KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “umut hakkı” söylemini hatırlatarak, bu sözlerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun yalnızca silah bırakma süreçleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini savunan Karasu, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için daha kapsayıcı adımlar atılması gerektiğini ifade etti. Suriye’deki Kürtlere yönelik yaklaşımın da değişmesi gerektiğini belirten Karasu’nun açıklamaları, gündemi hareketlendirdi.
Karasu’nun Bahçeli’ye “Umut Hakkı” Mesajı
Mustafa Karasu, 2 Ocak 1950’te Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdu ve aslen Alevi kökenli bir Türk. 1980’lerden itibaren PKK’nın üst düzey yöneticilerinden biri olan Karasu, ANF’ye yaptığı açıklamada, Devlet Bahçeli’nin daha önce dile getirdiği “umut hakkı” kavramına dikkat çekti. Bahçeli’nin, PKK’nin silah bırakması ve feshedilmesi durumunda “umut hakkı”nın devreye gireceğini söylediğini hatırlatan Karasu, bu sözlerin Erdoğan’la mutabakat içinde verildiğini savundu. Karasu, “Bahçeli, ‘Örgütünü feshetsin, silahlı mücadeleden vazgeçsin, umut hakkı pratikleşsin’ dedi. O zaman Bahçeli’nin bu sözünün gereğini yerine getirmesi gerekiyor” diyerek, Abdullah Öcalan’ın özgür çalışma koşullarına kavuşması için adım atılmasını talep etti.
TBMM Komisyonu ve Kürt Sorunu
TBMM’de 5 Ağustos’ta ilk toplantısını yapan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, PKK’nın silah bırakma süreci ve demokratikleşme adımlarını ele almak için kuruldu. Ancak Karasu, komisyonun 2-3 aylık bir süreçle sınırlı tutulmasının yetersiz olduğunu savundu. “Kürt sorunu var, Türkiye’nin demokratikleşme sorunu var. Komisyon sadece silah bırakanların durumuyla ilgilenirse, bu süreci sabote eder” diyerek, komisyonun Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme gibi daha geniş kapsamlı meselelere odaklanması gerektiğini vurguladı. Karasu, komisyonun şeffaf ve kapsayıcı bir şekilde çalışmasının, sürecin başarısı için kritik olduğunu ifade etti. CHP’li vekil Gökçe Gökçen’in komisyonun kapsayıcılık eksikliğine yönelik eleştirilerine de katılarak, sivil toplum ve mağdur kesimlerin sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtti.
Suriye Kürtleri ve Rojava’ya Yeni Yaklaşım Talebi
Karasu, Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlere, özellikle Rojava’daki PYD ve YPG’ye yönelik politikasını da eleştirdi. “Bir yıl önceki anlayışla Rojava’ya yaklaşılmamalı” diyen Karasu, Türkiye’nin tehditvari söylemlerden vazgeçmesi ve Suriye’deki Kürtlerin özgürlük mücadelesine destek sunması gerektiğini savundu. Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokrasi Toplum Süreci” çağrısına atıfta bulunan Karasu, bu sürecin yalnızca Türkiye’yle sınırlı olmadığını, Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için de bir fırsat olduğunu belirtti. Karasu, “Siyasi anlayışın değişmesi gerekiyor. Türk-Kürt kardeşliğinden söz eden Bahçeli’nin bu söylemi, Suriye’deki Kürtlere yönelik politikada da yansımalı” diyerek, iktidarın zihniyet değişikliğine gitmesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklamalar, sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, bazı kullanıcılar Karasu’nun taleplerini “siyasi pazarlık” olarak nitelendirdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: