bu olayın Mossad’ın İran’daki etkisini anlamak için çarpıcı bir örnek olduğunu belirtmişti. İsrail’in son dönemde Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları komutanları ve nükleer bilim insanlarına yönelik düzenlediği suikastlar, bu iddiayı destekliyor. Örneğin, 2020’de nükleer bilimci Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesi, Mossad’ın yapay zeka destekli hassas operasyon kabiliyetini ortaya koymuştu.
İran-İsrail çatışması ve bölgesel gerilim
İran ve İsrail arasındaki çatışmalar, 13 Haziran’da İsrail’in “Yükselen Aslan” operasyonuyla başladı ve beşinci gününde yoğunluğunu koruyor. Natanz nükleer tesisine isabet eden füzeler, Tahran ve Tel Aviv arasındaki karşılıklı saldırılar, Hayfa’daki bombardıman ve İran’ın “Gerçek Vaat 3” misillemesi, bölgeyi savaş alanına çevirdi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Natanz’daki hasarı doğrularken, İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Abdurrahim Musevi, “cezalandırıcı operasyonların yakında başlayacağını” duyurdu ve Tel Aviv ile Hayfa’daki sivilleri şehirleri terk etmeye çağırdı. Bu çatışmalar, Ahmedinejad’a yönelik suikast iddiasını daha kritik hale getiriyor. İsrail’in 8 aylık hazırlık sürecinde İran’ın üst düzey kadrolarını hedef aldığı belirtiliyor; bu da Mossad’ın İran’daki operasyonel gücünü ve Ahmedinejad’ın eski açıklamalarının güncelliğini vurguluyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: