Zekai Erdem, Türkiye'nin finans dünyasında adından söz ettiren bir isim. Kariyerine Divan kuaförde başlayıp kozmetik, restoran zincirleri ve nihayet finansal danışmanlığa uzanan kariyeriyle, krizdeki şirketleri ayağa kaldıran bir uzman haline nasıl geldi? Yirmi yıllık deneyimiyle milyarlarca dolarlık döviz girişi sağladı ve yüzlerce şirketi batmaktan kurtardı. Bu özel röportajda, Erdem'in ilham veren hikayesini, belediyelere sağladığı finansman desteğini ve ekonomik vizyonunu keşfediyoruz. Finansal kriz yönetimi, şirket yeniden yapılandırma ve belediye projeleri gibi anahtar alanlarda derin insights sunan bu sohbet, girişimciler için motivasyon kaynağı olacak. İşte sonhavadis.com'a özel Zekai Erdem röportaj...
Yirmi yıldır kamu ve belediyelere finans danışmanlığın yapan Erdem, dört büyük partiye eşit mesafede hizmet verdiğini belirtti. Hatay, İstanbul, Ankara gibi şehirlerin altyapı projelerine kredi sağladığını örneklerle anlattı. Ekonomik vizyonunda Türkiye'yi Çin'in alternatifi olarak konumlandıran Zekai Erdem; tarım, turizm, tekstil ve teknolojiyi (Dört T) ön plana çıkarıyor. Enerji maliyetleri ve personel giderlerini vurgulayarak, devlet-özel sektör işbirliğiyle ihracatın ithalatı geçebileceğini savunuyor.
Finans dünyasında krizlerle savaşan bir isim var ki, adı adeta uzmanlaştı: Zekai Erdem. 20 yılı aşkın kariyerinde sadece Türkiye’ye yaklaşık 5 milyar dolar döviz girişi sağlamakla kalmadı, aynı zamanda yüzlerce batmak üzere olan şirketi hayata döndürdü. Onun yöntemi sıradan değil; hastalanmış bir şirketi teşhis eder gibi inceliyor, sorunlarını tespit edip finansal can suyu modeliyle yeniden ayağa kaldırıyor.
Erdem, şirketlerin bankalara olan borçlarını yeni projelere bağlayarak yeniden yapılandırıyor. Sektör analizleriyle doğru yatırım ortaklarını buluyor ve bu süreci hem finansal danışman hem de kurtarıcı olarak yürütüyor. Kendisi, bu alanda sadece şirketlere değil, belediyelere ve devlet kurumlarına da finansal rehberlik yapıyor.
Zekai Erdem'in röportajı, finansal danışmanlığın ötesinde bir hayat dersi sunuyor. Berberlikten finans kurtarıcılığına uzanan yolu, azim ve network'ün gücünü kanıtlıyor. Şirket sahiplerine tavsiyesi net: Hataları erken tespit edin, profesyonel yardım alın. Belediyelere sağladığı destekler, altyapı gelişimine katkı sağlarken, ekonomik uyarısı güncelliğini koruyor. Dört T sektörlerini kaybetme riskine dikkat çekiyor ve teknoloji entegrasyonunu zorunlu görüyor. Örneğin, Manisa'da suda tarım projesini Kalkınma Bankası'yla gerçekleştirdiğini belirtiyor, ki bu enerji maliyetlerini düşürme açısından yenilikçi. Pandemi sonrası enflasyon ortamında bu öngörüler daha da değer kazanıyor. Erdem, aile şirketlerinde ikinci kuşağın hatalarını önleme konusunda uyarıyor; yanlış borçlanma ve yatırım krizlere yol açıyor. Başarı oranı yüksek danışmanlığı, şirketleri iflas masasından kurtarıyor. Kısa, orta ve uzun vadeli programlarla bankaları ikna ediyor, verimliliği artırıyor. Ürün kalitesi ve borç yönetimi anahtar unsurlar. KOBİ'lere odaklanarak orta büyüklükteki markaları bile dönüştürüyor. Mesajı umut verici: Türkiye, üretim merkezi olabilir, Orta Doğu'nun sigortası konumunda. İnsan kalitesini yükseltmek, marka haline gelmiş olan aile şirketlerinin yapılarını güçlendirmek gerekiyor. Atatürk'ün meyve sebze satarak banka kurmasını örnek gösteriyor; savaş dönemlerinde bile mümkün olanı barışta başarmak şart. Onun reçeteleri finansal kriz yönetimi arayanlar için rehber niteliğinde. Şirket yeniden yapılandırma stratejileri, belediye finansmanı modelleri ve ekonomik büyüme ipuçları dolu. Erdem'in mahareti, yatırımcıları buluşturma yeteneğiyle öne çıkıyor.
Bakanlar ve belediye başkanlarıyla görüşmeleri, Dört T projesini başlatması vizyonunu pekiştiriyor. Tarımda teknoloji entegrasyonu, turizmde otel yapılandırmaları, tekstilde fabrika kurtarmaları uzmanlık alanları. Özelleştirmelerin olumsuz etkilerini eleştiriyor, devlet kontrolünün önemini vurguluyor. Finansal danışmanlık, her şirketin ihtiyacı; hata önleme ve tasarruf sağlıyor. Elon Musk'ın Doge bölümünü örnek vererek, kaçak tespiti ve verim artışı vurguluyor. Türkiye'nin ihracat potansiyeli yüksek; küçük markalar için fırsatlar var. Olumsuzluklara rağmen 3-4 yılda toparlanma mümkün. Orta Doğu'nun Amerikası olarak tanımlanan Türkiye, kıymetli bir ülke. Son on yıldaki zorluklar aşılabilir, hastalıklar tedavi edilebilir. İthalat ve ihracat rakamlarını tersine çevirme gücü elimizde. Zekai Erdem’in hikayesi girişimcilere de ilham veriyor ve finans dünyasını aydınlatıyor.
Finansal zorluk yaşayan şirketlerin imdadına o yetişiyor!
Zekai Erdem’in uzmanlık alanı sadece teorik değil. Tarım, turizm, tekstil ve teknoloji olmak üzere dört temel sektörde onlarca firmayı iflastan döndürdü. Bu sektörlerdeki yatırımların verimliliğini artırdı, yurt içi ve dışı finansman sağlayarak üretimi sürdürülebilir hale getirdi. Özellikle son dönemde enerji ve personel maliyetlerindeki artışa rağmen birçok şirketin yeniden üretime geçmesini sağladı.
Zamanında Vehbi Koç’u kendi otelinden içeri almamıştı ama sonra...
Zekai Erdem’in hayatı bir başarılar zinciri ama en dikkat çekici anekdotlardan biri, Vehbi Koç ile tanışma hikâyesi. Taksim Divan Otel’de çalıştığı yıllarda, tanımadığı Koç’u salon kuralları gereği içeri almamış. Bu davranışı Koç’un dikkatini çekmiş ve yıllar sürecek bir dostluğun temelini atmış. Sonrasında Divan Kuaförleri'ni 11 şubeye çıkararak markalaştıran Erdem, girişimciliğe çok erken yaşlarda başladı.
20 yıldır kamu ve belediyelere özel finansmanda uzmanlaştı
Erdem yalnızca özel sektörle sınırlı kalmadı. İstanbul, Ankara, Mardin, Hatay gibi birçok ilin altyapı projelerine Avrupa ve kalkınma bankalarından milyon dolarlık fonlar kazandırdı. Belediye ekiplerinin yetersiz kaldığı uluslararası finansman alanında devreye girerek projelere hayat verdi. Hatta Türkiye’nin en büyük dört siyasi partisine fon sağlayan tek kişi olduğunu belirtiyor.
Çalışmadığı parti yok! Dört büyük partiye yıllardır finansman sağlıyor
Zekai Erdem'in finansal danışmanlık kariyeri siyasetin de kalbine dokunuyor. Sadece projeler için değil, uzun vadeli planlamalarla siyasi partilere uluslararası krediler ve finansal çözümler sundu. Bu sayede hem kamu yatırımları hızlandı hem de siyasi istikrarın ekonomik ayağı güçlendi. Erdem’e göre Türkiye, doğru planlamayla Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük üretim ve finans merkezi olabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: