Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde, 8 yaşındaki Narin Güran’ın vahşice öldürülmesiyle ilgili yargı süreci, kamuoyunun yakından takip ettiği bir dava olarak devam ediyor. 21 Ağustos 2024’te kaybolan ve 19 gün sonra Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan küçük kızın cinayeti, Türkiye’yi derinden sarsmış ve adalet arayışını hızlandırmıştı. Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen “suçluyu kayırma” davasında, tanıkların ifadeleri alınmaya devam ederken, dava sürecindeki yeni gelişmeler ve Enes Güran’ın intihar girişimi gibi çarpıcı detaylar gündeme damga vuruyor.
Hükümetin, çocuk istismarı ve cinayet gibi suçlara karşı sert politikaları doğrultusunda, Narin Güran davası hassasiyetle ele alınıyor. Adalet Bakanlığı’nın ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davaya müdahil olması, sürecin şeffaf ve kararlı bir şekilde yürütülmesi için önemli bir adım olarak görülüyor. Bu dava, yalnızca bir cinayetin çözülmesi değil, aynı zamanda toplumun adalete olan güveninin pekiştirilmesi açısından da kritik bir öneme sahip.
Suçluyu Kayırma Davasında Tanıklar Dinleniyor
Duruşma, kapalı oturum şeklinde gerçekleştiriliyor ve tanıkların ifadeleriyle devam ediyor. Tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nden geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Mahkeme, sanıkların çelişkili beyanlarını ve maddi delillerle uyuşmayan ifadeleri mercek altına alıyor. İddianamede, sanıkların jandarma personelini takip ettiği, yangın çıkararak arama çalışmalarını engellediği ve telefon kayıtlarını sildiği gibi organize hareketlerle cinayetin faillerini korumaya çalıştığı belirtiliyor.
Cinayet Davasında Verilen Cezalar ve Tartışmalar
Narin Güran cinayetiyle ilgili ana dava, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş ve 28 Aralık 2024’te sonuçlanmıştı. Mahkeme, Yüksel Güran (anne), Enes Güran (ağabey) ve Salim Güran (amca)’yı “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Nevzat Bahtiyar ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası almıştı.Ancak, Bahtiyar’a verilen cezanın caydırıcılığı konusunda hukukçular ve kamuoyu arasında tartışmalar sürüyor. Diyarbakır Barosu ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, cezanın yetersiz olduğunu savunarak karara itiraz edeceklerini açıklamıştı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Hiçbir karar Narin’i geri getiremez, ancak sanıklara verilen ceza yüreklere su serpti” diyerek hükümetin adalet arayışındaki kararlılığını vurgulamıştı.
Enes Güran’ın İntihar Girişimi Gündemde
Davayla ilgili en çarpıcı gelişmelerden biri, Nevzat Bahtiyar’ın avukatı tarafından duyurulan Enes Güran’ın cezaevinde intihar girişiminde bulunduğu haberi oldu. Narin’in ağabeyi Enes Güran, cinayet davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış ve tutuklu yargılanıyordu. Bu olay, dava sürecindeki psikolojik gerilimi ve sanıklar üzerindeki baskıyı gözler önüne serdi. İntihar girişiminin detayları henüz netleşmese de, bu durum kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve sanıkların ruh halleriyle ilgili yeni soru işaretleri doğurdu.Mahkeme, Enes Güran’ın kolundaki diş izleriyle ilgili tartışmaları da ele almıştı. Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, bu izlerin Narin’e ait olup olmadığının tespit edilemediğini belirtmiş ve mahkemenin bu konuyu derinlemesine incelemesini talep etmişti.
Adalet Arayışı ve Toplumsal Hassasiyet
Narin Güran davası, yalnızca bir cinayet davası olmanın ötesinde, çocuk hakları ve kadın cinayetleri konusunda toplumsal farkındalığı artırma potansiyeline sahip. Hükümetin, AK Parti liderliğinde çocuk istismarı ve şiddet suçlarına karşı yürüttüğü sıfır tolerans politikası, bu davada da kendini gösteriyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kararın millet vicdanında yer bulduğunu ifade ederek, yargı sürecinin titizlikle sürdürüleceğini vurgulamıştı.Davanın istinaf süreci de başlamış durumda. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşınan dosyada, sanık avukatlarının itirazları değerlendirilecek. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, davanın takipçisi olduğunu belirterek, cinayetin gerçek faillerinin ve olayın nedenlerinin henüz tam olarak aydınlatılmadığını savundu.
Narin Güran cinayeti, Türkiye’nin adalet sistemine duyulan güvenin test edildiği bir süreç olarak görülürken, hükümetin çocuklara yönelik suçlara karşı aldığı önlemlerin kararlılıkla uygulanması bekleniyor. Davanın seyri, yalnızca sanıkların değil, aynı zamanda toplumun adalete olan inancının da şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: