Doğu Akdeniz’deki enerji jeopolitiği, küresel güçlerin ve bölge ülkelerinin stratejik hamleleriyle yeniden şekilleniyor. Avrasya Stratejik Araştırmalar Vakfı ve Platformu (ASAD) Başkanı Murat Doğanay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) düzenlenen bir sempozyumda, 122 trilyon kübik feetlik doğalgaz rezervinin Avrupa’ya ulaştırılmasında Türkiye ve KKTC’nin merkezi rolünü vurguladı. Doğanay, gazın Türkiye üzerinden boru hattıyla taşınmasının maliyetleri 11 dolardan 6 dolara düşüreceğini belirtti.
KKTC, sadece diplomatik bir varlık değil, aynı zamanda Türkiye’nin Mavi Vatan Doktrini ve bölgesel enerji güvenliği stratejisinin ayrılmaz bir parçası. Doğanay’ın konuşmasında öne çıkan “İki Devletli Çözüm” vizyonu, KKTC’nin enerji denklemindeki kilit konumunu pekiştiriyor. Avrupa’nın enerji arz güvenliği için Türkiye ve KKTC ile iş birliği, maliyet avantajı ve stratejik kazanımlar sunuyor. Peki, bu enerji denkleminin detayları neler ve KKTC’nin rolü neden bu kadar kritik?
Doğu Akdeniz’in enerji potansiyeli ve Türkiye’nin avantajı
Doğu Akdeniz’de keşfedilen 122 trilyon kübik feet doğalgaz rezervi, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve Avrupa’nın arz güvenliği için büyük bir fırsat sunuyor. Doğanay, mevcut durumda Güney Kıbrıs’ın gazı sıvılaştırarak (LNG) Avrupa’ya taşımasının birim başına 11 dolar maliyet oluşturduğunu, ancak Türkiye üzerinden boru hattıyla taşınması halinde bu maliyetin 6 dolara düşeceğini belirtti. Bu %45’lik maliyet avantajı, Avrupa için ekonomik bir kırılma noktası. Türkiye’nin coğrafi konumu ve altyapısı, TANAP ve TürkAkım gibi mevcut boru hatlarıyla birleştiğinde, gazın Avrupa’ya hızlı ve ucuz ulaşmasını sağlıyor. Sempozyumda, bu güzergahın sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi istikrar için de rasyonel bir tercih olduğu vurgulandı.
KKTC’nin stratejik rolü
KKTC, Doğu Akdeniz’deki enerji jeopolitiğinde denge unsuru olarak öne çıkıyor. Doğanay, KKTC’nin yalnızca bir ada devleti değil, Türkiye’nin enerji güvenliği, dış politika ve savunma stratejilerinin merkezi bir aktörü olduğunu ifade etti. Mavi Vatan Doktrini kapsamında, KKTC’nin münhasır ekonomik bölgesi (MEB) ve Türkiye ile iş birliği, bölgedeki doğalgaz kaynaklarının güvenliğini sağlıyor. KKTC, Yavuz ve Fatih sondaj gemilerinin faaliyet gösterdiği alanlarda lojistik ve stratejik destek sunuyor. Ayrıca, KKTC’nin uluslararası tanınma çabaları, enerji projeleriyle desteklenirse, bölgesel iş birliği ve barış için bir katalizör olabilir. Doğanay, KKTC’nin bu rolünün, Güney Kıbrıs ve İsrail’in tek taraflı hamlelerine karşı bir denge oluşturduğunu belirtti.
Avrupa için fırsatlar ve bölgesel iş birliği
Avrupa, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası enerji arzını çeşitlendirme çabasında. Doğu Akdeniz gazı, Avrupa’nın LNG ithalatına bağımlılığını azaltma potansiyeline sahip. Türkiye üzerinden gaz sevkiyatı, LNG sıvılaştırma tesislerine kıyasla %50 daha az maliyetli ve çevresel ayak izi düşük bir alternatif sunuyor. Doğanay, bu avantajın, AB ile Türkiye arasında enerji iş birliğini güçlendirebileceğini savundu. KKTC’nin bu denklemdeki rolü, sadece enerji nakli değil, aynı zamanda bölgesel barış ve istikrar için bir köprü görevi görmesi. Sempozyum, Ankara ve Lefkoşa’ya, KKTC’nin haklı mücadelesini enerji diplomasisiyle destekleme çağrısı yaptı. Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisi ile bölgedeki varlığı, bu stratejik vizyonu güçlendiriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: