Dünya Klasiklerini Okumanın ve Yeniden Okumanın Önemi: Zamandan Bağımsız Değerler
Edebiyat dünyasının en parlak yıldızlarından biri olan klasik eserler, insanlığın kültürel mirasının en değerli parçalarını oluşturur. Bu eserler, farklı kültürlerden, dönemlerden ve yaşam deneyimlerinden gelen zengin hikayeleri barındırır. Genç yaşlardan itibaren öğretmenlerimiz ya da ebeveynlerimiz tarafından okumamız istenen klasikler, ileri yaşlarda yeniden okuma isteği uyandıran, her çağa uygun özgün ve evrensel sanat eserleridir. Peki, neden bu eserler seçilmiş ve biz neden yeniden okuma ihtiyacı hissederiz?

İşte İtalyan yazar ve romancı Italo Calvino’nun söylediklerinden hareketle bu sorunun cevabı:
1) Klasikler Zengindir, Zenginleştirir
Italo Calvino’nun ifadesiyle, klasikler “bizden önceki okumaların izlerini taşıyarak ve içinden geçtikleri kültür ya da kültürlerde bıraktıkları izleri arkalarından sürükleyerek gelen kitaplardır.” Klasik eserlerin özgün dillerindeki kelimeler, zihinlerimizde dans ederken kelime dağarcığımızı zenginleştirir ve kelimeleri kullanma biçimimizi etkiler. Anlatılan olaylar, örnekler, yapılan karşılaştırmalar ve sınıflandırmalar, genç yaşlarda okunduğunda bile kültürel birikimi artırır. Bu birikim, klasikleri yeniden okuduğumuzda canlanır ve yeni aydınlatmalarla zenginleşir.
2) Klasikler Özgündür, Geliştirir
Calvino’nun ifadesiyle, klasikler “gerçekten okuduğumuzda özgün, umulmadık ve yeniliklerle dolu bulduğumuz kitaplardır.” Her klasik eser, kendine özgü bir anlatıma ve hikayeye sahiptir. Okuyucuları, her eserden ayrı bir tat alır ve her birinden farklı bir anlam çıkarabilir. Bu özgünlük, okuyucunun yaşına, psikolojik durumuna ve deneyimlerine göre değişir. Genç yaşlarda tat alamadığımız bu eserler, ilerleyen yaşlarda hayatımıza rehberlik edebilir ve farklı perspektifler sunabilir.
3) Klasikler Belirli Bir Zamana Ait Değildir, Düşünme Biçiminizi Derinleştirir
Calvino’ya göre, klasikleri etkili kılan özelliklerden biri de, her zaman diliminde etkili olabilme yetenekleridir. Klasik eserler evrenseldir ve insanlığı etkileyen insani değerleri yansıtır. Bu eserler, geçmişin sorunlarını ve insan zihnini anlamak için rehberlik ederken, aynı zamanda bugünün sorunlarına da ışık tutar. Klasikleri okumak, geçmiş ile bugün arasındaki bağı kurmamıza yardımcı olurken, düşünsel derinliğimizi artırır.
Sonuç olarak, dünya klasiklerini okumak ve yeniden okumak, edebi zenginliğin ve insan deneyiminin bir yolculuğudur. Bu eserler, zamansız mesajlar taşır ve her okuma deneyimi yeni bir anlam katmamıza olanak sağlar. Klasikleri okuyarak zenginleşir, düşünsel kapasitemizi genişletir ve insanlığın ortak paydasını anlama fırsatını yakalarız. Italo Calvino’nun önerisiyle, kendi “klasikler” kütüphanemizi oluşturmalı, bu eserleri anlamalı, yeniden okumalı ve bu zengin mirası kişisel gelişimimize katkıda bulunmak için kullanmalıyız. Calvino’nun dediği gibi, “Eğer biri karşı çıkıp da, klasikleri okumanın onca çabaya değmeyeceğini söyleyecek olursa, Cioran’dan (henüz bir klasik değil, ama olacak) bir aktarma yapmak isterim: ‘Ağuotunu (Sokrates’i öldüren ot) hazırlarlarken, Sokrates flütle yeni bir ezgi öğreniyordu. ‘Bunun sana ne yararı var?’ diye soracak oldular. ‘Ölmeden, hiç değilse bu ezgiyi öğreneceğim,’ dedi Sokrates.'”