Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, New York’ta düzenlenen “Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayri Resmi Toplantı” sırasında, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. 16 Temmuz’da Şam’daki Genelkurmay Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na düzenlenen hava saldırılarının ardından Fidan, “Suriye’de istikrarsızlığa yol açacak politikalara izin veremeyiz. 3-4 saat içinde ateşkes sürecine girileceğini umuyoruz,” dedi. Bölgedeki Dürzi-Bedevi çatışmalarını gerekçe gösteren İsrail’e sert tepki gösteren Fidan, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Türkiye’nin, ABD, Ürdün ve Suudi Arabistan ile yoğun diplomasi trafiği yürüttüğü belirtildi.
İsrail’in Şam saldırıları ve Suriye’deki gerilim
İsrail Hava Kuvvetleri, 16 Temmuz’da Şam’da Genelkurmay Başkanlığı binasına ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresine üç ayrı hava saldırısı düzenledi. Saldırılar, Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde 13 Temmuz’da başlayan Dürzi gruplar ile Bedevi Arap aşiretleri arasındaki çatışmaları gerekçe gösterdi. Suriye Sağlık Bakanlığı, saldırılarda 6 kişinin hayatını kaybettiğini, 28 kişinin yaralandığını açıkladı. Fidan, İsrail’in bu saldırılarının, 8 Aralık’tan sonra Şam’da kurulan yeni yönetimin uluslararası kabul gördüğü bir dönemde, Suriye’nin istikrarını tehdit ettiğini vurguladı. “İsrail, bölgede fiili bir istikrarsızlaştırma politikası izliyor,” diyen Fidan, bu tutumun bölge ülkelerinin egemenlik haklarını hiçe saydığını ifade etti.
Ateşkes çabaları ve bölgesel diplomasi
Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetime destek verdiğini ve istikrar için çalıştığını belirtti. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Ürdün ve Suudi Arabistan ile yakın koordinasyon içinde olduklarını açıklayan Fidan, “Önümüzdeki 3-4 saat içinde bir sessizlik ve ateşkes sürecine gireceğimizi umuyoruz,” diyerek acil bir çözüm hedeflediklerini vurguladı. Ayrıca, YPG’nin bölgedeki karışıklıktan faydalanarak hareketlilik gösterdiğine dair duyumlar aldıklarını belirten Fidan, “Fırsatçılık büyük risk getirir,” diyerek YPG’ye yapıcı bir rol oynama çağrısı yaptı. Avrupa Birliği de İsrail’in saldırılarını “endişeyle” izlediğini belirtirken, Suriye Dışişleri Bakanlığı, “İsrail’in işgalci zihniyeti bölge barışını tehdit ediyor,” açıklamasıyla tepkisini ortaya koydu.
Süveyda’daki kriz ve uluslararası boyut
Süveyda’daki gerilim, 13 Temmuz’da Dürzi gruplar ile Bedevi Arap aşiretleri arasında başlayan kaçırma olaylarının hükümet güçlerinin müdahalesiyle çatışmaya dönüşmesiyle tırmandı. İsrail, Dürzi toplumu koruma iddiasıyla Şam’a saldırılar düzenlerken, Dürzi liderler İsrail’in müdahalesine karşı çıkarak Suriye’nin egemenliğini savundu. Fidan, “Dürzilerle Bedeviler arasındaki çatışmalar güvenlik güçlerinin müdahalesiyle nihayete ermeli,” diyerek sivil kayıpların önlenmesinin kritik olduğunu vurguladı. Türkiye, ABD ile stratejik mekanizma çerçevesinde temaslarını sürdürürken, Fidan, “İsrail yol yakınken istikrarsızlaştırıcı politikalardan vazgeçmeli,” diyerek uluslararası toplumu İsrail’e “dur” demeye çağırdı. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma konusundaki kararlılık, Fidan’ın açıklamalarının ana eksenini oluşturdu.
Yorumlar
Kalan Karakter: