Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a alenen hakaret ettiği iddiasıyla İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. 19 Ocak 2025’te Antalya’da düzenlenen parti toplantısında sarf ettiği sözler nedeniyle başlatılan soruşturma, Özdağ’ın 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezasıyla yargılanmasına yol açtı. Davanın ilk duruşması, siyasi isimlerin yoğun katılımı ve adliye çevresinde alınan geniş güvenlik önlemleriyle dikkat çekti.
Bu dava, yalnızca Özdağ’ın ifadeleriyle sınırlı kalmayıp, Türkiye’de siyasi eleştirilerin yargı yoluyla nasıl ele alındığına dair geniş bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Özdağ’ın konuşmasında kullandığı ifadelerin, Cumhurbaşkanı’nın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğu iddia edilirken, savunma tarafı bu sözlerin siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Aşağıda, davanın detayları ve öne çıkan noktaları ele alınıyor.
Davanın Arka Planı ve İddianame Detayları
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özdağ’ın 19 Ocak 2025’te Zafer Partisi’nin Antalya İl Başkanları İstişare Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözleri üzerine resen soruşturma başlattı. İddianamede, Özdağ’ın
“Hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın Türk milletine verdiği zararı vermemiştir” ve
“Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak inancına zarar vermektedir” gibi ifadeleri,
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi kapsamında “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçu olarak nitelendirildi. Savcılık, bu sözlerin Erdoğan’ın kişisel onurunu zedelediğini ve kamuoyu nezdinde saygınlığına zarar verdiğini öne sürdü. Özdağ için
4 yıl 8 aya kadar hapis cezası talep edilirken,
kamu görevlerinden men edilmesi de istendi, bu da milletvekilliği gibi haklardan yoksun bırakılmasını kapsıyor.
İlk Duruşmada Yaşananlar
İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda gerçekleşti. Başka bir dosyadan Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Özdağ, duruşmaya avukatlarıyla katıldı. Duruşmayı,
CHP Genel Başkanı Özgür Özel,
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik,
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ve çok sayıda Zafer Partili yönetici izledi. Adliye önünde toplanan partililerin salona alınmaması kısa süreli bir gerginliğe yol açtı, ancak polis slogan atan gruba müdahale etmedi. Yoğun güvenlik önlemleri altında geçen duruşmada, kimlik tespiti sonrası Özdağ’ın savunmasına geçildi. Çok sayıda basın mensubu da süreci yakından takip etti, bu da davanın kamuoyundaki yankısını ortaya koydu.
Siyasi ve Hukuki Tartışmalar
Davanın siyasi boyutu, duruşmadaki yüksek profilli katılım ve muhalefetin tepkileriyle daha da belirginleşti. Özdağ’ın avukatları, söz konusu ifadelerin siyasi eleştiri sınırları içinde olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Muhalefet liderleri, davayı yargının siyasallaştırıldığı bir örnek olarak nitelendiriyor. Örneğin, CHP’li Yunus Emre, Özdağ’ın gözaltı ve tutuklama süreçlerini “siyasi” olarak değerlendirmiş ve iktidarın yargıyı muhalefeti susturmak için kullandığına işaret etmişti. Özdağ ise daha önce yaptığı açıklamalarda,
“Bu konuşmayı 1000 defa daha yapmaya hazırım” diyerek sözlerinin arkasında duracağını belirtmişti. Öte yandan, davanın İstanbul’da görülmesi de tartışma konusu oldu; İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yetkisizlik kararıyla dosyayı Antalya’ya gönderme girişimi, savcılığın itirazı üzerine İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: