Myanmar’da 1 Şubat 2021’de askeri darbenin ardından başlayan ve 4,5 yıl süren olağanüstü hal, 31 Temmuz 2025’te bazı bölgelerde kaldırıldı. Ancak, aynı gün dokuz eyalette yeniden sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan edilmesi, ülkede istikrarın hâlâ sağlanamadığını gösteriyor. Askeri yönetim, Aralık 2025 veya Ocak 2026’da yapılması planlanan seçimlere hazırlanırken, muhalif gruplar bu seçimleri boykot etme ve şiddetle engelleme tehdidinde bulunuyor. Myanmar, devam eden iç savaş ve etnik çatışmalarla kaosun eşiğinde. Peki, son durum ne?
Olağanüstü halin kaldırılması ve seçim hazırlıkları
Myanmar’ın askeri yönetimi, 31 Temmuz 2025’te olağanüstü hali bazı bölgelerde sonlandırarak çok partili demokrasiye geçiş için seçim hazırlıklarına hız verdi. Askeri lider Min Aung Hlaing, 11 üyeli bir seçim komisyonunun başına geçti ve yeni bir “Birlik Hükümeti”nde vekil devlet başkanı olarak atandı. Devlet televizyonu MRTV, seçimlerin olağanüstü halin kaldırılmasından sonraki altı ay içinde, yani en geç Ocak 2026’da yapılacağını duyurdu. Ancak, muhalif Ulusal Birlik Hükümeti (NUG) ve etnik silahlı gruplar, bu seçimlerin askeri yönetimin iktidarını meşrulaştırma çabası olduğunu savunarak boykot çağrısı yaptı. Uzmanlar, seçimlerin özgür ve adil olmaktan uzak olacağını ve şiddeti artırabileceğini belirtiyor.
İç savaş ve etnik çatışmalar sürüyor
Myanmar, 2021 darbesinden bu yana çok taraflı bir iç savaşın pençesinde. Askeri yönetim, Ulusal Birlik Hükümeti’nin silahlı kanadı Halk Savunma Gücü (PDF) ve Arakan Ordusu (AA) gibi etnik silahlı gruplarla çatışıyor. 2023 sonundan itibaren kuzey ve batı bölgelerinde askeri rejime karşı büyük kayıplar yaşandı. Örneğin, Arakan Ordusu, Rakhine eyaletindeki Maungdaw ve Mrauk U gibi stratejik kasabaları ele geçirdi. Çatışmalar, Rohingya Müslümanlarına yönelik yeni bir şiddet dalgasını tetikledi ve Bangladeş’e sığınan mülteci sayısını artırdı. UNHCR’ye göre, 2023’ten bu yana ülke içinde yerinden edilenlerin sayısı artarken, 2025’te insani durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor. Askeri yönetimin ülke genelinde kontrolü sadece merkezde, özellikle başkent Naypyidaw’da sınırlı.
Uluslararası tepkiler ve Çin’in rolü
Myanmar’daki gelişmeler, uluslararası toplumda da yakından izleniyor. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, darbe sonrası Aung San Suu Kyi’nin serbest bırakılması ve demokrasiye dönüş çağrısı yaparken, Çin, Myanmar’daki ekonomik çıkarlarını korumak için askeri yönetimle yakın ilişkiler sürdürüyor. Pekin, kritik madenler, petrol-gaz projeleri ve Kuşak ve Yol Girişimi altyapı yatırımları için Myanmar’a destek veriyor ve çatışmaları sona erdirmek için geçici ateşkesler arabuluculuğu yaptı. Ancak, bu çabalar kalıcı bir çözüm getirmedi. Güney Kore, 2021’de Myanmar’a savunma ihracatı yasağı getirirken, Hindistan ve Rusya gibi ülkeler askeri rejimi dolaylı olarak desteklemeye devam ediyor. Muhalif gruplar, seçimlerin uluslararası meşruiyet kazanmaması için şiddeti tırmandırma tehdidinde bulunurken, Myanmar’daki kaosun 2026’ya kadar sürebileceği öngörülüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: