Se7en’de Nihilizmin Gerilim Filmine Yansıması
Se7en” (Yedi) filmi, nihilizm felsefesine yakın duran bir yapıya sahiptir. Nihilizm, hayatın anlamı ve değerini reddeden, insanın varoluşunun boş ve anlamsız olduğu inancını ifade eder. Bu filmde, yönetmen David Fincher, kasvetli atmosfer, şiddet dolu sahneler ve karanlık temalar aracılığıyla insanlığın bozukluğuna ve hayatın anlamsızlığına vurgu yapar.
Filmin ana kahramanları, dedektif Somerset ve dedektif Mills, seri katil John Doe ile karşı karşıyadırlar. John Doe, insanları yedi ölümcül günahtan birine göre işlediği dehşet verici cinayetlerle cezalandırırken, nihilist bir bakış açısıyla toplumun ahlaki ve etik çöküşünü vurgular. Doe’nun cinayetleri, toplumun ahlaki değerlerini reddeden bir tavır sergiler ve insanlığın içindeki kötülüğü yansıtır.
Film, gri ve kasvetli bir şehirde geçer ve sürekli yağmurlu bir atmosferle çevrelenir. Bu ortam, hayatın anlamsızlığına ve boşluğuna bir göndermedir. Dedektif Somerset’in umutsuzluğu ve şehri kucaklamakta zorlanması, nihilizmin yansımalarıdır. Film, insan doğasının karanlık yönlerini ve şiddetin varoluşunun bir parçası olduğunu vurgulayarak nihilist bir dünya görüşünü yansıtır.
John Doe’nun motivasyonu da nihilist bir bakış açısına işaret eder. Doe, insanları yedi günahtan birine göre cezalandırarak, ahlaki değerleri ve dine olan inancı reddeder. Kendi cinayetlerini gerçekleştirirken, insan yaşamının değersizliğini ve hayatın anlamsızlığını gösterir.
Filmin sonunda, John Doe’nun planı başarılı olur ve adalet galip gelmez. Dedektif Mills, John Doe’yu öldürerek adaleti yerine getirse de, bu eylem adaletsizlik ve travma ile sonuçlanır. Film, adaletin zayıflığını ve insanlığın sürekli bir şiddet döngüsünde sıkışıp kaldığını vurgular.
“Se7en,” izleyicileri nihilist bir dünya görüşüne maruz bırakarak, hayatın anlamsızlığına, insan doğasının bozukluğuna ve şiddetin varoluşun bir gerçeği olduğuna dair düşündürür. Film, karmaşık ve kasvetli atmosferi, karanlık temaları ve etkileyici oyunculuklarıyla nihilist bir bakış açısını derinlemesine işler ve izleyiciyi hayatın karmaşıklığı ve anlamsızlığı üzerine düşünmeye teşvik eder. Bu nedenle, “Se7en,” zamansız nihilizmi ve insanın karanlık doğasını vurgulayan bir başyapıt olarak öne çıkar.