İsrail’in 13 Haziran Cuma günü İran’a düzenlediği “Yükselen Aslan” operasyonu, Ortadoğu’da gerilimi tırmandırırken Avrupa’nın enerji piyasalarını da sarsıyor. İran’ın nükleer tesisleri ve balistik füze üretim merkezlerini hedef alan saldırılar, küresel enerji tedarik zincirinde belirsizlik yaratmış durumda. Avrupa’nın en büyük doğal gaz ticaret merkezi olan Hollanda merkezli TTF’de, temmuz vadeli kontratlarda megavatsaat başı gaz fiyatı bir günde yüzde 4 artarak 36,2 eurodan 37,7 euroya yükseldi. Bu, son beş haftanın en büyük fiyat artışı olarak kaydedildi. Saldırıların, özellikle Hürmüz Boğazı üzerinden yapılan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sevkiyatlarını tehdit etmesi, piyasalarda endişeyi körüklüyor.
Avrupa, Rus gazına olan bağımlılığını azaltmak için LNG’ye yönelmişken, bu yeni jeopolitik kriz enerji güvenliği konusundaki kırılganlıkları bir kez daha ortaya koydu. İran’ın misilleme tehditleri ve bölgedeki çatışma riskinin artması, enerji fiyatlarındaki volatiliteyi artırırken, Hürmüz Boğazı’nın kapanma ihtimali Avrupa için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Uzmanlar, sevkiyat gecikmelerinin Avrupa’daki enerji maliyetlerini daha da yükseltebileceği konusunda uyarıyor. İşte İsrail-İran geriliminin Avrupa gaz fiyatlarına etkisi ve piyasalardaki son durum.
Fiyat artışı ve TTF kontratları
İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, Avrupa doğal gaz piyasalarında anında tepki yarattı. Hollanda’daki Title Transfer Facility (TTF), Avrupa’nın en derin doğal gaz ticaret merkezi olarak, fiyat hareketlerinin nabzını tutuyor. 13 Haziran sabahı, temmuz vadeli kontratlarda megavatsaat başı gaz fiyatı 36,2 eurodan 37,7 euroya sıçradı ve gün içinde 37,4 euro seviyesinde dengelendi. Bu yüzde 4’lük artış, son beş haftanın en büyük günlük yükselişi oldu. Sözcü ve Ekotürk’ün haberlerine göre, bu sıçrama, Orta Doğu’daki artan savaş riskinin enerji arzına yönelik yarattığı belirsizlikten kaynaklanıyor. Piyasalar, İran’ın nükleer tesislerine yapılan saldırının ardından olası misillemelerin enerji sevkiyatlarını aksatabileceğinden endişe duyuyor.
Hürmüz Boğazı ve LNG sevkiyat endişeleri
Ortadoğu, küresel enerji tedariki için kritik bir bölge, özellikle Hürmüz Boğazı, LNG ve petrol sevkiyatlarının ana arteri konumunda. Independent Türkçe’nin 2019 tarihli raporuna göre, dünya LNG ticaretinin yaklaşık yüzde 30’u bu boğaz üzerinden gerçekleşiyor, özellikle Katar’ın ihracatı bu rotaya bağımlı. İsrail-İran geriliminin tırmanması, boğazın kapanma riskini gündeme getirdi. Karar ve CNN Türk Finans’ın haberlerine göre, gemilerin boğazı kullanmaktan kaçınması durumunda sevkiyat gecikmeleri kaçınılmaz. Avrupa, Rus gaz tedarikinin yüzde 40’tan yüzde 7,5’e düşmesi sonrası LNG’ye olan talebini artırdı; bu nedenle, Hürmüz Boğazı’ndaki herhangi bir aksaklık, Avrupa’nın enerji güvenliğini tehdit edebilir. Uzmanlar, gecikmelerin enerji maliyetlerini daha da artırabileceğini belirtiyor.
Avrupa’nın enerji piyasasındaki kırılganlık
Avrupa, son yıllarda enerji tedarikinde ciddi zorluklarla karşılaştı. Euronews’in Şubat 2024 raporuna göre, TTF’de gaz fiyatları 25 euro/MWh’nin altına inerek bir önceki yıla göre yüzde 50 düşüş göstermişti, ancak bu düşüş, Rus gazındaki kaybı telafi edemedi. Şubat 2025’te fiyatlar, soğuk hava ve stoklardaki gerileme nedeniyle yüzde 30 artarak iki yılın zirvesine ulaşmıştı. İsrail’in İran saldırısı, bu kırılgan piyasada yeni bir şok dalgası yarattı. Türkgün ve Anadolu Ajansı, Hürmüz Boğazı’ndaki risklerin LNG arzını tehdit ettiğini ve Avrupa’nın enerji güvenliği için acil önlemler gerektiğini vurguladı. Avrupa’nın LNG stokları şu an yüzde 80 civarında, ancak uzun süreli bir kriz, bu stokları hızla tüketebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: