Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 25 Nisan 2025’te Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği’nin mevcut haliyle jeopolitik ve ekonomik risklere karşı kırılgan olduğunu vurguladı.
Macron, konuşmasında “Avrupa’mızın ölme riski var” ifadesini kullanarak kıta genelinde büyük yankı uyandırdı.
Bu açıklama, Macron’un Avrupa'nın geleceğinde daha etkin bir liderlik rolü üstlenme arzusunu açıkça ortaya koyması açısından kritik öneme sahip.
Savunma politikalarında ‘Avrupa Ordusu’ sinyali
Macron’un gündeme getirdiği en dikkat çekici başlıklardan biri, Avrupa’nın askeri kapasitesinin artırılması oldu.
Fransa lideri, Avrupa'da yüksek rütbeli askeri personel eğitimi verecek ortak bir akademi kurulması çağrısında bulundu.
Ayrıca, savunma yatırımlarının artırılması gerektiğini belirterek, “Savunma sanayii olmadan savunma olmaz” dedi.
Macron, Avrupalı ülkelerin askeri teçhizatlarını ABD yerine kendi üreticilerinden satın almasını savundu. Bu söylem, “stratejik otonomi” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Ekonomide ‘Avrupa önceliği’ vurgusu
Macron, Avrupa'nın Çin ve ABD'nin agresif sübvansiyon politikaları karşısında savunmasız kaldığını belirtti.
Özellikle yeşil enerji, yarı iletkenler ve yapay zeka gibi stratejik sektörlerde Avrupalı şirketlerin desteklenmesi gerektiğini savunan Macron, Avrupa Birliği'nin rekabet kurallarında esneklik sağlaması çağrısı yaptı.
“Avrupa, kendi geleceğini savunmazsa, başkaları onun yerine karar verir” diyen Macron, ekonomik bağımsızlığı ulusal güvenlikle eşdeğer bir düzeye taşıdı.
Yeni bir Avrupa vizyonu: Destek ve eleştiriler
Macron’un konuşması, Almanya, İtalya ve Polonya gibi AB’nin önemli üyeleri tarafından dikkatle izleniyor.
Fransız liderin çağrıları bazı çevrelerde “gerçekçi bir liderlik manifestosu” olarak değerlendirilirken, bazı AB diplomatları ise Macron’un tek taraflı vizyonunun birlik ruhunu zayıflatabileceği görüşünde.
AB seçimleri öncesi stratejik hamle mi?
Macron’un bu çıkışı, 2025 Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Avrupa’nın yönü ve kimliği üzerine yapılan tartışmaların merkezine oturmuş durumda.
Analistler, bu söylemin sadece bir uyarı değil, aynı zamanda Fransa’nın AB içindeki liderliğini pekiştirmeye yönelik stratejik bir adım olduğunu belirtiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: