Otomotiv sektöründeki son değerlerin değerlendirilmesi FEV Türkiye Genel Müdürü Önder Erdoğan, “2030-2050 yıllarında karbon salınımı hedefleriyle birlikte elektrikli araçlar yaygınlaşacak” diyerek sürücüz araçları ve mobilitenin geleceği ile ilgili dikkat çekici tahminlerde bulundu.
Türkiye genelinde yapılan birçok araştırma maliyeti elektrikli araçlara yönelik her ne kadar harcama olsa da da maliyetler düşünüldüğünde bu seçeneğe olumlu bakışı gösteriyor. Türkiye’de 5 büyük ilde ve 8 farklı lokasyonda faaliyet yürütücüsü YTÜ Yıldız Teknopark işletmelerinden FEV Türkiye Genel Müdürü Önder Erdoğan, sürücüz araçlar için altyapı ve alışkanlıklara dikkat edilmesi, “Sürücüsüz araçlar da işin nihayetinde gidiş noktası ama tamamen sürücüz bölümleri için bir miktar daha zamana ihtiyaç duyması var” diyerek, otomotiv sektörüne yönelik açıklamalarda bulundu.
“2030 yılında mevcut enerji kapasitesinin 10 katı bir ihtiyaç olacak”
Mobilite kısıtlamasının belirlenmesinde iklim anlaşmalarının büyük rolünün sürdürdüğü Önder Erdoğan, bu dönem özellikle 2030-2050 karbon salınım hedefleriyle birlikte elektriğin yayılmasının yaygınlaşması ve kullanımında ciddi bir dizinin sonuçlarını söyledi. Bu dış katmanları da beraberinde getirdiğini ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:
“Özellikle elektrikli araçlar için batarya kullanımı kullanılan ham madde tedariği konusunda küresel çapta ciddi bir sıkıntı ya da dar boğaz bekliyor. Nikel, kobalt, çevre gibi ham ürünlerin dünya çapındaki tedariği giderek zorlaşıyor. Kaynakların kısıtlı olmasıyla birlikte, mevcut olan maliyetler de giderek yükseliyor. Tabi her zorluğu bir fırsat beraberinde getiriyor. Buna alternatif olarak, alternatif kimyalar; Sodyum iyon, yayılma sülfür gibi oğul ortaya çıkan alternatif teknolojiler de fırsat olarak önümüze çıkıyor. Elektrikli şarj cihazı için gerekli olan kurulu enerji kapasitesi de önümüzde bizi bekleyen diğer bir zorluk. 2030’a geldiğimizde küresel olarak şu anda mevcut enerji kapasitesinin 10 katı bir ihtiyacı görülüyor. Yani 1000 terawatt kullanılması bir enerji bulundurma ihtiyacı var görünen o dönemdeki piyasadaki elinde şarj edilebilmesini sağlamak için. Bu da tabi çok ciddi bir altyapının karmaşıklığı ve zorluğu.”
“Batarya çöplüğüyle karşı karşıya kalabiliriz”
Yenilenebilir enerjilerin kullanımının ve birikiminin bu noktanın önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, “Buradaki gücü da ben değerlendirmek enerjide tüketirim. Yeşil çevre politikalarını da kapsamada rüzgar enerjisi özellikle yaygınlaştıracaktır. Diğer bir konu da her aracın belli bir ömrü var, tabi bataryaların da bir ömrü var. Araç üzerinde kullanılan bataryaların ömrü bittikten sonra ikinci ömür var. Enerji depolama sistemi olarak da kullanılabiliyor. Ancak, en nihayetinde bataryaların faydalı kullanım ömrünün sonunda geri gidiş de ayrı bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Elektrikli araç üzerinden çıkan bataryanın geri dönüşümünü sağlıklı bir şekilde sağlayamazsak bu kez de batarya çöplüğüyle karşı karşıya kalabiliriz” şeklinde yorumladı.
“Togg ekonomik açıdan bir ivme teşkil ediyor”
Togg ile birlikte elektrikli araç kullanım oranlarının artacağını söyleyen Önder Erdoğan, “Togg’un özellikle binek araçların bulunduğu yerlerde ve lokal pazardan itibaren hedef kitle olarak tüketim açısından bir ivme teşkil ediyor ve birçok teknoloji sahibinin da, üretici şirket da bu trendle birlikte daha çok bu alana yatırım yapacağız. Daha hızlı büyümeleri yaşamak da mümkün. Ülke olarak bu çıkışın daha başındayız. Gerçekte hizmet araç koruyucuları üzerindeki birçok proje var üzerinde çalışılan veya girilen girilmiş olan. Ancak tedarik sanayi kenarları biraz daha gayret göstermesi gerekiyor. Ülke olarak tedarik sanayi tarafında daha fazla gelişmemiz gerekiyor” dedi.
“Sürücüsüz araçlar yaygınlaşacak”
İşin nihayetinde gideceği noktanın sürücüleriz araçlarının olduğunu ifade eden Önder Erdoğan, tam otonom olarak geleceği ile ilgili olanları söyledi:
“Tamamen sürücüleriz araçlar için bir miktar daha zamana ihtiyaç var. Çünkü bunun altyapı ve alışkanlık olarak yerleşmesi bir süre daha vakit alacak gibi görünüyor ama öncelikli olarak elektrikli araçlar ve yarı otonom araçlar yaygınlaşmaya devam edecek. Zaten kontrollü ve sınırlı alanlarda şu an için yaygınlaşmaya başladı. Yani rotası belli olan toplu taşıma araçları gibi uygulamalar ile beraberinde sürücüz araç uygulamaları da artacak.”
“Artık araçları bizi sadece A bağlantısının B noktasına taşımıyor”
Mobilitenin her kesimine hitap etmeye çalıştıklarını söyleyen Erdoğan son olarak, “Bizim vizyonumuz daha çok sinerji oluşturmak ve kullanmak. Örneğin, binek araç segmenti için bir sistem geliştiriyorsak, onu koruyan farklı bir segmente adapte edilebilir şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Diğer yandan mobilite birçok sektörle iç içe. Bu sürecin başında ICT dediğimiz bilgi iletişim teknolojileri geliyor. Artık araçlar bizi A geçişinin B noktasını taşıyan 4 tekerli hareket eden mekanizmalar olmaktan çıkmış durumda. Araç içinde yolculuklar sırasında nasıl vakit geçirdiğiniz, oradaki konforunuz, sürücüleriz, emniyetiniz artık çok çok ön planda. Bunların çoğu da artık elektronik ve yazılımla ilgili sistemler. Dolayısıyla son birkaç senede özellikle bu ağırlıkları ciddi bir şekilde birleştirmeye başladı. Hepsi birer fırsat. Her fırsat bir ihtiyaçtan doğuyor. İhtiyaçları da yaşanan zorluklar ortaya çıkıyor. Bu nedenle tüm yaşananları bir fırsata çevirmek lazım. Bu etkileyici yeni ortaya çıkan iş kollarında bizim de Türkiye’deki endüstri kuruluşları olarak geçtiğimiz bu trenin içinde yer alarak doğru bir şekilde görünüş pozisyonlandırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.