Küresel piyasalarda artan dalgalanmalar, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini doğrudan etkiliyor. ABD’nin faiz politikası, Çin ekonomisindeki yavaşlama ve Orta Doğu’daki jeopolitik risklerin tetiklediği bu süreçte, Türkiye ekonomisi de baskı altında. Ekonomistler, özellikle döviz kurları, enflasyon ve büyüme beklentilerinde belirsizliklerin arttığını vurguluyor.
Döviz kurları baskı altında: Türk Lirası değer kaybediyor
Mart 2025 itibarıyla Türk Lirası döviz sepeti karşısında %5,8 oranında değer kaybetti. Uzmanlara göre bu durum, yatırımcıların riskten kaçınarak "güvenli limanlara" yönelmesiyle ilgili. Amerikan doları ve altın gibi varlıklara artan talep, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde değer kaybına yol açıyor.
“Küresel risk iştahı zayıfladığında, TL gibi para birimleri daha çok etkileniyor.”
— Garanti BBVA Yatırım Strateji Raporu, Nisan 2025
Enflasyon ve faiz beklentileri yeniden gündemde
Kurda yaşanan değer kaybı, ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonist baskıları yeniden gündeme getiriyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yılın başında yaptığı faiz indirimlerinin ardından enflasyonda kalıcı düşüş öngörüyordu. Ancak son gelişmeler, bu sürecin öngörülenden daha uzun sürebileceğine işaret ediyor.
Mehmet Şimşek’ten açıklama
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada küresel piyasalardaki oynaklığın Türkiye üzerindeki etkisinin geçici olacağını belirtti. Şimşek, “TL’deki değer kaybı Nisan ayı enflasyonunu etkileyebilir; ancak dezenflasyon süreci yıl boyunca sürecektir” dedi.
Dış ticarette yavaşlama riski
Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yarısı Avrupa Birliği ülkelerine yapılmakta. AB ekonomisinde olası bir daralma, Türkiye’nin dış satımını sınırlayabilir. Aynı zamanda, gelişmekte olan pazarlarda doların değer kazanması, Türkiye'nin ihracat rekabetini de zorlaştırabilir.
Sermaye akımları ve yatırım cephesi
Küresel piyasalarda belirsizlik arttığında, uluslararası fonlar genellikle gelişmekte olan piyasalardan çıkış yaparak daha likit ve güvenli piyasalara yönelir. Bu da Türkiye gibi ülkelerde borsa ve tahvil piyasalarında oynaklık yaratabilir.
Türkiye ekonomisi küresel rüzgârlara açık
Küresel gelişmelerin etkilerinden bağımsız kalması mümkün olmayan Türkiye ekonomisi, ekonomi yönetiminin atacağı adımlar ve uluslararası piyasalardaki seyrin etkisiyle yönünü belirleyecek. Nisan ve Mayıs aylarında açıklanacak makroekonomik veriler, Türkiye'nin bu çalkantılı süreçten ne ölçüde etkilendiğini netleştirecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: