Ortadoğu’da İsrail ile İran arasındaki çatışmalar dördüncü gününe girerken, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın nükleer programa ilişkin açıklamaları küresel dikkatleri çekti. 13 Haziran’da İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarıyla başlayan ve İran’ın balistik füze misillemeleriyle tırmanan gerilim, 224’ü İran’da, 24’ü İsrail’de olmak üzere yüzlerce can kaybına yol açtı. Pezeşkiyan, “Nükleer silah peşinde değiliz, ancak nükleer enerji hakkımızdan vazgeçmeyiz” diyerek rest çekti. Bölgedeki yüksek tansiyon, uluslararası diplomasiyi ve piyasaları sarsarken, savaşın seyri merak konusu. İşte Pezeşkiyan’ın açıklamalarının detayları ve çatışmanın arka planı.
Mesud Pezeşkiyan Kimdir?
Mesud Pezeşkiyan, 29 Eylül 1954’te Mahabad’da doğan İranlı bir doktor ve siyasetçi. Tebriz Üniversitesi’nde tıp eğitimi alan Pezeşkiyan, kalp cerrahı olarak tanındı. 2008-2021 arasında İran Meclisi’nde milletvekilliği yaptı, 2013-2017’de ise Sağlık Bakan Yardımcısı olarak görev aldı. Reformist kimliğiyle bilinen Pezeşkiyan, 2024’te İran Cumhurbaşkanı seçildi. Göreve geldikten sonra ekonomik sorunlara odaklanmayı ve Batı ile nükleer anlaşma müzakerelerini canlandırmayı vadetti. Ancak İsrail’in 13 Haziran’daki saldırıları, Pezeşkiyan’ı savunma odaklı bir lider pozisyonuna itti. Türkiye kökenli bir aileden gelen Pezeşkiyan, İran’ın Kürt ve Azeri toplumlarıyla bağları nedeniyle iç politikada da etkili. Nükleer program ve bölgesel gerilim konusundaki net duruşu, onu uluslararası arenada tartışmalı bir figür haline getiriyor.
Pezeşkiyan’ın Nükleer Açıklaması Ne?
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, 16 Haziran’da IRNA’ya yaptığı açıklamada, İsrail’in nükleer tesislere yönelik saldırılarını kınadı ve İran’ın nükleer politikasını savundu: “Nükleer silah geliştirme niyetimiz yok, ancak nükleer enerji ve araştırma hakkımız var. Kimse bunu elimizden alamaz. Ne savaş istiyorduk ne de savaşı biz başlattık.” Pezeşkiyan, İsrail’in Natanz ve İsfahan tesislerinde yarattığı hasarı “terör eylemi” olarak niteledi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan (IAEA) acil denetim talep etti. Açıklamalar, İran’ın nükleer programını savunma ve misilleme kararlılığını gösterme çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak Pezeşkiyan’ın “barışçıl nükleer enerji” vurgusu, Batı’da şüpheyle karşılanıyor; zira İsrail, İran’ın gizli bir nükleer silah programı yürüttüğünü iddia ediyor.
Çatışmanın Arka Planı ve Küresel Etkileri Ne?
İsrail’in 13 Haziran’da “Yükselen Aslan” operasyonuyla İran’ın Natanz, İsfahan, Piranşar ve Ghadir tesislerini hedef alması, çatışmaları tetikledi. İran, 200’den fazla balistik füzeyle Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa’yı vurarak karşılık verdi. İran’da Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve dokuz nükleer bilim insanı dahil 224 kişi öldü; İsrail’de can kaybı 24’e ulaştı. Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır, İsrail’i kınarken, ABD Başkanı Donald Trump barış çağrısı yaptı. Hürmüz Boğazı’nın kapanma riski, petrol fiyatlarını varil başına 75,35 dolara taşıdı; altın ons başına 3.439 dolara yükseldi. Türk Hava Yolları, İran ve komşu ülkelere uçuşları durdurdu. IAEA, Natanz’da kimyasal sızıntı tespit etti, ancak radyasyon riskinin kontrol altında olduğunu belirtti. Çatışmaların devam etmesi, bölgesel bir savaşı ve küresel ekonomik krizi tetikleyebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: