22 Haziran’da İran Meclisi’nin Hürmüz Boğazı’nı kapatma tasarısını oy birliğiyle onaylaması, ABD’nin İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği saldırılar sonrası bölgedeki gerilimi zirveye taşıdı. Nihai karar, İran Dini Lideri Ali Hamaney ve Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’nin onayına bağlı. Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlayan bu stratejik geçit, dünya petrolünün yaklaşık %25’ini ve doğal gazının %20’sini taşıyor. Kapatma kararı, küresel enerji piyasalarını ve Türkiye gibi ithalatçı ülkeleri nasıl etkileyecek? İşte detaylar.
Hürmüz Boğazı neden önemli?
Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alan ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlayan dar bir su yoludur. En dar noktası 33 kilometre genişliğinde olup, her iki yönde 3 kilometrelik nakliye rotalarıyla dünya enerji ticaretinin can damarıdır. ABD Enerji Bilgi İdaresi’ne (EIA) göre, 2023’te günde ortalama 20 milyon varil ham petrol ve petrol ürünü bu boğazdan geçti; bu, küresel deniz yoluyla taşınan petrolün yaklaşık üçte birine denk geliyor. Katar’ın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatının neredeyse tamamı da buradan taşınıyor. Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İran gibi OPEC ülkeleri, petrol ve gaz ihracatlarını bu güzergâh üzerinden gerçekleştiriyor. Alternatif bir deniz rotasının olmaması, boğazı kritik kılıyor.
Kapatma kararının arka planı
İran’ın bu hamlesi, 13 Haziran’da İsrail’in İran’a yönelik nükleer tesis ve askeri hedeflere saldırılarıyla başlayan çatışmaların, 22 Haziran’da ABD’nin üç nükleer tesisi vurmasıyla tırmanmasının bir sonucu. İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Üyesi İsmail Kevseri, “Meclis, boğazın kapatılması gerektiği sonucuna vardı, ancak nihai karar Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’nde” dedi. İran Devrim Muhafızları Komutanı Esmail Kosari, boğazın kapatılmasının “düşmanı cezalandırma” stratejisinin bir parçası olduğunu belirtti. İran dini liderine yakın Kayhan gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, boğazın kapatılmasını ve ABD’nin Bahreyn’deki üslerine füze saldırısı düzenlenmesini savundu. Bu karar, İran’ın nükleer programına yönelik saldırılar sonrası ekonomik ve askeri bir misilleme aracı olarak görülüyor.
Boğaz kapatılırsa ne olur?
Hürmüz Boğazı’nın kapatılması, küresel ekonomi ve enerji piyasaları için felaket bir senaryo. Uzmanların öngörüleri şöyle:
- Petrol fiyatlarında patlama: JP Morgan’ın Haziran 2025 analizine göre, boğazın kapanması petrol fiyatlarını varil başına 120-130 dolara, bazı senaryolarda 200 dolara çıkarabilir. Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aykut Lenger, “Fiyatlar şimdiden bu tehlikeyi fiyatladı, ancak kapanma gerçekleşirse artış kaçınılmaz” dedi. 22 Haziran’da Brent petrol 78 dolara yükselmişti; kapanma halinde bu seviye hızla aşılabilir.
- Enerji krizi: Asya (Çin, Japonya, Güney Kore), Avrupa ve ABD gibi enerji ithalatçıları ciddi bir arz daralmasıyla karşılaşacak. Avrupa, LNG fiyatlarındaki artış ve alternatif kaynakların sınırlılığı nedeniyle enerji krizine sürüklenebilir. Türkiye, 2024’te İran’dan 1.060 ton ham petrol ithal ederek bu ülkeye yeniden yönelmişti; kapanma, akaryakıt fiyatlarını 1-3 TL artırabilir.
- Küresel ticaretin aksaması: Boğaz, sadece enerji değil, hammadde, elektronik ve tüketim malları için de kilit bir rota. Tedarik zincirlerindeki kesintiler, imalat, ulaşım ve tarım sektörlerini vurabilir.
- Askeri çatışma riski: ABD, boğazın kapanmasını “kırmızı çizgi” görüyor. Bahreyn’deki 5. Filosu, boğazda sürekli varlık gösteriyor. İran’ın mayın döşeme, İHA veya füze saldırılarıyla boğazı bloke etmesi, ABD, AB donanmaları ve Körfez ülkeleriyle doğrudan çatışmayı tetikleyebilir. CNN’e konuşan analistler, İran’ın binlerce balistik füzeyle ABD üslerini hedef alabileceğini belirtti.
Türkiye’yi nasıl etkiler?
Türkiye, enerji ithalatına bağımlı bir ülke olarak boğazın kapanmasından doğrudan etkilenecek. 2024’te İran’dan petrol ithalatına yeniden başlayan Türkiye, artan petrol fiyatlarıyla akaryakıt ve enerji maliyetlerinde yükselişle karşılaşabilir. Döviz kuru baskısı ve enflasyonist etkiler, tüketici fiyatlarını artırabilir. Enerji uzmanları, Türkiye’nin Azerbaycan ve Irak gibi alternatif kaynaklara yönelmesi gerektiğini, ancak kısa vadede bu açığı kapatmanın zor olduğunu belirtiyor. Hükümetin, gıda ve tarım sektöründe acil bir ekonomik program açıklaması gerekebilir, zira don ve kuraklık zaten tarımsal üretimi etkilemiş durumda.
Uluslararası tepkiler ve diplomasi
- ABD: Dışişleri Bakanı Marco Rubio, CBS’te, “Bu, Çin’in büyük bedel ödeyeceği bir karar olur. Dünya için de öyle, ama bizim üzerimizde daha az etkisi olur” dedi. Rubio, İran’la görüşmeye hazır olduklarını, ancak misillemenin ağır olacağını vurguladı. ABD, Çin’e İran’la temasa geçme çağrısı yaptı.
- İran: Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, saldırıları BM Sözleşmesi’ne aykırı bir “savaş ilanı” olarak niteledi ve “tüm seçenekler masada” dedi. İran, BM Güvenlik Konseyi’nden acil oturum talep etti.
- Türkiye: Dışişleri Bakanlığı, “Bu felaket senaryosundan endişeliyiz” diyerek tarafları itidale çağırdı. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, “Savaş Türkiye’nin kapısında” uyarısıyla 10 maddelik bir eylem planı önerdi.
- Diğer aktörler: Rusya ve Çin, saldırıları kınadı; Suudi Arabistan ve BAE, diplomasiyi savundu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Askeri seçenek çözüm değil” dedi.
Boğaz gerçekten kapanacak mı?
İran Meclisi’nin kararı, nihai onayı beklerken bir baskı aracı olarak görülüyor. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin, “Şimdilik kapatma düşüncemiz yok” açıklaması, kararın stratejik bir koz olduğunu düşündürüyor. İran, geçmişte (2012, 2019) boğazı kapatma tehdidini kullanmış, ancak fiili bir kapanma yaşanmamıştı. 1980-88 İran-Irak Savaşı’nda “Tanker Savaşı” sırasında bile boğaz tamamen kapanmadı. Ancak mevcut kriz, nükleer tesislerin vurulması ve İran’ın iç politik baskıları nedeniyle daha ciddi bir risk taşıyor. İran’ın mayın döşeme, İHA veya füze saldırılarıyla boğazı kısmen bloke etme ihtimali, tam kapanmadan daha olası görünüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: