Modern nöroşirurjinin kurucusu Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil’in vefatı, tıp dünyasında derin bir yas bıraktı. “Yüzyılın Beyin Cerrahı” olarak anılan Yaşargil’in öğrencisi Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, Yaşargil’in hayatını ve mirasını anlattığı yazısıyla, usta-çırak ilişkisinin ötesinde bir bağın hikayesini de gözler önüne serdi.
Yaşargil’in mikroskop kullanarak beyin cerrahisinde çığır açan teknikleri, dünya çapında milyonlarca hastanın hayatını kurtardı. Aydın, hocasının Zürih’teki kliniğinde geçirdiği yılları, onun disiplinli ve vizyoner kişiliğini, nöroşirurjiye katkılarını anlatarak, Yaşargil’in sadece bir bilim insanı değil, aynı zamanda bir rehber olduğunu vurguladı. Türkiye ve dünya, bu büyük kaybın ardından Yaşargil’in mirasını yaşatma sözü veriyor.
Türk Asıllı Nöroşirurji Dehası İçin Öğrencisinden Duygusal Veda
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, vefat eden hocası Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil'in ardından kaleme aldığı yazıda, 32 yıllık öğretmen-öğrenci ilişkilerini ve Yaşargil'in nöroşirurji dünyasına katkılarını anlattı.
Dünya tıp tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil'in vefatının ardından, öğrencisi Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın duygusal bir veda yazısı kaleme aldı.
Çocukluk Hayalinden Gerçeğe
Prof. Dr. Aydın, beş yaşındayken öğretmeni Baş Muallim Murat Özdemir'in beyin tümörü nedeniyle ameliyat edilememesi üzerine "beyin cerrahı" olmaya karar verdiğini belirtti. Bu çocukluk kararının onu Yaşargil'le tanıştırdığını ifade eden Aydın, "Tıp fakültesi öğrencisi olduğum yıllarda kütüphanede araştırma yaparken ilk olarak Yaşargil ismiyle tanıştım" dedi.
Nöroşirurjiyi İkiye Bölen İsim
Yaşargil'in nöroşirurjiye yaptığı katkıları anlatan Aydın, "Nöroşirurjiyi Yaşargil'den önce ve sonra diye ikiye ayırmaya başladılar" ifadelerini kullandı. 1925 Lice doğumlu Yaşargil'in:
- Mikroşirurjiyi nöroşirurjiye kazandırmış olması
- Anevrizma operasyonlarında devrim yaratması
- Beyin cerrahisinde mikroskobu kullanılır hale getirmesi
- "Leyla Ekartör" isimli cerrahi aleti dizayn etmesi
gibi çok önemli katkıları bulunduğunu vurguladı.
Zürih'te Eğitim Yılları
Prof. Dr. Aydın, 1980'li yıllarda Zürih'te Yaşargil'in yanında eğitim aldığını, hocanın ameliyathanede mutlak disiplin istediğini anlattı. "Ameliyathaneyi bir ibadethane niteliğinde gören Yaşargil kesin sessizlik isterdi. Öksuremez ve nefes alamazdık" diyerek o dönemdeki eğitim şartlarını aktardı.
32 Yıllık Bağ
Yaşargil'in 2014 yılında Türkiye'ye yerleşmesi ve Yeditepe Üniversitesi'ne katılmasının ardından, iki bilim insanı arasındaki bağın daha da güçlendiği belirtildi. Aydın, 2017 yılında Yaşargil'i ailesi ve torunlarıyla tanıştırması sırasında yaşadığı duygusal anları "Ömür boyu sürecek bir mutluluk" olarak nitelendirdi.
Bilim Dünyasından Büyük Kayıp
Yaşargil, Harvey Cushing'den sonra nöroşirurji tarihinin en etkili ismi olarak kabul ediliyor. 1950'li yıllardan 2000'li yıllara kadar "asrın bilim adamı" unvanıyla anılan Yaşargil, özellikle mikrovasküler cerrahi alanındaki çalışmalarıyla dünya tıp literatürüne geçti.
Yaşargil’in nöroşirurjiye devrimci katkıları
Prof. Dr. Mahmut Gazi Yaşargil, 1925’te Diyarbakır’ın Lice ilçesinde doğdu ve nöroşirurjiyi yeniden tanımlayan bir bilim insanı olarak tarihe geçti. Mikroskop kullanımını yaygınlaştırarak mikronöroşirurjiyi geliştiren Yaşargil, anevrizma klipleri, Leyla ekartörü ve bipolar koagülasyon gibi buluşlarıyla beyin cerrahisinde devrim yarattı. 1967’de Zürih’te mikroşirurji laboratuvarını kurdu ve “Cerebral Angiography” gibi eserleriyle nöroşirurjinin Mekke’sini Zürih’e taşıdı. 1999’da Amerikan Nörolojik Cerrahlar Kongresi tarafından “1950-2000 Yüzyılın Beyin Cerrahı” seçildi. İsmail Hakkı Aydın, Zürih’teki eğitiminde Yaşargil’in subaraknoid sisternalar üzerine çalışmalarını “nöroşirurjinin trafik işaretleri” olarak tanımladığını aktardı. Yaşargil’in, Harvey Cushing’in vizyonu, Walter Dandy’nin cerrahi mahareti ve Fedor Krause’nin enerjisini birleştirdiği belirtiliyor. Onun döneminde, anevrizma ameliyatlarındaki yüksek ölüm oranları dramatik şekilde azaldı ve daha önce inoperabl kabul edilen lezyonlar tedavi edilebilir hale geldi.
İsmail Hakkı Aydın’ın Yaşargil ile bağı
İsmail Hakkı Aydın, henüz beş yaşında, öğretmeninin beyin tümörü teşhisiyle tanıştığı “beyin cerrahı” kavramını, dedesinin rehberliğinde bir hedef haline getirdi. Tıp fakültesi yıllarında Yaşargil’in çalışmalarını keşfeden Aydın, onun Zürih’teki kliniğine kabul edildiğinde hayallerine kavuştu. Yaşargil’in disiplinli ameliyathane ortamını “ibadethane”ye benzeten Aydın, hocasının 45 dakikada anevrizmaya ulaşmasını “mucize” olarak nitelendirdi. Yaşargil, Aydın’a mikroşirurji aletleri hediye ederek ve kitaplarını imzalayarak desteğini gösterdi. Aydın, 2014’te Yaşargil’in Yeditepe Üniversitesi’ne katılmasıyla onunla yeniden bir araya geldi. “Yaşargil Otobanı” adlı makalesi ve “Beyin Fırtınası” kitabı, hocasına ithaf edildi. Aydın, Yaşargil’in 2017’de ailesiyle tanıştığı anları “ömür boyu mutluluk” olarak tanımladı. Yaşargil’in “Şair Beyin Cerrahı” diye hitap ettiği Aydın, hocasının iltifatlarıyla gururlandı.
Yaşargil’in Türkiye’ye dönüşü ve mirası
Yaşargil, 27 Mayıs darbesi sonrası vatandaşlıktan çıkarıldı, ancak Turgut Özal döneminde yeniden Türk vatandaşı oldu. 2013’te Yeditepe Üniversitesi’nde görev alarak Türkiye’ye döndü ve bilimsel çalışmalarına devam etti. İsmail Hakkı Aydın, 2016’da Yaşargil’le yaptığı sohbetlerde, onun nöroşirurjinin geleceğine dair vizyonunu dinledi. Yaşargil, dokulara “bir kadına davranır gibi” nazik yaklaşılmasını öğütledi ve Aydın’ın “Nonsurgical Neurosurgery” kavramına ilham oldu. Zürih Üniversitesi’ne büstünün dikilmesi projesi, Aydın’ın desteğiyle hayata geçti. Yaşargil’in vefatı, dünya çapında nöroşirurji camiasını yasa boğarken, Aydın’ın “Tüm dünya beyin cerrahisinin başı sağ olsun” sözleri, onun evrensel etkisini yansıttı. Türkiye, Yaşargil’in adını yaşatmak için hastaneler ve ödüllerle mirasını onurlandırıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: