İsrail’in Gazze ablukasını kırmayı hedefleyen Özgürlük Filosu Koalisyonu’na (Freedom Flotilla Coalition) bağlı Madleen gemisinde yer alan Türk aktivist Hüseyin Şuayb Ordu, 12 Haziran’da serbest bırakıldı. 8 Haziran’da Filistin açıklarında İsrail donanması tarafından durdurulan gemideki 12 aktivist, Ramle’deki Givon Hapishanesi’nde tutuluyordu. Aralarında Greta Thunberg’in de bulunduğu altı aktivistin serbest bırakıldığı, kalan iki aktivistin ise 13 Haziran’da serbest kalmasının beklendiği bildirildi. Ordu’nun serbest bırakılması, Türkiye’nin diplomatik girişimleri ve uluslararası kamuoyunun baskısıyla gerçekleşti.
Madleen gemisi, Gazze’ye bebek maması, tıbbi malzeme ve su arıtma cihazları gibi insani yardımlar taşıyordu. İsrail’in uluslararası sularda gemiye müdahalesi, Türkiye ve dünya çapında sert tepkilere yol açtı. Dışişleri Bakanlığı, müdahaleyi “uluslararası hukukun açık ihlali” olarak nitelendirerek, aktivistlerin güvenliği için Tel Aviv Büyükelçiliği’nin yoğun çaba sarf ettiğini duyurdu. Ordu’nun serbest bırakılması, Gazze’deki insani krize dikkat çeken bu misyonun önemini bir kez daha gündeme getirdi.
Madleen gemisine müdahale ve gözaltı süreci
Madleen gemisi, 1 Haziran’da İtalya’nın Katanya limanından Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıktı. 18 metrelik yelkenli, 7 ülkeden 12 aktivisti taşıyordu. Türk aktivistler Hüseyin Şuayb Ordu ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar, gemideki iki Türk kökenli isimdi. 8 Haziran’da, Gazze’ye 185 kilometre kala uluslararası sularda İsrail ordusu gemiye müdahale etti. Özgürlük Filosu Koalisyonu, müdahale öncesi drone’larla gemiye tahriş edici bir sıvı atıldığını ve bu eylemin savaş suçu teşkil edebileceğini belirtti. Aktivistler, can yeleklerini giyerek pasif direniş sergiledi ve ellerini havaya kaldırarak teslim oldu. Gemi, Aşdod Limanı’na çekildi ve 9 Haziran’da aktivistler gözaltına alınarak Ramle’deki Givon Hapishanesi’ne götürüldü. İsrail Dışişleri Bakanlığı, aktivistlerin sınır dışı edileceğini duyurdu, ancak bazı aktivistlerin sınır dışı belgelerini imzalamayı reddetmesi süreci uzattı.
Şuayb Ordu’nun serbest bırakılma süreci
Hüseyin Şuayb Ordu, 31 yaşında, Osmaniyeli bir ilahiyat fakültesi mezunu ve Almanya’da serbest meslekle uğraşıyor. Eşi Sümeyra Akdeniz Ordu ile Filistin davasına destek veren Ordu, Madleen gemisine vicdani bir sorumlulukla katıldı. Gözaltı öncesi Instagram’da paylaştığı videoda, Türk olduğu için “günah keçisi” seçilebileceğini söyleyerek, “Hiçbir direniş göstermeyeceğim, zarar görürsem iftira atıyorlardır,” demişti. TRT haber Muhabiri Mücahit Aydemir, 12 Haziran’da Ordu dahil altı aktivistin serbest bırakıldığını, kalan iki aktivistin de 13 Haziran’da serbest kalmasının beklendiğini aktardı. Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv Büyükelçiliği’nin Ordu ve avukatlarıyla temas halinde olduğunu ve ailelerin düzenli bilgilendirildiğini belirtti. Ordu’nun Almanya’ya gönderileceği, İsrailli insan hakları örgütü Adalah tarafından da doğrulandı. Türkiye’nin diplomatik girişimleri, Ordu’nun hızlı serbest bırakılmasında kilit rol oynadı.
Uluslararası tepkiler ve misyonun yankıları
Madleen gemisine müdahale, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in eylemini “uluslararası hukukun açık ihlali” olarak kınadı ve “Netanyahu hükümetinin bu saldırısı, Gazze’deki soykırım politikalarının devamıdır,” dedi. BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, geminin derhal serbest bırakılmasını talep ederek, “Ablukayı kırmak devletlerin yasal, hepimizin ahlaki sorumluluğudur,” ifadesini kullandı. Hamas, müdahaleyi “organize devlet terörü” olarak nitelendirerek aktivistlerin cesaretini selamladı. Fransa, beş vatandaşının sınır dışı belgelerini reddetmesi nedeniyle İsrail’le temas halinde olduğunu açıkladı. Sosyal medyada, Ordu’nun serbest bırakılması “insanlık için bir zafer” olarak yorumlanırken, Gazze’deki ablukanın kaldırılması çağrıları güçlendi. Madleen misyonu, 2010’daki Mavi Marmara baskınını hatırlatarak, İsrail’in insani yardım girişimlerine yönelik tutumunu yeniden tartışmaya açtı.
Yorumlar
Kalan Karakter: