Halk arasında "Panik atak" olarak bilinen hastalığın gerçek ismi "Panik bozukluktur. Panik atak, panik bozuklukta görülen her bir atağa verilen isimdir. Yani örneğin bir tespihin tamamı panik bozukluksa, her bir tespih tanesi panik ataktır. Panik atakların bir araya gelmesiyle tanımlanan hastalık Panik bozukluktur. Panik bozukluk, kendiliğinden ve beklenmeyen bir anda ortaya çıkan panik ataklarla teşhis edilen bir hastalıktır. Panik ataklar, çarpıntı, ölecek gibi olma, aklını yitirecek gibi olma. gibi belirtilerin eşlik ettiği, genellikle 1 saatten kısa süren şiddetli anksiyete ve korku periyotlarıdır. Panik bozukluk anksiyeteli bozukluklar içerisinde tanımlanan çok yaygın bir hastalıktır.
Panik Atak neden ortaya çıkar? Panik bozukluğun ortaya çıkmasında hangi faktörler etkilidir?
Panik ortaya çıkaran faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1-) Biyolojik Faktörler: Panik Atakla ilgili yapılan araştırmalar paniğin biyolojik kökenlerini ortaya çıkarmıştır. Beyin yapısı ve beyin işlevlerinde bir dizi biyolojik anormallikten dolayı panik oluştuğu saptanmıştır.
2-) Genetik Faktörler: Birçok araştırmada panik bozukluk hastalarının birinci dereceden akrabalarında panik riski bulunma riski diğerlerine göre 4 ila 8 kat daha fazla olarak saptanmıştır. Ayrıca bir başka çalışmada panik bozukluğun tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre daha sık görülebildiği ortaya çıkmıştır.
3-) Psikososyal etkenler: Davranışçı yaklaşıma göre panik bozukluk anne-baba davranışının modellenerek öğrenilmesi şeklinde oluştuğunu savunurlar. Psikanalitik kuramlar ise; anksiyeteye yol açan dürtülere karşı bedenin ortaya çıkardığı bir başarısız savunma olarak açıklarlar.
Çarpıntı, kalp atımlarında artma, terleme, titreme, nefes darlığı, boğuluyormuş gibi olma, soluğun kesilmesi, göğüsün sıkışması ve göğüs ağrısı, baş dönmesi, düşecekmiş-bayılacakmış gibi olma, benliğinden ayrılıyormuş gibi olma, gerçeklerden kopma, kontrolü kaybedecek ya da çıldıracak gibi olma, uyuşma-karıncalanma hissi, sıcak basması, ölecekmiş gibi olma. Gibi belirtilerle teşhis edilir.
Çarpıntı, kalp atımlarında artma, terleme, titreme, nefes darlığı, boğuluyormuş gibi olma, soluğun kesilmesi, göğüsün sıkışması ve göğüs ağrısı, baş dönmesi, düşecekmiş-bayılacakmış gibi olma, benliğinden ayrılıyormuş gibi olma, gerçeklerden kopma, kontrolü kaybedecek ya da çıldıracak gibi olma, uyuşma-karıncalanma hissi, sıcak basması, ölecekmiş gibi olma. Gibi belirtilerle teşhis edilir.
İlk panik atak sıklıkla kendiliğinden ortaya çıkar. İlk atak beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Panik atak sıklıkla 10 dakikalık süreçte hızlıca yaşanır. Çarpıntı, kalp atımlarında artma, terleme, titreme, nefes darlığı, boğuluyormuş gibi olma, soluğun kesilmesi, göğüsün sıkışması ve göğüs ağrısı, baş dönmesi, düşecekmiş-bayılacakmış gibi olma, benliğinden ayrılıyormuş gibi olma, gerçeklerden kopma, kontrolü kaybedecek ya da çıldıracak gibi olma, uyuşma-karıncalanma hissi, sıcak basması, ölecekmiş gibi olma. Gibi belirtiler hızlıca yaşanır. Hastalar korkularının kaynağını genellikle adlandıramazlar. Ataklar genellikle 25-30 dakika devam eder. Bir atak esnasında hasta ikinci bir atak geçireceği kaygısındadır. O anda yapılan bir muayenede konuşmada bozukluklar ortaya çıkar.
Ülkemizde Tıp Fakültelerinde Psikiyatri dersi için ayrılan süre 1 ay ve bir de staj dönemi. Ancak insanı insan yapan değerlerin bilimi olan psikiyatri tıp öğrencilerine her sene ve yoğun bir şekilde öğretilmelidir. Acildeki bir uzman gelen hastanın kalp rahatsızlığı mı olduğunu astım hastası mı olduğunu bu şekilde hızlıca anlayabilir. Ancak psikiyatri eğitiminin eksik kalması maalesef teşhis için hekimleri pek çok tahlil ve tıbbi görüntülemeye sevk etmektedir. Bunun da 1 yılda ülkemize maliyeti 5 milyar $ 'dır. Aslında Panik Bozukluk, teşhisi ve tedavisi tamamen mümkün bir hastalıktır.
Agorafobi(Açık alan korkusu) ile beraber devam eden Panik bozukluk: Agorafobi; beklenmedik şekilde ve beklenmedik zamanda ortaya çıkacak bir panik atağın ya da panik benzeri semptomların ortadan kalkması için yardım almanın ve kaçmanın zor olacağı yerlerde bulunmaktan yoğun bir anksiyete duyma şeklinde oluşan fobidir. Tek başına ev dışına çıkamama, açık ve kalabalık alanda olamama, duraklarda sıra bekleyememe, köprü üzerinde ya da trafikte olamama. Gibi örneklendirilebilir. Kalabalık caddeler, kalabalık mağazalar, tüneller, köprüler, asansörler, metrolar, uçaklar. Hasta için son derece kaçınılması gereken uyaranlardır. Evden tek başlarına çıkamazlar. Mutlaka yakın birinin eşlik etmesi için ısrarda bulunurlar.
Agorafobi bulunmayan Panik bozukluk: Yineleyen, beklenmedik panik atakların en az birini 1 ay süreyle başka atakların olacağına dair yoğun bir anksiyete (kaygı), kontrolü kaybetmeye yönelik yoğun üzüntü, alışılmış davranışlarda değişiklik izler. Açık alan korkusunun görülmediği tiptir.
Panik Bozukluk Tedavisi tamamen mümkün bir hastalıktır. Tedavide en önemli husus teşhistir. Bir panik atağı teşhis edebilmek tecrübe ve bilgi birikimi gerektirir. Bir panik atağı teşhis ederken panik bozuklukla kalp hastalıklarını, dâhiliye hastalıklarını, nöroloji hastalıklarını, solunum yolları hastalıklarını karıştırmamak gerekir. Hastaları gereksiz tahlil ve teşhisten uzak tutmak bir hekimin görevidir. Çarpıntı, kalp atımlarında artma, terleme, titreme, nefes darlığı, boğuluyormuş gibi olma, soluğun kesilmesi, göğüsün sıkışması ve göğüs ağrısı, baş dönmesi, düşecekmiş-bayılacakmış gibi olma, benliğinden ayrılıyormuş gibi olma, gerçeklerden kopma, kontrolü kaybedecek ya da çıldıracak gibi olma, uyuşma-karıncalanma hissi, sıcak basması, ölecekmiş gibi olma. Gibi belirtiler bir hekimin aklına "Panik Atağı" mutlaka getirmelidir. Teşhis doğru yapıldığı zaman tedavide 2 seçenek vardır:
Farmakoterapi ( İlaç tedavisi) ve Psikoterapi (Özellikle Bilişsel-Davranışçı Terapiler).
İlaç Tedavisi: Hastalığın şiddetine göre uygulanan kombinasyonlar tedavide olumlu sonuçlar verir. İlaç kullanımı en az 8-12 ay sürmelidir. Mevcut bilgilerimiz panik bozukluğun süregen ve tekrarlayıcı bir hastalık olduğunu, tedavi bırakıldığında atakların tekrarladığını göstermektedir. Tedavisi başarılı olmuş bir panik bozukluğun ilaç tedavisi bırakıldığında % 50 oranında tekrarladığına dair veriler bulunmaktadır
(Psikoterapiler Bilişsel-Davranışçı Terapiler):
Bilişsel Terapi; hastanın beyin bilgisayarında yanlış giden bir bilgi işlem sürecinin doğru bilgiyle değiştirilerek davranış değişikliği sağlanmasıdır. Panik bozukluk hastalarının genellikle bilgi-işlem sürecindeki yanlış; paniğin tekrarı, kıyamet, ölüm tehdidi, çıldırma korkusu şeklindedir.
Gevşeme Teknikleri; Hastaya yoğun anksiyetesini kontrol etme öğretilir. Kas gevşemesi için hekim bir takım teknik yöntemler öğretir. Hasta panik atak esnasında bu tekniği uygulayarak gevşemeyi sağlayabilir. Otojenik gevşemede hiç durmadan arka arkaya şunları tekrar edin: kolum ağır-elim sıcak-nefesim sakin ve düzenli-kalbim sakin ve düzenli-karnım sıcak-alnım serin.
Solunum Egzersizleri; Panik atakları kontrol etmek için, panik atak henüz başlamadan, başlayacağı hissedildiğinde hastanın başvurabileceği yöntemdir. İyi bir nefes almak iyi bir nefes vermekle başlar. Ağır derin ve sessiz olun. Nefes egzersizine başlamadan önce, sağ elinizi göbeğinizin hemen altına koyun, sol elinizi göğsünüzün üzerine koyun ve gözlerinizi kapatın. Nefes almadan önce ciğerinizi iyice boşaltın. Yeni bir nefes almak için birkaç saniye bekleyin. Ard arda iki derin nefes aldıktan sonra kesinlikle 4-5 kez de normal nefes alın. Tüm bu işlemleri günde 40 kez yapın ve bunu alışkanlık haline getirin.
Davranışsal Terapi; Bu teknik hastanın korktuğu uyarana karşı aşamalarla alışması ve o uyarana karşı duyarsızlaşmasıdır. Hem dış uyaranlar hem de iç uyaran ve korkularla ilgili uygulanan bir psikoterapi yöntemidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: