İstanbul’un Saraçhane bölgesinde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolar sırasında gözaltına alınan 28 kişinin kaderi değişti. Bir kısmı cezaevinde tutuklu, bir kısmı ise ev hapsinde tutulan bu kişiler için İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi tahliye kararı verdi. Karar, hem hukukçular hem de kamuoyu tarafından dikkatle takip edilen bir sürecin önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Olay, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ateşlenen gösterilerde güvenlik güçlerinin geniş çaplı müdahalesiyle başlamıştı. Gözaltına alınanlardan 28’i hakkında tutuklama ve adli kontrol kararları çıkmış, bu durum tepkilere yol açmıştı. Şimdi ise mahkemenin tahliye kararı, “adalet yerini buldu” yorumlarını beraberinde getirirken, sürecin detayları merak konusu oldu.
Tahliye Kararı Silivri’den Geldi
İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi, Saraçhane’de gözaltına alınan 28 sanık için tahliye kararı verdi. Mahkeme, bir kısmı cezaevinde, bir kısmı ev hapsinde olan sanıkların durumunu değerlendirdi. Kararda, sanıkların suçlandığı 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1 maddesi kapsamında delillerin toplandığı ve kaçma şüphesinin bulunmadığı belirtildi. Tahliye, adli kontrol tedbirinin ölçüsüzlüğüne vurgu yapılarak gerekçelendirildi.
Avukat Aras: “Yüzleri Güldüren Bir Gelişme”
Sanıkların avukatı Fırat Aras, kararı “Berlin’de hakimler var sözünü anımsatan, yüzleri güldüren bir gelişme” olarak niteledi. Aras, mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunarak, ev hapsi gibi adli kontrol tedbirlerinin tutuklama koşulları gerektirdiğini ve bu durumda ölçüsüz kaldığını savunduğunu aktardı. Ayrıca, benzer suçlamalarla yargılanan 15 sanık için yurt dışı çıkış yasağı kararı verildiğini ekledi.
Gerekçe: Deliller Toplandı, Kaçma Şüphesi Yok
Mahkeme, tahliye kararını şu gerekçelere dayandırdı: Sanıklara yüklenen suçla ilgili tüm deliller toplandı, delillerin yok edilmesi ya da değiştirilmesi ihtimali kalmadı. Sanıkların sabit ikametgah sahibi olması ve kaçacaklarına dair somut bir olgu bulunmaması da kararda etkili oldu. 2911 Sayılı Kanun’un cezai sınırları ile adli kontrol süresinin orantısızlığı, tahliyenin ana dayanaklarından biri olarak öne çıktı.
Yorumlar
Kalan Karakter: