Ekonomi yönetiminin gelecek dönem yol haritasını milletvekilleriyle paylaşan Şimşek, en önemli gündem maddelerinin hayat pahalılığıyla mücadele olduğunu vurguladı. Bakan Şimşek, uygulanan ekonomik program sayesinde enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu ve bu sürecin 2026 yılında da devam edeceğini belirtti.
Genel Kurul'daki konuşmasında somut rakamlar veren Şimşek, makroekonomik istikrarı sağlamak adına atılan adımların meyvelerini vermeye başladığını ifade etti. Şimşek, özellikle alım gücünün korunması ve artırılması konusunda kararlı olduklarını, bütçe disiplininden taviz vermeden büyümeyi sürdüreceklerini kaydetti.
Enflasyon ve Alım Gücü Hedefleri
Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadelede gelinen noktayı ve gelecek hedeflerini detaylandırdı. 3 Şubat'ta açıklanacak Ocak ayı verileriyle birlikte yıllık enflasyonun yüzde 20'li seviyeleri göreceğini belirten Şimşek, "2026 yılında enflasyon yüzde 20'nin altına inecek, dezenflasyon süreci kararlılıkla devam edecek" dedi. Şimşek, hizmet enflasyonundaki katılığın kırılmasıyla birlikte düşüşün hızlanacağını öngörüyor.
Vatandaşların en çok şikayet ettiği konu olan hayat pahalılığına da değinen Bakan Şimşek, alım gücünü kalıcı olarak artırmanın yolunun fiyat istikrarından geçtiğini söyledi. Şimşek, "Hayat pahalılığıyla mücadele öncelikli konumuz. Çalışanlarımızın alım gücünü artıracak, refahı kalıcı kılacak bir politika çerçevesiyle yola devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Yönetilen Fiyatlarda Yeni Dönem
Bakan Şimşek, 2026 yılında vergi, harç ve kamu tarafından belirlenen fiyat artışlarında izlenecek stratejiyi de açıkladı. Buna göre, devletin belirlediği fiyat artışları (köprü, otoyol geçiş ücretleri vb.) geçmiş enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacak. Bu adımın, enflasyon ataletini kırmak için kritik olduğu değerlendiriliyor.
Öte yandan Şimşek, vatandaşın lehine olan düzenlemelerde, örneğin gelir vergisi tarifesi gibi alanlarda artışın daha yüksek olan yeniden değerleme oranında (%25,5) yapılacağını belirtti. Yani devlet alacaklarında hedef enflasyonu, vatandaşa sağlanacak istisna ve muafiyetlerde ise daha yüksek olan gerçekleşmiş enflasyon oranını baz alacak.
Cari Açık ve Bütçe Disiplini
Ekonomik programın bir diğer önemli ayağı olan cari dengedeki iyileşmeye dikkat çeken Şimşek, cari açığın milli gelire oranının yüzde 1'in altına gerilediğini hatırlattı. Bütçe açığının da kontrol altında tutulduğunu belirten Şimşek, Orta Vadeli Program (OVP) dönemi sonunda bütçe açığının milli gelire oranını Maastricht kriteri olan yüzde 3'ün altına düşürmeyi hedeflediklerini söyledi. Rezerv birikiminin arttığını ve Türkiye'nin risk priminin (CDS) düştüğünü belirten Şimşek, dış finansmana erişimde sorun yaşanmadığını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: