Mahir Özbek, turizmin yalnızca belli destinasyonlarda yoğunlaşan bir yapıdan çıkarılarak, kamu–özel sektör iş birliği temelinde ülke geneline yayılan bütüncül bir kalkınma modeliyle ele alınması gerektiğini vurguladı.
“Türkiye Turizmi Tek Merkezli Değil, Çok Katmanlı Yönetilmelidir”
İstanbul ve Antalya’nın küresel ölçekte Türkiye’nin en güçlü turizm markaları olduğuna dikkat çeken Mahir Özbek, bu iki ana destinasyonun sahip olduğu deneyim, altyapı ve pazar gücünün, Anadolu’nun farklı şehirlerine planlı ve koordineli biçimde aktarılmasının stratejik bir gereklilik olduğunun altını çizdi.

“İstanbul ve Antalya, Türkiye turizminin dünyaya açılan yüzüdür. Ancak hedefimiz bu başarıyı dar alanlarda tutmak değil; bu iki güçlü merkezi lokomotif olarak konumlandırıp, diğer şehirlerimize katma değer üretecek bir turizm mimarisi inşa etmektir. Turizm politikaları, tek merkezli değil; dengeli, yaygın ve sürdürülebilir olmalıdır,” ifadelerini kullandı.
“Marmara Bölgesi, Ulusal Turizm Politikalarının Ana Taşıyıcısıdır”
Marmara Bölgesi’nin yalnızca ekonomik değil, kültürel ve jeopolitik açıdan da Türkiye’nin en stratejik alanlarından biri olduğuna dikkat çeken Özbek, bölgenin turizmde üstlendiği rolün daha etkin ve planlı bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirtti:

“Marmara Bölgesi, Türkiye ekonomisinin lokomotifidir. Aynı zamanda turizmde de yön belirleyici bir merkezdir. Bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. İstanbul başta olmak üzere Marmara’nın birikimini, deneyimini ve marka gücünü Anadolu’ya taşıyacak bir yaklaşımı esas alıyoruz.”
“Hazırlıklı Geliyoruz, Somut ve Uygulanabilir Projelerimiz Var”
Yeni dönemde TGA çatısı altında yalnızca temsil değil, aktif ve sonuç odaklı bir yönetim anlayışı benimsediklerini vurgulayan Mahir Özbek, karar alma süreçlerine doğrudan katkı sunacak projelerle yola çıktıklarını ifade etti:
“Yeni döneme hazır bir ajandayla giriyoruz. Üzerinde çalışılmış, uygulanabilir ve kamu politikalarıyla uyumlu projelerimiz var. Bu projeleri ilgili mercilere sunarak, ortak akıl çerçevesinde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Amacımız günü kurtaran adımlar değil; Türkiye turizmini uzun vadede güçlendirecek kalıcı politikalar üretmektir.”
Yeni Dönemin Ana Çerçevesi: Bütüncül ve Sürdürülebilir Turizm Politikası
Mahir Özbek’in değerlendirmeleri, TGA’da yeni dönemin yalnızca tanıtım faaliyetlerine odaklanan bir anlayıştan uzaklaşarak; kültür, tarih, gastronomi, şehir kimliği ve ekonomik sürdürülebilirliği birlikte ele alan bütüncül bir turizm politikası ile şekilleneceğine işaret etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: